What i saw translate Turkish
5,723 parallel translation
Skylight was a nice touch, but what I remember the most was what I saw around him, the white symbol on red.
Işıklandırma iyiydi ama en çok hatırladığım şeyler etrafında gördüklerimdi. Kırmızının üzerinde beyaz bir sembol.
.. personally I was more interested in what I saw in the boxing ring...
- Şahsen boks ringinde gördüklerimle daha ilgiliyim.
I mean, you know, what I saw of it from between your legs.
Yani, özellikle de bacaklarının arasında gördüğümde.
Based on what I saw in the alleyway and out here on this road, you got two perps on the loose, and they're very possibly dead.
Ara sokakta ve bu yolda gördüklerime dayanarak söylüyorum serbest iki suçlun var ve muhtemelen ikisi de ölü. Ya da ölmemiş.
Oh, just what i saw.
- Ne gördüysem onu söyledim.
If I tell this guy what I saw, he's gonna think I'm crazy, right?
O adama ne gördüğümü söylersem deli olduğumu düşünecek diyorsun değil mi?
That must be what I saw in my vision when I touched zachary.
Zachary'ye dokunduğumda görümde gördüğüm bu olmalı.
What I saw felt real.
Gördüklerim gerçek gibiydi.
No, I told you exactly what I saw.
Hayır, ne gördüysem onu anlattım sana.
You didn't see what I saw.
Benim gördüğüm şeyi görmedin.
Yeah, that's what I saw.
Evet, gördüğüm buydu.
I know what I saw.
Ne gördüğümü biliyorum.
'I know what I saw and I don't believe for a second'that MI5 have shared the truth with us.
'Ne gördüğümü biliyorum ve MI5'in bizimle gerçeği paylaştığına bir an olsun inanmıyorum.'
From what I saw on TV, it's not even yours to begin with.
Televizyondan gördüğüm kadarıyla o para senin bile değilmiş.
But what I saw spray-painted on the wall next to the pay phone was "Nazi punks rule. Oi, oi, oi!"
Ama telefonun yanındaki duvarda sprey boyayla "Nazi punk üstüne yok, oy oy oy" yazıyordu.
What I saw when I followed him that night...
Onu o gece takip ettiğimde gördüğüm...
That's what I saw in that file- - contributions for a special election.
O dosyada görmüştüm bunu... Bir hususi seçim için para yardımı.
That's not what I saw down at the river that day.
O gün, ırmağın kenarında gördüğüm şey bu değildi.
Though, from what I saw, you are more skilled as a midwife than I am, and I am...
Gerçi, gördüğüm kadarıyla bir ebe olarak benden daha maharetlisin. - Ben de fena sayılmam hani.
Before I saw that, all I wanted to know was where I was and what I was doing.
Bunu izlemeden önce tek istediğim başımdan neler geçtiğini öğrenmekti.
Last night, I saw Barry rescue a young boy from being run over, and it looked exactly like what Barry described happened to him.
Dün gece Barry'i bir çocuğu ezilmekten kurtarırken gördüm. Ve Barry'nin anlattığı şey gibiydi aynı.
I saw what you did to those ghosts!
- O hayaletlere neler yaptığını gördüm!
Eva, I saw what you did.
Eva, ne yaptığını gördüm.
I'm here because I saw my son for the first time in eight years in a video last night - scared and alone in a strange house - and I want to know what happened to him.
Geldim çünkü oğlumu sekiz yıl içinde ilk kez dün gece bir videoda gördüm. Yabancı bir evde yalnız ve korkmuştu ve ona ne olduğunu bilmek istiyorum.
I need to talk to you about what we saw during your surgery.
Ameliyatın esnasında gördüğüm şey hakkında konuşmamız gerek.
I... I saw what happened... to those men...
O adamlara ne olduğunu gördüm.
I don't know what to tell you, man, that's the guy I saw.
Ne diyeyim bilmiyorum. Gördüğüm bu adamdı.
- Sorry what I said about raisins. - I saw you trying to
- Kuru üzümler hakkında söylediklerim için üzgünüm.
I saw what he was capable of, And still i let him go with murphy and 2 automatic rifles.
Finn'in ne yapabileceğini gördüm ama yine de Murphy ve iki silahla gitmesine izin verdim.
You were supposed to ghostwrite my memoir, but instead you wrote a story about how you spent six months with me and saw what a big, dumb loser I am.
