The other one translate Turkish
15,593 parallel translation
We stick together, it's a matter of time before one of us devours the other one, and you know it.
Beraber devam edersek, bir süre sonra birimiz diğerini yutacak. Sen de farkındasın.
I prefer the other one.
Ben diğerini istiyorum.
Where's the other one?
Diğeri nerede?
When they went for the other one, my partner, Genewen, fought back, and I escaped.
Diğeri için harekete geçtiklerinde, ortağım Genewen karşı koydu ve ben kaçtım.
Throw this away and give me the other one.
Bundan kurtul ve bana yeni bir tane ver.
The other one, though, that French one...
Diğeriyse, Fransız olanı...
Fight, drink, and I can't remember the other one.
Dövüşmek, içmek ve... Diğerini hatırlamıyorum.
- Pull the other one.
- Başka bir şey söyle.
- the other one's known as The Lady.
-... diğeri de "The Lady" olarak biliniyor.
One is in a safe location, and this is the other one.
Birisini sakladım. Diğeri de burada.
Or rather, it was the other one.
Buradaydı yani.
Shit, they don't even know what the other one's done.
Siktir biri diğerinin ne yaptığım bile bilmeyecek.
They're a boy and a girl, and... that they're monogamous for life, so if... one of them dies, then the other one... will die like a week later.
Onlar bir erkek ve bir dişi, ve... onlar tek eşliler, o yüzden... biri öldüğünde, diğeride... bir hafta sonra ölecektir.
- Him. The other one.
- O, diğeri.
She likes me, and she's quite as rich as the other one.
Benden hoşlanıyor, hem diğeri kadar zengin.
That's the other one.
Bu diğeri.
No, not that one. The other one.
Hayır o değil, diğeri.
Here. The other one is the next door over, right beside this one.
Gel, diğeri de hemen bunun yanındaki kapıda.
What about the other one?
Peki ya şu diğeri?
The other one made it a full two days before they recaptured him.
Bir tanesi onu tekrar yakalamadan iki gün kaçabilmiş.
Oh. Oh, hey, you trying to break the other one?
Hey, diğerini de kırmaya mı çalışıyorsun?
Apparently, one of them had gone completely mad and murdered the other five.
İçlerinden birinin tamamen delirip, diğer beş kişiyi öldürdüğü bariz bir şekilde görülüyordu.
The marked face and the dress, we can't have one without the other.
Dövmeli yüz ve elbise. Biri olmadan diğeri olmaz.
And in my experience, one feels a whole lot better than the other.
Ve bence biri diğerinden çok daha iyi hissettiriyor.
One is as though nothing is a miracle and the other is as though everything is a miracle.
"Hayatı yaşamanın iki yolu vardır Biri hiçbir şey mucize değilmiş gibi yaşamak diğeri ise her şey mucizeymiş gibi yaşamak."
Someone with your confidence and drive can seem like a complete mystery to a person who lacks one or the other.
Güvenin ve azmin, bunlara sahip olmayan birine... tamamen gizemli biri gibi görünebilir.
One collapses, so does the other.
Biri çökerse, diğeri de çöker.
You won't get one without the other.
Biri olmadan diğerini alamayacaksınız.
One, because you want to live, and the other, because you want to die?
Biri, yaşamak istediğin için ve diğeri de, ölmek istediğin için olabilir mi?
Shared goals of mutual annihilation... without one army outweighing the other ten-fold, is destined for bloody stalemate.
Müşterek amaçları birbirlerini yok etmek olan birbiriyle neredeyse eşit iki ordunun kaderinde kanlı bir beraberlik vardır.
I don't think God cares about us, one way or the other.
Öyle ya da böyle, Tanrının bizi umursadığını sanmıyorum.
Well, I would say "normal family unit" kind of went out the window when one of you became gay and the other started dressing like Pat Benatar.
