The money translate Turkish
63,846 parallel translation
And the money, Cisco.
Hem de ne para Cisco.
It's about the money, but... it's about us niggas at our spot getting our fair share.
Para için geldik. Ama konu kendi mekanımızda, hakkımız olan parayı almamız.
- Mm-hm. - We're doing lovely by you, but we're getting the short end of the money.
Seni memnun ediyoruz ama elimize az para geçiyor.
We got the money from the music.
O parayı müzik yaparak kazandık.
The money's clean.
Para temiz.
You got the money?
Para yanınızda mı?
I don't, um- - you don't, what, need the money?
Ben... Ne, paraya ihtiyacın yok mu?
How about I find your girl and your briefcase full of cocaine and you pay me triple the money.
Kızı nerden buldum ve kocainle dolu senin çantasın bana paranın üç katına para veriyorsun.
We had a deal... your doggie and the money for my cocaine.
Köpeğin ve kokainin parasının bir anlaşmasıydı.
And where did he get the money to buy a ship? !
Ayrıca gemi satın alacak parayı nereden buldu?
And also the money your father owed me. Ah!
Hem babanın bana borcu vardı.
Where's the money, Delaney? !
- Para nerede Delaney?
I'll loan you the money.
Ben sana borç veririm.
I'll loan you the money.
Ben borç veririm.
I'll get the money.
Parayı getireceğim.
Not that I like to think where the money is going to exactly, but money keeps the people happy, so we're rolling with that.
Paranın gittiği yer hoşuma gitmiyor ama insanlar mutlu, o yüzden ses çıkarmıyoruz.
I know the money that Sergeant Ortega gave you can't bring back your family.
Çavuş Ortega'nın size verdiği para ailenizi geri getirmez.
The money you made from selling the properties your old man left you.
İhityarın sana bıraktığı mülklerden..... gelen parayı istiyorum.
You transfer the money Anna, you do it now or bad things are going to happen.
Sadece parayı transfer et Anna. Bunu yapmazsan kötü şeyler olacak.
I need you to transfer all the money that's still in it back to me.
Oradaki tüm parayı bana transfer etmeni istiyorum.
I sent the money, are you okay?
iyi misin?
I don't give a shit, but you're not gonna make the money I'm talking about Bob.
Umurumda değil. Ama benim bahsettiğim parayı asla bulamazsın Bob.
I need the money right fucking now.
Paraya şu anda ihtiyacım var.
You have the money but you insist on this farce...
Paraya sahipsin. Ama bu saçmalığa devam ediyorsun.
The money was for him...
Para onun içindi...
So how did you find out about the money?
Peki paramı nasıl öğrendin?
He's all about the money.
Sadece paranın derdinde.
And don't forget the money...
And don't forget the money...
We all wanted the money.
Ve parayıda unutma.
What did you do with the money?
Parayla ne yaptın?
The money's gone for an hour, then they transfers it right back into the original account.
Sonra parayı ana hesaba geri yolluyor.
You take it off before that, you have to pay us the money back.
Daha önce çıkartırsan parayı bize geri ödersin.
Bring back the leaves while they still wet with chemical and you graduate from singing'and dancin', make you some real money.
Yaprakları kimyasalla ıslakken geri getir, sahne hayatından mezun ol, gerçek paralar kazanmaya başla.
That's where the money is.
Esas para orada.
Biggest show ever played for the most money ever paid, man.
En büyük şov olacak ve en büyük ödemeyi alacağız.
Hey, because the Get Down Brothers make money, money, make money, money, money!
Çünkü Get Down Kardeşler kazanır para, kazanır para!
Now you make enough money on whatever you do on the side to buy your own comics... so things definitely do change.
Artık ek işinle kendi çizgi romanlarını alacak kadar para kazanıyorsun, yani durum kesinlikle değişti.
Looks like two of you will be leaving the block today, Money.
Görünüşü göre siz ikiniz bugün buradan ayrılacaksınız, Money.
He's ordered this guy, Jacob Harlon, goes by the street name of Money, to handle things.
İşleri halletmesi için, lakabı Money olan Jacob Harlon'a emir vermiş.
I will walk the walk, Money.
Bir daha yapmayacağım, Money.
Paid cash with the rest of my gate money for a steak dinner at Sizzler's.
Sana verebileceğim tek şey bu. Çıkarken aldığım paradan kalanını Sizzler'da bifteğe verdim.
Welcome to the pad, Money.
Dairene hoş geldin Money.
Shotgun, right before I met you, Shotgun said that if I said anything about the extra guns, he'd green-light me, Money.
Seninle tanışmadan önce eğer bütün silahlardan bahsedersem Shotgun beni öldüreceğini söyledi.
What the fuck, Money?
Neler oluyor Money?
So he goes to the gym, frequents nightclubs, likes to throw his money around, maybe act like a big shot.
Demek spora, sık sık gece klüplerine gidiyor, parasını saçmayı seviyor, belki kodaman numarası yapıyor.
I know many of the taggers in the neighborhood, the only problem is, you still owe me money.
Çoğu etiketleyiciyi biliyorum... Mahallede tek sorun şu ki, hâlâ bana borcun var.
Everybody knows, he is the last person you want to borrow money from.
Herkes bilir, para ödünç vermek istediğiniz son kişidir.
Heroin is the only thing bringing money in.
Para getiren tek şey eroin.
Forget about the money.
Parayı unut.
There's the money.
Para da burada.
The truth is, Em... Caleb came up with a bunch of money to help pay for your transplant.
Gerçek şu ki Em naklinin gerçekleşebilmesi için Caleb bir tomar parayla geldi.
the money's gone 37
the money's good 16
money 2165
moneypenny 26
money talks 25
money first 26
moneybags 16
money isn't everything 29
money problems 28
money laundering 67
the money's good 16
money 2165
moneypenny 26
money talks 25
money first 26
moneybags 16
money isn't everything 29
money problems 28
money laundering 67
the mentalist 91
the more the merrier 116
the message 46
the moon 186
the middle east 33
the merrier 49
the mask 38
the music 166
the man 273
the men 76
the more the merrier 116
the message 46
the moon 186
the middle east 33
the merrier 49
the mask 38
the music 166
the man 273
the men 76
the moment of truth 36
the more i think about it 71
the man himself 21
the mall 39
the maid 51
the mother 105
the movie 102
the map 56
the more 64
the master 100
the more i think about it 71
the man himself 21
the mall 39
the maid 51
the mother 105
the movie 102
the map 56
the more 64
the master 100