When he left translate Turkish
1,847 parallel translation
And Frank did not look happy when he left.
Frank giderken pek mutlu da görünmüyordu.
I was standing by the front door when he left.
Adam giderken ben ön kapıdaydım.
I'm pretty sure he had that when he left the village.
O köyden çıkarken de sırtındaydı!
Like Henry David Thoreau and Rosa Parks and David Lee Roth when he left Van Halen, we can say, " Enough.
David Thoreau ve Rosa Parks ve Van Halen'ı terk ettiğindeki David Lee Roth gibi, " Yeter.
Then when he left, because his father was transferred from Paris
Babasının Paris'ten tayini çıktığı için o gittiğinde hiçbir şeyim kalmadı, karşılıklı konuşma yok.
What did he say when he left?
Giderken ne dedi?
Jason Cullen swears Mina was alive when he left her.
Jason Cullen, ondan ayrıldıktan sonra Mina'nın hayatta olduğuna yemin ediyor.
- When he left, Mina was still alive. - Hmm.
Ayrıldığında, Mina hala yaşıyordu.
I wasn't here when he left.
- Giderken ben burada değildim. Ben yoktum.
How can his equipment weigh more on his return trips than when he left?
Nasıl ekipmanları dönerken yola çıkarkankinden daha ağır olabilir ki?
How can his equipment weigh more on his return trips than when he left?
Nasıl dönerkenki ekipmanlar giderkenkilerden daha ağır olabilir ki?
He was completely coherent when he left my office.
Ofisimi terk ederken tamamen tutarlı davranıyordu.
A deal was cut with Treasury Secretary Henry Paulson, the former CEO of Goldman Sachs, whose net worth was estimated at $ 700 million when he left Goldman to go and run the Treasury Department.
Net değeri 700 milyon dolar olarak hesaplanan Goldman Sachs'ın eski yönetim kurulu başkanı Hazine Bakanı Henry Paulson ile Goldman'ı bırakıp Hazine Bakanlığına aday olunca bir anlaşma yapıldı.
In other words, when he left his fingerprints on the latest victim, Strahm was already dead.
Yanisi, Strahm son kurbanının üstünde parmak izi bıraktıktan önce ölmüş.
When he left, I made him swear to stay by his plane if he crashed.
O giderken... Uçak düşecek olursa içinde kalacağı konusunda yemin ettirdim.
You honestly don't remember when he left for good? Because I sure as hell do.
Cidden temelli olarak gittiği zamanı hatırlamıyor musun, çünkü ben kesinlikle hatırlıyorum.
When he left for lunch,
Öğle yemeğine çıkarken...
And when he left, he got into a truck with no logos on it.
Giderken de üzerinde amblem olmayan bir kamyonete bindi.
Anyway, when I woke up he had already left.
Neyse, uyandığımda çoktan gitmişti.
Did he---all right... when you left the Jamba Juice, did Chad give you any idea where he might be going?
Jamba Juice'ten ayrıldığınızda Chad, nereye gidebileceği ile ilgili bir şey söyledi mi?
But part of me left when he did.
O gittiğinde benim de bir parçam onunla gitti.
The mother had taken him out with his pram and left him outside of a café. She had gone in and when she came out he wasn't there anymore.
Annesi onu bebek arabasıyla dışarı çıkarmış ve onu dışarı bırakıp bir kafeye girmiş, döndüğünde çocuk orada yokmuş artık.
He hasn't seen Mrs Oliver since earlier today, when she left Boradine Court.
Bayan Oliver'i en son bu sabah erkenden çıkarken görmüş.
When he told her that he hadn't budged from L.A., naturally they assumed it was Shitao who left flowers on the grave.
Kardeşine Los Angeles'ı hiç terk etmediğini söylediğinde doğal olarak mezara çiçek bırakanın Shitao olduğunu düşünmüşler.
When your father passed away, he left a lot of debt.
Babanız vefat ettiğinde, oldukça fazla borç bıraktı.
When you left him on the bank, you say he was quite out of it?
Onu banka bıraktığında, durumunun iyi olduğunu mu söylüyorsun?
When I left Binj this morning he had a package with "White".
Bu sabah Binj'in yanından ayrıIırken elinde bir paket vardı. "Beyaz" olandan.
And he wanted to go left, but she saw an alley towards the right, and she pulled him towards it, and that's when the bomb hit.
Oppenheim sola gitmek istemiş ama o sağ tarafta dar bir aralık görmüş. Onu o aralığa doğru çekmiş. O sırada da bomba patlamış.
After she died, her killer tried to burn her body. When that didn't work, he left her by the river's edge, half covered with a garbage bag.
Öldükten sonra, katil kızın cesedini yakmaya çalışmış, beceremeyince bedenini çöp torbasıyla örterek nehir kenarına terk etmiş.
You know, when your great-great grandfather left scotland, he came to new york.
