Were you surprised translate Turkish
438 parallel translation
- Were you surprised to find me married?
- Evlendiğimi görünce şaşırdın mı?
- Were you surprised to see him?
- Onu gördüğüne şaşırmadın mı?
- Were you surprised?
- Şaşırdın mı?
Tell me, honey, were you surprised?
Söylesene sevgilim, beni gördüğüne şaşırdın mı?
- Were you surprised to get my letter?
- Mektubumu almana şaşırdın mı?
Were you surprised when Maryk relieved the captain?
Maryk kaptanı görevden alınca şaşırdınız mı?
Were you surprised to get my invitation?
Davetime şaşırdınız mı?
Were you surprised to hear what your father did to me?
- Babanın bana yaptığını duyunca şaşırdın mı?
Were you surprised?
Beni şaşırtacak mıydın?
Were you surprised - at the way the Italians ceded midfield dominance - so early on in the game?
İtalyanların, orta saha hakimiyetini oyunun başında bırakmalarına şaşırdın mı?
were you surprised?
Şaşırdın mı?
- Why were you surprised to see me?
- Neden beni görünce şaşırdın?
Were you surprised?
Şaşırdınız mı?
Were you surprised he did it? Who, Sonny?
Bunu yaptığına şaşırdın mı?
Were you surprised that I got here?
Buraya bulabildiğime şaşırdın mı?
Were you surprised?
Hoşuna gitmiş miydi?
REPORTER : Were you surprised at how easily you beat Team USA?
Amerikan takımını bu kadar kolay yenmeniz sizi şaşırttı mı?
Were you surprised when her marriage collapsed?
Evliliğinin bitmesine şaşırdınız mı?
- Were you really surprised?
- Gerçekten şaşırdın mı?
- Were you as surprised as I was?
- Buyurun.
I knew you were good. I'm really not a bit surprised.
İyi olduğunu da biliyordum Onun için hiç şaşırmadım.
Were you really surprised?
Gerçekten şaşırdın mı?
I know you don't like being surprised, but we were trying to please you.
Sürprizlerden hoşlanmadığını biliyorum ama seni sevindirmek istedik.
You were shocked and surprised.
Çok şaşırdınız.
I wouldn't be surprised if you were.
- Pek değil. İşe alıştıkça herşey daha normal gelecek.
YOU KNOW, I WAS SO SURPRISED WHEN I HEARD WHAT YOU WERE PLAYING.
Ne çaldığınızı duyduğumda gerçekten çok şaşırdım.
If you were surprised, I'd be surprised.
Şaşırsaydın, şaşardım zaten.
Believe me, I was as much surprised... by Julian's return last night as you were.
İnan bana, dün gece Julian'ın dönüşüne ben de sizin kadar şaşırdım.
I wouldn't even be surprised if you believed what they were all whispering.
Onların fısıldaştıkları şeylere inansaydın hiç de şaşırmazdım.
I suppose you were surprised to get my call.
Herhalde telefon etmeme şaşırdınız.
Were you surprised I called?
- Telefonum seni şaşırttı mı?
Yes, and I'm surprised my cousin didn't let me know you were coming.
Evet, kuzenimin geleceğinizi bana haber vermemesine şaşırdım.
I was surprised to hear you were ill.
Hastalandığınızı duyunca çok şaşırdım.
I'm surprised. I'd have thought you were just the type for a widow.
Şaşırdım. Tam bir dulun tipisiniz zannetmiştim.
Now, you surprised me today because you were strong
Bugün beni şaşırttın, çünkü güçlü idin.
No. I was as surprised as you were.
- Hayır, ben de senin kadar şaşırdım.
Ever since my return from England aboard The Sphinx on October 5, I've been surprised by the number of my compatriots who still believe the wounded in Narvik and Dunkirk were all well-treated by our ex-ally and this is why I've decided to share my memories with you.
5 Ekim'de Sphinx'le İngiltere'den döndüğümden beri Narvik ve Dunkirk'teki yaralılara eski müttefiklerimiz iyi davrandığına hâlâ inanan yurttaşlarımın çokluğu beni çok şaşırttı ve bu yüzden anılarımı sizinle paylaşmaya karar verdim.
Well, were you at all surprised
- Sağ ol John. Buna şaşırdın mı Jack?
Would you be surprised if I told you a bunch of rookie cops were the ones who were doing all the killing?
Sana tüm bu cinayetleri işleyenlerin... bir grup acemi polis olduğunu söylesem | şaşırır mıydın?
But I wouldn't be surprised if you were a bit of a liar.
Ama biraz yalan söyleseniz şaşırmazdım.
Honestly, you were surprised, right?
Doğru söyle, şaşırdın mı?
I was surprised you were waiting.
Beklemenize şaşırdım.
When was the last time you were surprised?
En son ne zaman şaşırdın?
I'm not surprised the way you were working on the haywagon today
Buna hiç şaşırmadım. Bütün gün saman arabasında çalıştın.
I was just as surprised to see him as you were.
Ben de senin gibi onu görünce şaşırdım.
You surprised me, you were shouting "oh, oh, oh" so loudly.
"Oh, oh, oh" diye attığın gürültülü çığlıklar beni şaşırtıyor.
I was just as surprised as you were when he showed up.
Onu görünce senin kadar ben de şaşırdım.
But if you were getting it every 36 hours before Tiffany, I'm surprised you're even conscious.
Sen, Tiffany gelmeden önce her 36 saatte bir yapıyorsan şu an bilincinin açık olması bile beni şaşırtıyor.
You were really surprised they came back.
Geri gelmelerine gerçekten de çok şaşırdın.
This is why you were surprised when you first saw me.
İşte bu nedenle, beni ilk gördüğünde o kadar çok şaşırdın.
We were all surprised you interrupted your tour.
Turneni yarıda kesmene hepimiz şaşırdık.
were you there 127
were you not 46
were you talking to me 24
were you alone 34
were you sleeping 48
were you here 16
were you waiting for me 17
were you drunk 20
were you 840
were you hurt 19
were you not 46
were you talking to me 24
were you alone 34
were you sleeping 48
were you here 16
were you waiting for me 17
were you drunk 20
were you 840
were you hurt 19