We good translate Turkish
30,922 parallel translation
- We good?
- İyi miyiz?
I mean, we'll see how good I do, but... [chuckles]
Bakalım, ne kadar iyi bir anne olacağım.
I just think secrets aren't very good in family, as we learned from the beginning of this little venture.
Bence aile içinde sır olması iyi değil. Bu girişimin başında da bunu öğrenmiştik.
when you take a supplement omega 3's we've got some really good evidence now. Summarizing a lot of studies.
Hatta artık omega-3 takviyesi almakla ilgili birçok araştırmayı özetleyen çok iyi bir kanıtımız var.
for the vast majority of people we ought to be at least 90 we've got good science for that.
Ama çoğunluğun % 90, belki 95 oranında bunu benimsemesi gerektiğini öne sürebilirim. Bunu destekleyen bilimsel kanıtlarımız var.
[Michal] We often hear that the key to good health and it makes sense.
Sağlıklı olmanın sırrının orta yolu bulmak olduğunu sıkça duyarız ve bu, mantıklı gelir.
It's made by little microbes it might've gotten enough from drinking out of a mountain stream or well water but now we chlorinate the water supply to kill off you know that's a good thing.
Bu, bir dağ akarsuyundan ya da kuyudan su içildiğinde yeterince alınabilen bir vitamin ama artık su kaynaklarımızı klorlayıp ne kadar bakteri varsa öldürdüğümüz için artık suyumuzdan pek B12 almıyoruz. Kolera da kapmıyoruz. Bu iyi bir şey tabii.
All right, we're good.
- Pekâlâ, hazırız.
So... we're good.
Öyleyse... Aramız iyi.
We lost a good man bringing Nassar back alive.
Nassar'ı canlı yakalamak için iyi bir askeri yitirdik.
That won't do us much good if we don't know where it is.
Nerede olduğunu bilmezsek bu pek işe yaramayacak.
Well, that's good because I'm not an agent or a spook, and SVR did not ask me to find out whether or not you're compromised, which we both know you're not.
İsabet olmuş çünkü bir ajan ya da casus değilim. Ayrıca SVR de ifşa edilip edilmediğinizi öğrenmem için beni göndermedi çünkü öyle bir durumunuz yok.
Wow. Pat, we had some good times, and then at the end there, we had a really quick bad one that led to this.
Pat, güzel zaman geçirdik ve nihayetinde tek bir kötü anımız oldu ve buna sebep oldu.
Formerly of the Galactic Empire. Commander, we heard you're looking for some good pilots.
Komutanım, duyduğumuza göre iyi pilotlar arıyormuşsunuz.
Good timing. We are running out of room.
Kaçacak yerimiz kalmadı.
Very good. Now, based upon this battle, I calculate that you have less than a one percent chance of staging a successful rebellion against the Empire, so this is where we must part ways.
Şimdi bu savaşa dayanarak yaptığım hesaplamalara göre İmparatorluk'a karşı yaptığınız bu isyanın yüzde birden daha az olumlu sonuçlanma olasılığı var o yüzden burada yollarımızı ayırmak zorundayız.
The good news is, we don't need a pickup because we found a new Phantom.
İyi haber ise bizi almanıza gerek kalmadı çünkü yeni bir Fantom bulduk.
Believe me, it doesn't matter how good we are.
Ne kadar iyi olduğumuz önemli değil.
Good, the sooner we find the source, the sooner we stop the outbreak.
Kaynağı ne kadar çabuk bulursak salgını da o kadar çabuk durdururuz.
Well, if we're good here, I need to take the day off-campus.
Önemli bir şey yoksa ofis dışına çıkmam gerekiyor.
Well, the good news is we have a list from before.
Neyse ki elimizde önceden gelen bir liste var.
We're good.
- Böyle iyiyiz.
I thought we'd exorcise her and the three of us would be friends, and hang out together, and we'd all have shiny hair, and amazing skin, all glossy, and happy, and smelling really good...
İblisi ondan kovacağımızı, üçümüz dost olacağımızı, birlikte takılacağımızı, parlak saçlarımız, güzel tenimiz olacağını, gösterişli ve mutlu olacağımızı, mis gibi kokacağımızı sanmıştım...
None of which we'd be any good at.
Bunların hiçbirinde hiç iyi değiliz.
I think the best of them all is so good, we've actually brought it into the studio.
En iyi örnek o kadar iyi ki onu stüdyomuza getirdik.
As we arrived in Venice, we were in good spirits.