Biriniz gey olduğunu açıkladığından ve diğeriniz Pat Benatar * gibi giyinmeye başladığından beri,
One knocked out cold, the other locked in the back of the van.
Birini bayıltmışlar. Diğeri de aracın arkasında kilitliymiş.
What happened to the one from the other night?
Geçen geceki kadına ne oldu?
I can't go into all the details now but I'm almost certain that the next robbery will take place in the next two days in one of three places all within twenty minutes of each other.
Şu anda ayrıntıya giremeyeceğim ama sonraki soygunun önümüzdeki iki gün içinde birbirine yirmişer dakika mesafedeki üç yerden birinde gerçekleşeceğinden neredeyse eminim.
The other one.
Diğerini.
One way or the other, she intrigues me.
Öyle ya da böyle ilgimi çekiyor.
After Theresa, women didn't have to look one way or the other, or be a certain way.
Theresa'dan sonra, kadınlar tek yönlü bakmaları ya da belli bir yol, izlemesi gerekmiyordu.
One moment you blow hot, the other, cold.
Bir bakıyorum sıcaksın bir bakıyorum soğuk.
Like the one we met each other at?
- Tanıştığımız parti gibi yani?
One person travels legitimately and you get the other two on.
Bir tanesinin yolculuk planını öğrenip diğer ikisininkini ayarlamış olabilirler.
Then you trick one of the other two into carrying a kind of hacking device.
Sonra ikisinden birini hackleme aleti taşımaya kandırmaları yeter.
No one ever accused you of being lazy... every other sin in the book, but not that one.
- Kimse seni tembellikle suçlamadı zaten. Kitaptaki her günahı işledin ama tembel değilsin.
Two lines, one directly next to the other.
Biri doğrudan diğerinin yanında iki sıra!
Well, let's not rule one out over the other.
- Olasılıkları elemeyelim.
350 pieces on both sides, Yet one i can fit in the palm of my hand, And the other is currently occupying
İki tarafta da 350 sikke var biri elimin altında diğeri de senin hisarın altındaki kasada bekliyor.
One dead, the other in chains.
Biri ölmüş, diğeri de zincirlenmiş.
Seems the Navy is offering to see to one or the other.
Donanma bunlardan sadece birini teklif ediyormuş gibi gözüküyor.
I've felt fortune's other hand so many times, the one that takes instead of gives, had it snatch away victories that by all rights should have been mine.
Benim olması gereken başarıları elimden kaçırtan, vermek yerine benden alan, şansın o kötü yüzüne o kadar çok denk geldim ki.
No one will be permitted in other than myself and the doctor.
Ben ve doktor hariç kimsenin giriş izni olmayacak.
"Which one of these is not like the other?"
Resimdeki nesnelerin hangisi diğerlerinden farklı?
the other half 29
the others 231
the other night 242
the other me 18
the other way around 24
the other woman 16
the other guy 58
the other day 439
the other side 74
the other way 103
the others 231
the other night 242
the other me 18
the other way around 24
the other woman 16
the other guy 58
the other day 439
the other side 74
the other way 103
the other thing 93
the other thing is 17
the other two 35
the other 237
other one 18
ones 44
one day at a time 90
one moment please 57
one more time 797
one day 2293
the other thing is 17
the other two 35
the other 237
other one 18
ones 44
one day at a time 90
one moment please 57
one more time 797
one day 2293
one month later 23
one thing at a time 106
one more 931
one more shot 23
one year ago 42
one more day 57
one more hour 17
one more chance 34
one hundred 76
one step at a time 173
one thing at a time 106
one more 931
one more shot 23
one year ago 42
one more day 57
one more hour 17
one more chance 34
one hundred 76
one step at a time 173
one more minute 37
one more thing 865
one moment 967
one more round 22
one more drink 18
one and two 35
one second 1230
one sec 340
one night 558
one at a time 318
one more thing 865
one moment 967
one more round 22
one more drink 18
one and two 35
one second 1230
one sec 340
one night 558
one at a time 318