Unit one translate Turkish
434 parallel translation
Patrol unit one. Patrol unit one.
12'den 1'e, cevap verin, lütfen.
Unit One to Unit Two.
Birim Bir'den Birim İki'ye.
Base One to Unit One.
Merkez Bir'den Birim Bir'e.
Unit one, she's out on the ledge.
Birim bir, pencere pervazının dışında.
Air search to unit one, come in, over.
Hava taramadan birim bire, cevap ver, tamam.
Unit One. Lost them in the Wall Street district.
1. takım, Wall Street bölgesinde onları kaybettik.
Unit two, this is unit one.
Birim 2, Birim 1 konuşuyor.
Unit One Foxtrot is 10-8.
Foxtrot Bir Ünitesi 10-8'de.
Unit One Foxtrot to Dispatch 297.
Foxtrot Bir 287 uygulayacak.
Presidio, this is Unit One Bravo.
Presidio, Bravo Bir Ünitesinden.
Base to Unit One.
Merkezden 1. ekibe.
Unit One, go ahead, Base.
1. ekip, devam et, merkez.
Unit One to Unit Seven.
Birinci Birimden Yedinci Birime.
Now, when a murder breaks, I extend this top line one unit.
Şimdi, bir cinayet olunca, şu üstteki hattı bir birim uzatıyorum.
Not one unit of heavy assault troops yet, and it still adds up to 2,000 men.
Tek bir ağır saldırı birliği gelmedi,... şu durumda bile 2,000 adam oldu.
Fall back on Yenbo, the Arab Rising becomes one unit in the British army.
Dönerseniz, Arap isyanı, Britanya ordusunun küçük bir parçası olur.
Each one goes his own little ways, looks for a new subject for his respective talent or are they going to stick together and work and fight as a unit?
Her biri kendi yoluna gidip, yeteneklerine uygun yeni bir kişi mi ararlar yoksa birlikte kalıp bir bütün olarak çalışıp savaşırlar mı?
This veteran from the 21 st Guards regiment didn't - no one else from his unit came.
21. Topçu Tugayı'ndan olan bu adam Kimseyi bulamadı. Gelen kimse olmamıştı.
As far as is known, it is at present planned by the Civil Defence that each doctor, working in a forward medical-aid unit, place every casualty into one of three carefully defined categories to determine whether or not that casualty is worth hospital treatment.
Bilindiği kadarı ile, şu anki sivil savunma planları gereği... tıbbi yardım birimlerinde çalışan her doktor... yaralıların tedaviye değer olup olmadıklarına karar vermek için... onları önceden belirlenmiş üç gruptan birine sokmaktadır.
So we ask you to send us one unit to liberate the city immediately.
Sizden istediğimiz şehri kurtarmak için acilen bir birlik göndermeniz.
This unit, myself was part of one such outpost in your galaxy.
Bu ünite, şahsım, galaksinizde böyle bir keşif kolunun parçasıydı.
One regular company, a reserve company, 600 volunteers, 200 Hitler Youth, an anti-aircraft unit.
Bir muntazam bölük, bir yedek bölüğü, 600 gönüllü.. Hitler Gençliği'nden 200 adam, bir uçaksavar birimi.
You'll report to a British Combat Unit on one of the islands.
Adalardan birindeki İngiliz Savaş Birliği'ne rapor vereceksin.
I'm afraid that Cherepanov's unit can't hold out one more hour.
Korkarım ki, Cherepanov'un birliği bir saat dayanamaz.
In our unit, there were 12 cannons worthless, every last one of them,
i Bizim birlikte, önemsiz 12 top vardı, bunların dışında, üçde ikisi işleyen,
And he set up his own statistics unit - today, one would say computer people - who were to check up on this.
Hesaplamak için özel bir birim kurdu. Bugünün bilgisayar kullanan insanları gibi. Yapılanı kontrol etmek için.
On Gold, while one unit was hammering at a strongpoint for eight hours, another was oft the beach in 40 minutes.
Gold sahilinde bir birlik, 8 saattir bir direnek merkezine saldırırken diğeri 40 dakikada sahilden atılmıştı.
( Vaughan-Thomas ) There was one unit that simply packed in - folded their coats and handed themselves over.
Benim de tanıdığım bir birlik, basitçe toparlandı paltolarını katladı ve teslim oldu.
Live from the staion we're informing you the mobile patrol unit led by commissioner Angelini is in pursuit of the famous Adone Adonis... -... and his number one man!
Komiser Angelini'nin emrindeki gezici devriye biriminin ünlü mafya Adone Adonis ve sağ kolunu takibini merkezden canlı yayınla sizlere sunuyoruz.
