What you wanted translate Turkish
7,873 parallel translation
Okay, you got what you wanted.
Tamam, istediğini aldın.
Going once... going twice... Sit the fuck down, Counselor. Told him what you wanted.
Bir iki...
You said all along that what you wanted was a life with me.
En başından beri tek istediğin şeyin benimle yaşamak olduğunu söylüyordun.
Well, uh, you got what you wanted.
- İstediğin oldu.
I brought what you wanted.
İstediğin şeyi getirdim.
I wore this tux'cause I thought it's what you wanted.
Senin bunu sevdiğini sandığım için giydim.
Look, there's a lot of reasons, Crosby, but you got what you wanted.
Sorun yok yani.
I always felt safe when you were home, like you knew exactly what you wanted and how you were going to get it.
Sen evde olunca hep güvende hissederdim. Tam olarak ne istediğini ve nasıl elde edeceğini bilirdin.
That's what you wanted?
İstediğin şey bu muydu?
You got what you wanted.
İstediğini aldın.
It is also feasible in a state of exhaustion, in utter disarray, having lost his beloved daughter, 7 months old, this man, in the defendant's dock, ended up saying what you wanted to hear.
Muhtemeldir ki ; tam bir bitkinlik durumunda, dağılmış haldeyken, 7 aylık sevgili bebeğini kaybeden, sanık sandalyesinde oturan bu adam duymak istediklerinizi söyledi.
I gave Dwight what he wanted. I gave you what you wanted.
Dwight'a istediğini verdim Sana da istediğini verdim.
Is that part of what you wanted to talk about with Alison?
Alison ile beraber konuşmak istediğin kısım bu muydu?
Please, you've got what you wanted.
Lütfen. İstediğini aldın zaten.
Is that what you wanted?
Bunu mu istemiştin?
This is what you wanted for your birthday, and I blew it, and I'm just sorry.
Doğum günün için istediğin buydu ve ben mahvettim. Çok üzgünüm.
That's what you wanted.
Yalnız gel dedin.
I'm doing exactly what you wanted me to do.
Tam olarak benden istediğin şeyi yapıyorum.
But you forgot to tell me what it is you wanted to talk to me about.
Fakat ne... İçin geldiğinizi söylemediniz.
I'm sorry, I was gonna tell you, I just... I wanted to know what was going on before I said anything.
Affedersin, sana söyleyecektim ama bir şey demeden neler olduğunu bilmek istedim.
I wanted to call you, actually, to say thank you for what you did.
Yaptığın şeye teşekkür etmek için seni arayacaktım.
What, like if you wanted to get out the hood?
Ne, varoşluktan kurtulmayı istemek hakkında falan mı?
Yup, he just walked in the store, thought about what he wanted, and- - you know, when this kid puts his mind to something, it just happens.
Markete girdi, ne istediğini düşündü ve... Bu çocuk aklından bir şeyi geçirirse gerçek oluyor.
These are what I wanted to show you.
- Suresh'in bu olayla hiç bir alakası yok. Suresh'le hiç tanışmadı bile.
That's what I wanted to ask you.
Benim sormak istediğim de buydu.
I wanted to tell you, but I... But what?
Sana söylemek istedim ama...
Yeah, I mean, just based on what we know about each other, which is not a lot to go on, I know, how would you rank us in order of Most Wanted, from, like, "super bad-ass", all the way on down to "cause for concern." Hm?
Yani, bildiklerimiz üzerinden gidersek ki çok bir şey bilmiyoruz, orası kesin, En Çok Arananlar sıralaman nasıl olurdu, "en fena" dan başlayıp "eh işte" ye doğru?
What? That's where you wanted it, right?
Olmasını istediğin yer orasıydı, değil mi?
I though this was what you always wanted.
Bunun her zaman istediğin şey olduğunu düşünürdüm.
- All this time, I just wanted you to see what a catch I was, but now I realize that the real catch has always been you.
