English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ W ] / Whatever's wrong

Whatever's wrong translate Turkish

226 parallel translation
Whatever is wrong will be put right, law or no law.
Yanlış olan ne olursa olsun, doğruya dönüşecek, kanun olsa da olmasa da.
Whatever it was, I'm sure my husband hasn't done anything wrong.
Neyle uğraşırlarsa uğraşsınlar kocamın yanlış bir şey yapmadığına eminim.
And whatever they've done to him, no matter what he is now no matter whether he's right or wrong we both love him, Father.
Başına gelenler, şimdiki durumu, yanlış veya doğru, fark etmez. İkimiz de onu seviyoruz.
Whatever I do, it's wrong.
Ne yaparsam yapayım yanlıştı.
But whatever it is, I been searching for it in the wrong places.
Ama ne olursa olsun, ben hep yanlış yerlerde aradım.
Heliotrope, hydrangea, petunia, whatever you call it, it's still the wrong shade of purple for me.
Bambulotu, ortanca, petunya! Hala benim için yanlış bir mor tonu.
Whatever's wrong with a man, he tries to change with a kid coming up.
Bir adamda yanlış olan ne varsa, sonradan gelen çocukta onu değiştirmeye çalışıyor.
Emily, there's nothing whatever wrong with you.
Emily, seninle ilgili herhangi bir sorun yoktu.
Whatever's wrong... Walter?
Walter?
I don't suppose a cup of weak tea would hurt me, whatever's wrong.
Bir fincan açık çayın bana zarar vereceğini sanmam, her ne kadar yanlış olsa da.
I know it sounds silly but... whatever I do may be wrong.
Aptalca geldiğini biliyorum ama... her ne yaparsam yanlış olabilir.
Whatever it is you read, you read it wrong.
Okuduğunuz her neyse, yanlış okumuşsunuz.
Whatever is against fascism can't be wrong.
Faşizme karşı olan her ne varsa asla yanlış olamaz.
Whatever you wear, you're gonna button it wrong!
Ne giyersen giy, düğmesini yanlış iliklersin!
Whatever's wrong isn't the bat.
Hata sopada değil.
Whatever the cause, Moran began to go wrong.
Hangi sebepten olursa olsun, Moran yanlış yaptı.
Whatever your records say, they're wrong.
Q-U-A-l-C-E. Kayıtlarınızda ne yazıyorsa, yanlış yazıyorlar.
You fix whatever's wrong with my truck, and I'm willing to overlook any gross negligence on your part.
Kamyonetimde ne sorun varsa çöz ben de senin tarafındaki ağır ihmali görmezden gelmeye hazırım.
If a court decides that what we did was wrong... then I'll accept whatever punishment they give.
Eğer mahkeme yaptığımızın yanlış olduğu kararına varırsa o zaman ne ceza verirlerse kabul ederim.
Whatever's wrong with you...
Senin sorunun küçük bir sorun değil.
Whatever's wrong with a human being, lie down.
Kişideki problem ne olursa olsun, yat.
He feels that whatever is wrong with her is centred there.
Onda yanlış olan her neyse, tam onun merkezinde olduğunu hissediyor.
Whatever's wrong, whatever happened,..... I want you to know that I believe you.
Yanlış olan neyse, her ne olduysa bilmeni isterim, ben sana inanıyorum.
Whatever we pick, she'd say it's the wrong one.
Hangisini seçersek seçelim yanlış kıyafet seçtiğimizi söylerdi.
Whatever's wrong, I'm here for you.
Yanlış ne olursa olsun, senin için buradayım.
And he was wrong and whatever part of me is still Torias... is very sorry... and wishes he'd listened to you.
Ve yanılıyordu içimdeki hangi kısım Torias ise çok üzgün ve seni dinlemiş olmayı istiyor.
Whatever went wrong, it started here.
Ne olursa olsun yanlış şeyler burada başladı.
So whatever's wrong is functional.
Yani fonksiyonel bir rahatsızlığı var.
Whatever's wrong with you, Daddy's gonna fix.
Ne sorunun varsa hiç üzülme, babacık tamir edecek.
You're a good man, Miles Edward O'Brien and whatever it is you think you've done wrong you don't deserve to die.
Sen iyi bir adamsın Miles Edward O'Brien yanlış yaptığını düşündüğün her ne ise ölmeyi hak etmiyorsun.
Whatever's wrong with that essay is correctable.
Ödevinle ilgili yanlış olan herneyse düzeltilebilir.
I've done wrong and I'm... Whatever your conduct may have been, I don't consider myself justified in severing the ties through which a higher power has bound us.
Her ne yapmış olursan ol, bizi birleştiren bağı koparmak için yeterli bir sebep görmüyorum.
Harry, listen. For whatever it's worth, you were right and I was wrong.
Harry, artık bir önemi var mı bilmiyorum, ama sen haklıydın, ben yanıldım.
He's done nothing wrong whatever.
- Yanlış hiçbir şey yapmadı.
Whatever I do, it's wrong.
Herne yaptıysam, yanlış.
Whatever I say, it's wrong.
Ne söylersem, yanlış.
Whatever's wrong?
- Ne oldu?
You just take your little files, and pick the one you want because my opinion obviously doesn't mean anything, it's always about you so just do... whatever what is wrong with you?
Bill, Bay Bauer pizzanı hâlâ beğenmiyor. Bauer! Nesi varmış pizzamın?
Whatever I do, I'm wrong.
Ne yapsam, yanlış.
Cos whatever's wrong - " I'm gonna crack your bones.
Çünkü sorun ne olursa olsun ; " Sırtın kötü, kemiklerini kıracağım.
Whatever did I do that was wrong?
Neyi yanlış yaptım ki?
He's trying to make up for whatever it is he did wrong.
Çünkü her ne hata ettiyse onu örtbas etmeye çalışıyor.
- Whatever's wrong.
- Yanlış olan ne varsa.
Whatever you think I'm going to do for you, you're wrong.
Her ne düşünüyorsan aynısını sana yapacağım. yanlış yoldasın.
I want you to come tomorrow morning... and tell the students, that whatever you... have taught them, and believed in, was wrong.
Yarın sabah senin de gelmeni istiyorum. Ve öğrencilerine öğrettiğin, inandığın... herşeyin yanlış olduğunu söyleyeceksin.
And you think that whatever was wrong when you were with me... -... is gonna get better with him?
Ve benimleyken yanlış olan onunla olunca sihirli bir şekilde daha mı iyi olacak sanıyorsun?
Niles, please, whatever's wrong, the answer doesn't lie at the bottom of an espresso cup. It's Mel again. Oh, Lord.
- Konu yine Mel.
Even if it was the wrong kind, or too heavy, or whatever... But I also enjoyed it some of the time,
Yanlış veya çok aşırı bir şekilde yaşanmış olsa da aynı zamanda çok zevk aldığımı da söylemeliyim.
Whatever's wrong, we'll... we'll fix it.
Yanlış olan neyse... Düzeltiriz.
In whatever form it takes, how is love wrong?
Hangi şekilde olursa olsun aşk nasıl yanlış olur?
You and I have had a long and battered relationship... but I continue to believe that you have a good soul, and that you'll find a way to right whatever wrong you committed.
İkimizin uzun ve yıpranmış bir ilişkimiz var... ama hala iyi bir ruhun olduğuna inanıyorum, ve yapmış olduğun yanlışlığı düzeltecek bir yol bulacağından eminim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]