Venedik'e vardığımızda, keyfimiz yerindeydi.
I tell you what really good idea we've had erm... is condoms, OK, which have been... well, they've been branded with well-known expressions and phrases that we often say.
Aklımıza gelen bir başka iyi fikirse prezervatifler. Üzerine bizim sıkça kullandığımız tabirleri yazdık.
That's why I think if we see a good opportunity to turn left, like we did last night, we do it.
Bu yüzden düşünüyorum Eğer iyi bir fırsat görürsek Sola dönmek Dün gece yaptığımız gibi yapıyoruz.
By the end of the day, we'd made good progress.
Günün sonunda, iyi bir ilerleme kaydettik.
We've gonna have to conclude, I'm afraid, that Mr Wilman was right that the beach buggy is no good.
Korkarım, sonuçlandırmamız gerekecek. Bay Wilman'ın, plaj arabasının iyi olmadığı doğruydu.
Come on, in we go, before all the good cheese is gone.
Hadi içeri girelim, bütün iyi peynirler bitmeden.
We're good, nancy.
Böyle iyiyiz Nancy.
We're doing good. I think Sheldon has something he would like to say to Amy.
Sanırım Sheldon'ın Amy'ye diyeceği bir şey var.
Lucy, we're good, right?
Lucy, iyiyiz, değil mi?
Actually, it's good the party got delayed,'cause we managed to find you the perfect gift.
Aslında partinin geciktiği iyi oldu çünkü sana verilebilecek en iyi hediyeyi bulduk.
Yes, I thought it would be good, if, uh... you speak, then I speak, then you speak, and we all go home.
Evet, senin başlaman daha iyi olur, eğer, uh... sen konuş, sonra ben konuşayım, sonra sen konuş, ve sonra hepimiz eve.
Public schools in this area are good, it's why we moved here.
Evet. Bu bölgedeki okullar güzel, bu yüzden buraya taşındık.
We're pretty good together.
Biz birlikteyken güzeliz.
We needed a new resident, and she's a good one.
Yeni bir asistana ihtiyacımız vardı. O da çok iyi bir asistan.
This was a good idea because we had it, because we were gonna do it.
İkimiz de işin içinde olduğumuz için iyi bir fikirdi. Beraber yapacaktık.
Good thing we got all this high tech help.
Yüksek teknoloji gerçekten çok işimize yaradı.
I heard we've got a good one.
Zorlu bir hasta geldiğini duydum.
So, we don't know if this man had a family, we don't know if he was running away from something, and we don't know if he was the good guy or the bad guy.
Bu adamın bir ailesi olup olmadığını bilmiyoruz. Bir şeyden kaçıp kaçmadığını bilmiyoruz. İyi adam mı, kötü adam mı olduğunu bilmiyoruz.
Okay, is he a good guy, someone we like?
İyi biri demek ki. Sevdiğimiz biri mi?
We're pretty good together.
Biz birlikte oldukça iyiyiz.
We do make good kids.
Çocukları güzel yetiştiriyoruz.
We had a good doctor.
Doktorumuz oldukça iyiydi.
We're good.
Biz, um... yorgunuz, Biz iyiyiz.
And we're good.
Biz iyiyiz.
But the good news is, we... we all find ways to cope and move on.
Ama iyi haber hepimiz başa çıkmanın bir yolunu buluruz.
I got Snoopy as a freshman when we did "You're a Good Man, Charlie Brown."
Birinci sınıfken "Sen İyi Bir Adamsın Charlie Brown" da Snoopy'i oynamıştım.
we good to go 20
good 48980
good night 12775
good morning 12476
goodbye 8643
good luck 6133
good evening 5411
goodnight 1676
goody 261
good morning to you 106
good 48980
good night 12775
good morning 12476
goodbye 8643
good luck 6133
good evening 5411
goodnight 1676
goody 261
good morning to you 106
goodness 671
good job 2434
goodspeed 27
goodweather 34
goodie 48
good boy 1464
good luck tomorrow 38
goodwin 111
good afternoon 2327
good morning to you too 27
good job 2434
goodspeed 27
goodweather 34
goodie 48
good boy 1464
good luck tomorrow 38
goodwin 111
good afternoon 2327
good morning to you too 27
good to see you 2547
good for you 2168
good to hear from you 16
good girl 941
good to know 481
good call 326
good work 1533
good day 1886
good one 705
good luck to you all 17
good for you 2168
good to hear from you 16
good girl 941
good to know 481
good call 326
good work 1533
good day 1886
good one 705
good luck to you all 17