- Bunca zaman tek istediğim ne kadar cezbedici olduğumu görmendi ama şimdi fark ettim ki asıl cezbedici senmişsin.
I... I wanted to explain to you that... when I finally got Harrison to tell me exactly what happened,
Sana söylemem gerek ki Harrison sonunda olan biteni bana anlattı.
You know the last thing I wanted was for her to get hurt. Well, that's what happened.
- Ona bir şey olmasının, istediğim son şey olduğunu biliyorsun.
I wanted to ask you both some questions about what happened at the theatre.
Tiyatroda olanlarla ilgili ikinize de sorular sormam gerek.
What I wanted to say was I'm happy that you... That you met someone.
Söylemek istediğim şey birini bulmana sevindiğimdi.
- What do I think? Did you hear my reaction when he asked me if I wanted to do one?
Benimle röportaj yapmak istediğini söylediğinde tepkim ne oldu?
You asked me what I wanted once before, and I told you, and then you told me that I couldn't have it.
Bana bir keresinde ne istediğimi sormuştun, ve ben sana söylemiştim, sen ise bana isteğime kavuşamayacağımı söylemiştin.
I already got what I wanted from you.
Senden zaten istediğim şeyi aldım.
You know what, Jessica, I'm not the one who wanted to fire Louis, and I'm not the one who wanted to deny him clients.
Biliyor musun, Jessica, Louis'i kovmak isteyen ben değildim ve onu müvekkillerinden alıkoymaya çalışan da ben değildim.
He's not gonna stop because you didn't do what he wanted.
Sen onun istediğini yapmadığın için durmayacak..
Louis, you got everything you wanted, and you are done taking it out on him, because no matter what you do, I'm not letting him quit.
Louis, istediğin her şeyi aldın, ve artık onun üzerine gitmeyeceksin çünkü ne yaparsan yap, onun gitmesine izin vermeyeceğim.
That's what you wanted.
Bunu istiyordun.
I gave you what you always wanted, Raylan...
Hep istediğin şeyi verdim sana Raylan.
I gave you what you always wanted, Raylan...
- Hep istediğin şeyi verdim sana Raylan.
Oh, Christ. You were what I wanted.
- Tanrım istediğim tek şey oldun.
Um, just, uh, seeing what you're up to and... and I was hoping that, um, this isn't too weird, but I was wondering if you wanted to, um...
sadece seni görmek için... bunun çok garip olmadığını umuyorum, ama merak ediyordum, eğer istersen, um...
At school, my friends... they all knew they wanted to be lawyers or engineers, or what have you.
Okuldayken arkadaşlarım... Hepsi avukat, mühendis ya da ne olacaklarının bilincindeydi.
What I heard was he wanted to have you indicted.
Hakkınızda soruşturma açacağını duymuştum ben.
You wanted to see me, about what?
Benimle ne konuda görüşmek istedin?
Which is, um... it's kind of what I wanted to talk to you about.
Bu tam da benim konuşmak istediğim şeydi.
I wanted to ask you something, but... first I want you to know no matter what you say, I'm totally gonna be fine.
Sana bir şey sormak istiyordum ancak öncelikle bilmeni isterim ki ne söylersen söyle, benim için sorun olmayacak.
What do you mean "Wanted"?
Ne demek "istemiştim"?
what you doing 662
what you see is what you get 43
what you gonna do 218
what you're saying 36
what you mean 171
what you've done 36
what you looking for 39
what you doing there 22
what you talking about 132
what you say 98
what you see is what you get 43
what you gonna do 218
what you're saying 36
what you mean 171
what you've done 36
what you looking for 39
what you doing there 22
what you talking about 132
what you say 98
what you waiting for 35
what you think 150
what you saying 32
what you did today 21
what you're talking about 38
what you got 489
what you doing here 137
what you see 32
what you 83
what you up to 46
what you think 150
what you saying 32
what you did today 21
what you're talking about 38
what you got 489
what you doing here 137
what you see 32
what you 83
what you up to 46