English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ T ] / This is awful

This is awful translate Turkish

564 parallel translation
- Oh, this is awful.
- Aman tanrım, ne korkunç!
This is awful.
Çok feci.
- Say, this is awful nice of you, Mr Weldon.
-... Bay Weldon, gerçekten çok iyisiniz.
This is awful!
Bu korkunç!
Oh, this is awful.
Bu çok fena.
Barry, this is awful.
Barry, tüm bunlar çok korkunç.
Oh Larry, this is awful.
Larry, bu çok korkunç.
- This is awful.
- Berbat bir şey.
This is awful silly stuff.
Bu aptalca bir eğlence.
This is awful.
Berbat bir şey bu.
Ah, this is awful.
Bu çok korkunç.
This is awful.
- Rezalet!
This is awful.
Bu korkunç.
This is awful.
Bu çok korkunç.
This is awful.
Ne berbat bir durum.
Oh, this is awful!
Bu çok fena!
This is awful.
Çok kötü.
This is awful!
Bu çok korkunç bir şey!
- This is awful
- Korkunç bir şey.
- This is awful.
- Bu berbat bir şey.
But this is awful.
Ama bu korkunç.
This is awful!
Korkunç!
- Hey, do you want somethin'? - Yeah, this is awful.
- Hey, ne istersin?
- This is awful.
- Bu korkunç.
This waiting is awful.
Beklemek çok zor.
It's this frightful party, I'm having an awful job!
Bu korkunç parti yüzünden, berbat bir iş çıkarıyorum! Evet, biliyorum.
You must be relieved that this awful business is over.
Bu korkunç sorun sona erdiği için rahatlamış olmalısın.
This is a bloody awful country to live in.
Yaşamak için ne berbat bir ülke.
Goodness, this is awful.
Dün bir gece kulübü...
This is so awful.
Korkunç bir şey bu.
This card index file is an awful mess.
Bu kart fihristi karmakarışık.
This is our last evening and I wanted to look so pretty and I look just awful.
Son gecemiz, güzel görünmek istedim ama, berbat görünüyorum.
- This is bloody awful!
- Bu çok kötü işte!
Well, you're trying awful hard with all this patriotic eyewash, but get this :
Hamasi nutkunla iyi iş çıkarıyorsun ama şunu anla :
This is so awful.
Bu çok kötü.
There is no man left in this bleak, awful modern world like you.
Bu kasvetli, çirkin ve çağdaş dünyada senin gibi bir adam kalmadı.
When is this awful, wasteful, terrible struggle going to end, Colonel?
Bu korkunç ve gereksiz çekişme ne zaman bitecek, Albay?
This poetic decadence is awful...
Bu şiirsel çöküş berbat...
- Mother, this is awful!
- Anne bu çok korkunç.
This heat is awful.
Hava müthiş sıcak.
Oh, Lord, this is an awful time to be alive!
Yaşamak için berbat bir zaman!
This is just awful.
Çok kötü görünüyorlar.
It was awful, but at the same time... I feel that it is my duty to say this to you.
Fenaydı, ama bunu size söylemenin benim görevim olduğunu düşünüyorum.
You get ready, cos this is gonna happen awful fast.
Hazırlıklı olun, çünkü çok hızlı hareket edeceğiz.
This is awful!
Bu çok kötü!
This is taking an awful chance... because she could have raised her voice enough to draw attention.
Bu dehşet verici bir durumdu... çünkü sesini yükseltebilirdi ve dikkatleri çekebilirdi.
What is this awful hole?
Bu iğrenç delik de nedir?
All those medics can do is smear this God-awful paste on it.
Ve doktorlar da bu korkunç merhemi sürmekten başka bir şey yapmıyorlar.
Now, this D'Annunzio-Florence deal is lookin'awful good, Court.
Bu D'Annunzio-Florence meselesi iyi gidiyor Court.
This is bloody awful.
Bu da berbat bir şeymiş.
The food in this inn is awful, go home and get the kitchen to prepare something good.
Burdaki yemekler berbattır! Gidip, Konaktan yemek getirin!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]