Güya anılarımı yazacaktın ama benimle geçirdiğin altı ayı ve ne kadar büyük ve aptal bir zavallı olduğumu yazmışsın.
Did anyone else see what you saw? I have no idea.
- Sizin gördüğünüzü başka gören oldu mu?
Uh, well, I was - - I was kinda far away, so maybe I didn't see it right, but what I think I saw... were teeth.
Ben biraz uzaktım belki doğru görememiş olabilirim ama dişleri gördüm.
Well, I need him to remember what he saw.
Gördüğünü hatırlaması gerek.
I saw what needed to be done, and I did it.
Ne yapılması gerektiğini gördüm ve yaptım.
What I'm telling you is that I saw 12 of my brothers killed in front of me.
Sana dediğim, 12 kardeşimin öldürülmesine şahit oldum.
Once I saw what Ronnie had become,
Ronnie'nin neye dönüştüğünü gördüğümde...
I saw what was underneath it.
Altında yatanı gördüm.
Um, when was the last time she saw me, where am I, um, what am I doing, you know, what does she know about my illness, things like that.
Beni en son ne zaman gördüğünü, nerede olduğumu, ne yaptığımı hastalığım hakkında ne bildiğini, buna benzer şeyler işte.
She's a very strong woman, and when you're a strong woman, people call you callous, heartless bitch, but I saw what the divorce did to her.
Güçlü bir kadın ve eğer güçlü bir kadınsan insanlar seni duygusuz ve kalpsiz sürtük olarak görürler ama ben boşanmanın ona neler yaptığını gördüm.
I saw what you did.
Ne yaptığını gördüm.
But the truly audacious part came when they saw what I named my technique... the Grey method.
Fakat yaptığım asıl küstahlığın ne olduğunu tekniğe verdiğim adı görünce fark ettiler. Grey Metodu.
Well, I can't imagine the perps were carrying an ALS, so, what makes you think they saw it?
Mavi ışıkla dolaşan saldırgan fikri bana çok yabancı ama işareti gördüklerini nasıl anladın?
I know you have bigger problems, but I asked the other nannies about Caroline and none of them saw anything like what you described.
Francis, daha büyük problemlerinin olduğunu biliyorum, ama diğer dadılara Caroline'i sordum, ve hiçbiri dediğin şekilde bir şey görmemiş.
I don't know. What you think you saw last night in the park, But I assure you...
Geçen gece parkta gördüklerin hakkında ne düşünüyorsun bilmiyorum, ama yanıldığına dair...
I SAW WHAT NO ONE ELSE COULD SEE.
Başka kimsenin göremediğini gördüm.
She saw what I did.
Ne yaptığımı gördü.
When I came back and saw what had become of the place, it broke my heart.
Geri döndüğümde oraya ne olduğunu görünce çok üzüldüm.
It's like the first time I saw Austin City Limits with Jimmie Vaughan, it was on, you know what I mean?
Austin City Limits'i ilk seyrettiğimde yine Jimmie Vaughan vardı.
I saw her the next day, and she knew exactly - what happened.
- Ertesi günü onu gördüm ve tamamen olanlardan haberdardı.
I once saw a poster in my dentist's office that said, "you can't always control what goes on outside..."
Bir keresinde diş doktorumun ofisinde gördüğüm bir posterde "Dışarıda olanları her zaman kontrol edemezsiniz" yazıyordu.
I saw you with blood on your hands, watching what they were doing to me!
Seni, ellerin kanlı şekilde, bana yaptıklarını izlerken gördüm!
what is it 20402
what is this 7416
what is that 6346
what is it good for 29
what is she like 42
what is she doing 254
what is the matter with you 266
what is it about 92
what is he doing 415
what is going on 1442
what is this 7416
what is that 6346
what is it good for 29
what is she like 42
what is she doing 254
what is the matter with you 266
what is it about 92
what is he doing 415
what is going on 1442
what is that supposed to mean 430
what is that noise 86
what is she 180
what is he saying 149
what is 1413
what is it doing 16
what is she thinking 17
what is the meaning of this 145
what is she doing here 221
what is this place 783
what is that noise 86
what is she 180
what is he saying 149
what is 1413
what is it doing 16
what is she thinking 17
what is the meaning of this 145
what is she doing here 221
what is this place 783