English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ W ] / We got your back

We got your back translate Turkish

330 parallel translation
Me and Fred, we got your back door, ain't we, Fred?
Tabii ki, Fred ile ben tam arkandayız, değil mi Fred?
Put your foot on the floor. We got your back door, and I'm clear.
Ayağını yere salla, sırtını bize yasla.
Look, we got your back.
Bak, arkanı kolluyoruz.
We got your back.
Seni koruyacağız.
- We got your back, Julian
Arkandayız Julian.
- We got your back.
- Arkandayız.
Yo, we got your back, dog.
Arkanı kolluyoruz, dostum.
We got your back.
Biz arkanı kollarız.
We got your back.
Arkan bizde.
I just want to let you know that we got your back.
Sadece arkanda olduğumuzu bilmeni istedim.
We got your back no matter what.
Ne pahasına olursa olsun, biz arkandayız.
We got your back.
Arkanı alacağız.
Man, you know we got your back. But this ain't got nothing to do with us.
Arkanızı kollardım ama bunun bizle ilgisi yok.
You'd better get back to your guy now, or he'll wonder what we've got to talk about.
Kocanın yanına dönsen iyi olacak yoksa ne konuşuyoruz diye işkillenecek.
We got back the results of your urine analysis.
İdrar analizinize dönelim.
And when we got back late at night... you'd be lying wide awake... in your bed.
Gece geç vakit döndüğümüzde yatağında, uyanık bekliyor olurdun.
Get back on your horse, we got a lot of work... to get your old man in shape, he's got 37-year-old legs.
Atının yanına dön, yaşlı adamının forma girmesi için çok çalışmalıyız, onun bacakları 37 yaşında.
We've got to get you back to your seat now.
Artık seni koltuğuna geri götürmeliyiz.
At least we got your money back.
En azından paranı geri aldın.
That... make no mistake, we got your $ 5 back.
Yanlışın olmasın, beş dolarını geri aldık.
We've got to get you back to your parents.
Seni ailene teslim etmemiz lazım.
We've got 30 banks ready to participate in a four-year revolving credit line, but we must have your assurance you will pay back most of the loan in 12 months.
Bak, dört yıllık döner kredi sınırında yer almaya hazır 30 bankamız var. İlk 12 ayda kredinin çoğunu geri ödeyeceğinize dair garantinizi almalıyız.
Back to your stations. We've got a schedule to keep.
- Yerlerinize dönün, takip etmemiz gereken bir program var.
You ran out to your truck and got your rifle, but by the time we got back to the house, it was too late.
Sense kamyonete koşup tüfeğini aldın. Ama eve geri döndüğümüzde artık çok geçti, onu vurmuştu bile.
We've got your back.
Sana destek veririz.
Mr. DeMisa, we got your x-rays back.
Bay DeMisa, röntgenleriniz geldi.
All right. Well, we've got a quick word from our sponsor and then we'll be back with your calls.
Şimdi kısa bir reklam arası veriyoruz.
We got the results back from your needle aspiration.
Aspirason sonuçların geldi.
We got your back.
Buck, onunla git.
- We always got your back, man.
- Daima arkandayız.
We've got your king, you can buy him back!
Kralınız elimizde, Onu geri satın alabilirsiniz!
We've got your boy, and if you want him back undamaged...
Adamınız bizde, ve onu hasarsız geri istiyorsanız...
We got your tests back and everything looks fine.
Test sonuçları geldi. Her şey yolunda görünüyor
Could you let us in your backyard, ma'am? We've got a couple boys back there.
Arka bahçenize geçebilir miyiz, orada iki oğlumuz var.
Well, let's get back to the wine, shall we? You got yelled at by your dad.
- Artık şu şaraba dönelim, olur mu?
Karen, we just got back from your stepkid's parent-teacher conference, and I've got some bad news.
Karen, üvey çocuklarının veli toplantısından geliyoruz. Sana kötü haberlerim var.
We've got prints, we've got the right gauge wire in the back of your truck, we got an eyewitness that makes a liar out of you.
Parmak izleri bulduk, aynı ebatta kabloyu kamyonetinin arkasında bulduk, seni yalancı çıkaran bir görgü tanığımız var.
Your mother, she got sicker and we had to bring her back to the hospital.
Annen, daha çok hastalandı ve tekrar hastaneye götürmemiz gerekti.
Your ME comes back with solid medical evidence the baby was born alive, we've got something to work with.
Adli tabip o bebeğin canlı doğduğuna dair bir kanıt bulursa bunu kullanabiliriz.
"Dear Mr First, if you want your Bringer back... we'll be surprised because you got three million of them."
"Sayın Bay İlk, Eğer hizmetkarınızı geri istiyorsanız... çok şaşıracağız çünkü elinizde onlardan üç milyon tane var."
If something got mixed in, we'll be sure and hand it back I don't think we're your men.
Eğer bir şey arasına karışmışsa, hemen iade ederiz ama aradığınız biz değiliz bence.
If something got mixed in, we'll be sure and hand it back. But, I don't think we're your men.
Eğer bir şey arasına karışmışsa, hemen iade ederiz ama aradığınız biz değiliz bence.
What if we got your passion back without mutilating me?
Ya beni kötürüm etmeden önce tutkunuzu geri getirebilirsek?
- We've got your back.
- Arkanızı koruyoruz.
Well, now that we've got your love life straightened out I think it might be time to take a step back and untangle this incestuous web I like to call the "Julie-Caleb union." Let's think about this.
Theresa ile ayrıldık. Madem aşk hayatın yoluna girdi artık bir adım geri gelip "Julie Caleb İttifakı" adını verdiğim şu "ensest ağı" bir dağıtalım derim.
I've got your golf clubs in the back of the car, we've got a 9 am tee-time.
Golf sopaların bagajda, Saat 9'da ilk vuruşu yapacağız.
We got your note, and forgive my bluntness, but we really need to know everything about your encounter with the Ancients, beginning at the point where you went back in time.
Notunu aldık. Gevezeliğimi bağışla... Kadimlerle olan karşılaşman hakkındaki her şeyi gerçekten bilmek istiyoruz... zamanda yolculuk yaptığın yerden başlayarak.
We just got your CAT scan back. And?
- Tomografi sonuçların geldi.
All that clever meddling we diplomats got up to back then... and now your nation in chaos... and Japanese occupying the north... and your people in civil war.
Biz diplomatların o zekice müdahalelerinden sonra... ülkeniz yine karmaşa içinde... Japonlar kuzeyi istila ediyor... iç savaş var.
We've got our Adi back, Sumi You don't look good when you are crying Wipe your tears... here's the handkerchief
sana kötü davranmayı hiç istemedim... ben rolümü fazla abarttım heralde.
You've had your ass up in the air ever since we got back together.
Tekrar birlikte olduğumuzdan beri götün havalarda.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]