Tie him up translate Turkish
506 parallel translation
I gave him a black eye for it and had to tie him up to a tree.
Gözüne bir yumruk indirdim ve onu ağaca bağlamak zorunda kaldım.
Find some rope and tie him up.
Biraz halat bulun ve onu bağlayın.
Kent, tie him up!
Kent, bağla onu!
- Tie him up!
- Bağlayın!
And you better get a line and tie him up and leave him there.
Bir ip bulup bağla ve orada bırak.
Tie him up.
Bağla onu.
Shall we help you tie him up, lady?
Onu bağlamanıza yardım edelim mi bayan?
Don't let him get away. Tie him up well.
Sakın kaçmasına izin vermeyin.
Either we gotta tie him up and throw him in the truck or something.
Onu bağlayıp kamyona atmalıyız.
Tie him up, boys, and tight.
Onu sıkıca bağlayın, çocuklar.
He never finished the signal. Tie him up!
Onu bağlayın.
Tie him up.
Onu bağlayın.
Tie him up by the thumbs, that'll take the spirit out of him!
- Başparmaklarından bağlayın. Bu onun ruhunu alır!
- Do you have to tie him up?
- Bunun için onu bağladın mı?
Why can't we tie him up, keep a watch on him?
- Bağlayıp gözümüzün önünde tutalım.
Better tie him up, just in case.
Ne olur ne olmaz, onu bağlasan iyi olur.
- Tie him up, lock him in the storehouse.
- Bağlayıp, depoya kilitleyeceğiz.
Tie him up, and tight.
Bağla, sıkıca.
Tie him up!
Ellerini bağla
Tie him up.
Onu bağla.
Take him out and tie him up.
Onu dışarı çıkarın ve bağlayın.
Doc, I'm going back over there and tell Bart about this whole mess if I have to hit him over the head and tie him up.
Doktor ahıra döndüğümde eğer kafasına vurup Bart'ı sakinleştirebilirsem bütün bu meseleyi anlatacağım.
First, tie him up and then fix us some food, then I... I ain't sure.
İIk olarak, onu bağla ve bize biraz yemek ayarla, sonra ben... emin değilim.
Tie him up.
Ellerini bağlayın.
Tie him up
Bağlayın!
Let's tie him up, then.
Onu bağlayalım.
- Tie him up!
- Bağla!
Tie him up for the boys in the white jackets.
Onu sıkıca bağlayın.
I will tie him up and make him helpless.
Onu bağlayıp güçsüz kılacağım.
I wanted to tie him up in the barn.
Samanlığa bağlamak istedim.
Tie him up, fatten him up and eat him up.
Bağlayıp besiye çekecek ve yiyecekler.
You tie him up and put him on his horse.
Onu bağla ve atına bindir.
Tie him up?
Bağlayacak mıyız?
Just tie him up.
Onu sadece bağla.
Oh, Mark, will you take him away and tie him up somewhere?
Oh, Mark, onu götürüp biryerlere bağlar mısın?
Tie him up!
Bağlayın!
- Tie him up, then get the car.
- Bağlayıp arabaya koyun.
Attack... Tie him up
saldırın... bağlayın!
Tie him up
bağlayın!
Tie him up.
Bağla.
- "Well, tie him up."
- "Güzel, bağla onu."
- He has typhus. - He doesn't! Tie him up!
Tifüs falan yok bende.
Tie him up!
Onu bağlayın!
Then we can tie him up and take him back alive.
Sonra onu bağlayıp, onu canlı teslim ederiz.
Didn't take you long to tie up with him.
Ona ortak olman uzun sürmemiş.
Tie him up.
Bağlayın.
It's up to the woman to knock him down, hog-tie him... and drag him in front of two witnesses immediately, if not sooner.
Erkeği bayıltıp elini kolunu bağlamak ve onu iki tane şahidin önüne sürüklemek tamamen kadına bağlıdır.
They'd never tie this up with him.
Bu soygunda kesinlikle ondan şüphelenmezlerdi.
You might tie up with him.
Senin onunla aynı kader bağın olmalı.
Tie him up.
Bağlayın onu.
- Tie him up and whip him!
Bir hata yaptım.
uptight 38
upsy 47
upstate 42
uppercut 41
upham 30
upper east siders 33
up you go 144
up next 81
upside down 57
up top 130
upsy 47
upstate 42
uppercut 41
upham 30
upper east siders 33
up you go 144
up next 81
upside down 57
up top 130
up yours 130
up to you 126
up against the wall 84
up guy 119
up call 187
up and at' em 72
up north 49
up the stairs 74
up we go 50
up now 50
up to you 126
up against the wall 84
up guy 119
up call 187
up and at' em 72
up north 49
up the stairs 74
up we go 50
up now 50