English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ T ] / This is messed up

This is messed up translate Turkish

231 parallel translation
This is messed up, Dopler.
Bu çok karmaşık, Dopler.
This is messed up.
Mahvolmuş.
This is messed up. This is- - This is really messed up.
Bu iş gerçekten de arapsaçına döndü.
Shit. This is messed up.
Lanet olsun.
- This is messed up.
Bir karışıklık var.
Clark, for the record, this is messed up.
Clark, söylemeliyim ki bu çok saçma.
This is messed up This really sucks
Bu çok karışık. Bu gerçekten çok kötü.
This is messed up.
Arap saçı.
This is messed up.
Bu çok kötü.
Oh, this is messed up.
Oh, bu iğrenç.
This is messed up.
Parti buraya kadar.
This is messed up, huh?
Çok kötü değil mi?
- This is messed up.
- Bu iş çığrından çıktı. - Evet.
Hey, Lee, this is messed up, man.
Hey, Lee, işler karıştı adamım.
This is messed up, Shawn.
Shawn bu işin suyu çıktı.
No, this is messed up.
Hayır bunun suyu çıkmış.
Hey, this is messed up, man.
Bu oldukça kötü dostum.
Damn, this is messed up, man.
Ne boktan bir işe bulaşmışız lan.
? But this is messed up.
Anne-oğul arasındaki sorunları duymuştum ama bu tam bir pislik.
She was cute, smart, but... oh, god, this... this is messed up.
Güzel ve zekiydi ama... Tanrım, sonra... sonra işler sarpa sardı.
I find, this planet is too messed up still for children to be born.
Gezegenimiz çocuklara bırakılamayacak kadar çürümüş vaziyette.
This is a messed-up country.
Burası ne berbat bir yer.
Man, this stuff is messed up.
DOSTUM BURASI BERBAT DURUMDA.
This is so messed up.
İnanılır gibi değil.
It is. But we really messed up this year.
Öyle, ama bu sene gerçekten batırdık sanki.
- This is really messed up.
Bu gerçekten çok karmaşık.
She was right about one thing, though - running away isn't the answer.'Cause as messed up as everything's gotten lately, this is home.
Her şeye rağmen bir konuda haklıydı... kaçmak bir cevap değil. Çünkü son zamanlarda her şey daha da kötüleşse de, burası benim evim.
- Man, this is so messed up!
Of adamım, karmakarışık oldu.
That was messed up, but that ain't what this is about, Mike.
O olay zaten kötü fakat konu bu değil Mike.
This is so fucking messed up.
Bu yüzden her şey arapsaçına döndü.
This is really messed up.
Bu gerçekten berbat.
This is all messed up.
Bu, tüm berbat.
Oh, God, Ross, this is just so messed up.
Tanrım, Ross. Bu durum çok karıştı.
This year is all messed up.
Bu sene berbat oldu.
- This shit is messed up.
- Bu iş çok boktan.
This town is so messed up.
Burası berbat hale geldi.
Oh, this is one messed-up apology, And the bitch just kept on goin'...
İşte bu çok boktan bir özür, ve orospu devam edip duruyor...
This is one messed up Christmas, man.
Bu boktan bir yılbaşı, adamım.
Look like somebody swallowed the'70s and threw it up in here. Now, Gina, I've been in some messed up salons, but damn! Girl, this is just straight-up nasty!
Gina, ben bir sürü boktan salon gördüm ama, kahretsin burası tam bir çöplük.
I mean, bringing a baby into this world that is so messed up...
Bu dünyaya bir bebek getirmek...
This is messed up.
Bu yaptığın ayıp.
Well this is Amanda's first flight after the crash, if I were her I'd be messed up.
Yani bu Amanda'nın kazadan sonra ilk uçuşu. Onun yerinde olsaydım bayağı zayıf olurdum.
This is really messed up.
Bu gerçekten hoş değil.
This is a pretty messed up going away present. You know that?
Bu çok hoşçakal demenin çok kötü bir yoluydu biliyorsun değil mi?
Man. This whole thing is messed up, bro.
Rezillik bu.
Paprika, is the inside of my head this messed up?
Bu karmaşa kafamın içinde mi dönüyor, Paprika?
This is so messed up.
İşler iyice karıştı.
This is so messed up.
Tanrım, bu berbat bir şey.
Yeah, because this thing is all messed up now.
Evet çünkü bu iş tamamıyla karıştı.
This is so messed up!
Bunu hak edecek bir şey yapmadım!
This is so damn messed up.
Bu o kadar berbat olmuş ki.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]