A hertz, which is spelled H-E-R-T-Z, is a unit of sound frequency and it represents one sound wave entering my ear every second.
bir hertz, H-E-R-T-Z olarak yazılır, ses frekans birimidir ve bir saniyede kulağıma giren ses dalgasını anlatır.
The unit was on a search-and-destroy detail, had to blow up one of Charlie " s supply bridges.
Birlik bul ve yok et görevinde, Charlie'nin köprülerinden birini uçurmak zorundaydı.
Trudy, Zito, backup unit four, one block behind me.
Trudy, Zito, dördüncü destek ünitesinde, benim bir blok arkamda.
Unit 80, requesting an A.P.B. on one, uh, Carrow, first name, Barbara.
80'inci birim, bir arama istiyor Carrow, ilk adı Barbara.
This is blood group A. We've had one unit of blood in the last two days.
Bu kan A grubu. Bu kan grubundan, son iki günde, sadece bir ünite kan geldi.
- He's a one-man unit.
- Tek başına.
We were just one small unit in a whole network of stations around the world. Acting simultaneously. Besides...
Biz, birbiriyle eş zamanlı hareket eden çok büyük bir iletişim ağının küçük bir parçasıydık.
One of these is the unit charge of an electron.
Bunlardan biri de elektronun yüküdür.
Hazel's unit was responsible for putting out over a hundred thousand car engines in one year.
Hazel'in birimi bir yılda .. 100 bin araba motoru yapmakla sorumluydu.
The five players on the floor function as one single unit.
Beş oyuncu oyunda bir vücut gibi hareket eder.
The five players on the floor function as one single unit.
Beş oyuncu bir kişi olarak hareket ediyorlar.
When there's a two-person unit, when either one approaches the car... the other positions himself to the right rear... where they can watch all the activity in the car.
İki kişilik bir birimde, ikisinden biri bir araca yaklaşırken diğeri aracın sağ arka tarafında pozisyon alır. Böylece aracın içinde olan biteni gözleyebilir.
And every machine in this house is wired to one remote - control unit.
Bu evdeki bütün makineler tek bir kumandaya bağlı.
Crusher to Medical Unit One.
Crusher'dan 1.
You are separated but you function as one unit.
Ayrı olsanız da tek bir birim gibi iş görmelisiniz.
if we assume that each of these connections is equivalent to one switching unit of a computer, this gives the brain about 10 million times as many switching elements as a typical desktop computer.
bu bağlantıların her birinin bir bilgisayarın elektrik ünitesine eşdeğer olduğunu farzedersek beyin, tipik bir masaüstü bilgisayarındaki bu ünite elemanlarının yaklaşık 10milyon katını verir.
Why didn't Santiago, this burden to his unit, ever get one?
Neden Santiago birliğine sıkıntı verdiği halde hiç uygulanmadı?
No one's gonna tell him how to run his unit.
Kimse ona birliğini nasıl yöneteceğini söylemeyecek.
One guard unit opened machine-gun fire for 10 minutes on a gang of negros... who then fled down the street.
Bir muhafız birliği, bir grup zenciye on dakika boyunca makineli tüfekle, ateş etti, zenciler ara sokaklara dağıldılar.
Unfortunately, the air conditioning unit in this building is old, and prone to break down on hot days such as this one. So rather than wait for an emergency I prefer to keep well stocked.
Malesef bu evdeki soğutma tesisatı çok eski ve bu gibi sıcak günlerde acil yardımı beklemektense stokları kullanmamayı tercih ederim.
Commander, may I suggest we set up the infusion unit in the first magma pocket and give this one a chance to cool?
Komutan, ilk magma cebine zerk birimini kurmayı önerebilir miyim buna da soğuma şansı tanımış oluruz.
On the 11 th of April, the Special Coverage Unit came upon one of Germany's greatest and most secret installations.
11 nisanda Özel Kayıt Birimi... Almanya'nın en büyük ve en gizli tesislerinden birine ulaştı.
ones 44
one day at a time 90
one moment please 57
one more time 797
one day 2293
one month later 23
one thing at a time 106
one more 931
one more shot 23
one year ago 42
one day at a time 90
one moment please 57
one more time 797
one day 2293
one month later 23
one thing at a time 106
one more 931
one more shot 23
one year ago 42
one more day 57
one more hour 17
one more chance 34
one hundred 76
one more minute 37
one step at a time 173
one moment 967
one more thing 865
one more round 22
one more drink 18
one more hour 17
one more chance 34
one hundred 76
one more minute 37
one step at a time 173
one moment 967
one more thing 865
one more round 22
one more drink 18
one and two 35
one second 1230
one sec 340
one night 558
one at a time 318
one time 516
one week 142
one game 29
one point 33
one's missing 20
one second 1230
one sec 340
one night 558
one at a time 318
one time 516
one week 142
one game 29
one point 33
one's missing 20