Biliyor musun, senin büyük büyük büyükbaban İskoçya'dan ayrıldığında New York'a gelmişti.
When her father died, he left her under your care.
Babası öldüğünde, onu senin himayene bıraktı.
So I think when I left, he just threw himself into music and the band.
Bu yüzden gittiğimde, onun kendini müziğe vereceğini düşündüm.
Deputy Hawes left his gun in his trailer when he stepped outside that night.
Yardımcı Hawes o gece dışarı çıktığında tabancasını karavanında bırakmış.
When Mr Garvin left on that evening, did he say where he was going?
Bay Garvin akşam çıktığında nereye gittiğini söyledi mi?
What are you talking about? He left for about, I don't know, two hours, and when he came back, he was bloody. Mr. Brody, let her talk.
- Sen neden bahsediyorsun, Marilyn?
He tried to get up but he fell over when what wass left of his right leg broke off.
Ayağa kalkmaya çalıştı ama paramparça olmuş sağ bacağından geriye kalanlar onu ayakta tutmaya yetmedi.
When my father died, he left Costa Luna to me.
Babam öldüğünde Costa Luna'yı bana bıraktı.
- He left when the water rose.
Sular yükselince ayrıldık.
Dying. Alpha could have killed Echo when he escaped, but he left her alive.
Alpha kaçarken Echo'yu öldürebilirdi ama onu canlı bıraktı.
Fuck you, Hel! I reviewed it. He had no phone when we left.
S.ktir git Hel, ben bakmıştım telefon falan yoktu.
I've become so obsessed, I left my son alone. Just when he needed me the most.
Bunu takıntı haline getirdim ve oğlumu bana en çok ihtiyaç duyduğu zamanda yalnız bıraktım.
I was a star, like he told me when I was born right, that he kissed my face with so much love in his heart... That's what left the mark, you know? That's why it's heart-shaped.
Babamın dediğine göre, doğduğumda bir yıldızmışım yüzümü, kalbinden gelen öylesine büyük bir sevgiyle öpmüş ki böyle bir iz kalmış Bu nedenle kalp şeklinde.
He was 6 when I left.
HBen ayrıldığımda o 6 yaşındaydı.
He was 6 when I left,
Ben ayrıldıktan sonra 6 oldu.
and when we went to find out what was left of the car, we found a dress from bergman's that he picked up for his wife last wednesday at 6 : 00 p.m.
Biz arabadan kalanları bulmaya gittiğimizde geçen çarşamba saat 18 : 00'de karısı için Bergman'ın yeri'nden aldığı bir elbise bulduk.
No. He, he left my mom and me when I was three, four.
Hayır, ben üç-dört yaşındayken bizi terk etmiş.
He was still breathing when we left, yeah?
Ayrılmadan önce hala nefes alıyordu, değil mi?
Listen, I know when you were younger, my father was probably cranky and liked to be left alone, but he is pretty sick now, and I'm taking care of him.
Dinle biliyorum ki siz daha küçükken, babam büyük ihtimalle huysuz bir adamdı ve yalnız kalmayı severdi, ama şimdi çok hasta ve ben onunla ilgileniyorum.
He, he left the family when... when I was young.
Ben küçükken aileyi terk etmişti.
Powder burns on his left palm indicates that he was... probably grabbing the barrel of the gun when the first shot was fired.
Sol avucundaki barut izleri, ilk kurşun sıkıldığında silahın namlusunu tuttuğunu gösteriyor.
One never forgets the moment when one realises that he has nothing left to teach his 7-year-old son about math.
İnsan 7 yaşındaki oğluna öğretecek bir şeyi kalmadığı anı asla unutmaz.
when he died 111
when he was born 18
when he was young 17
when he dies 19
when he was 88
when he said 21
when he comes back 25
when he comes 26
when he came back 43
when he gets here 18
when he was born 18
when he was young 17
when he dies 19
when he was 88
when he said 21
when he comes back 25
when he comes 26
when he came back 43
when he gets here 18
when he wakes up 46
when he gets back 21
when he was a kid 17
when he 34
when he says 21
when he's ready 23
when he does 75
he left 363
he left me 64
he left us 23
when he gets back 21
when he was a kid 17
when he 34
when he says 21
when he's ready 23
when he does 75
he left 363
he left me 64
he left us 23
he left her 20
he left you 17
he left a message 22
he left a note 30
he left you his practice 16
left 1878
lefty 72
leftovers 21
left side 49
left and right 28
he left you 17
he left a message 22
he left a note 30
he left you his practice 16
left 1878
lefty 72
leftovers 21
left side 49
left and right 28
left a message 20
left or right 39
left arm 20
left turn 39
left here 19
left to right 23
left face 22
left hand 51
left foot 46
left a bit 17
left or right 39
left arm 20
left turn 39
left here 19
left to right 23
left face 22
left hand 51
left foot 46
left a bit 17