When you're here translate Turkish
1,655 parallel translation
It could be a couple of weeks or a couple of months, but when you're ready to come back, Bryton will be here for you.
Fakat geri dönmeye hazır olduğunda Bryton seni bekliyor olacak.
Seriously, you drag me down here and accuse me of witness tampering when you're involved with the defendant's son?
Kendin davalının oğlu ile iş pişirirken beni buraya sürükleyip tanığın fikrini değiştirmekle suçlamakta ciddi misin?
Here I am, whining to you, when you're busy studying.
Sınavına çalışman gerekirken gelmiş sana sızlanıyorum.
If you're gonna talk about my mother when she's not here- -
Eğer annem hakkında o burada yokken konuşacaksan...
It's hard to relax when you're out here.
Sen oradayken rahatlamak kolay olmuyor. Anladım.
When we're finished here, I'll take you upstairs and you can wait with your mom.
Burada işimiz bitince seni yukarı götüreceğim. Annenle bekleyebilirsin.
That way you can see what it looks like when you're up here.
Böylelikle buraya geldiğinizde nasıl görüneceğinizi öğrenirsiniz.
You know, make it look like they're here when they're not, right?
Buradayken değilmiş gibi yaparlar, değil mi?
You know, when you're ready to have a real relationship with me, I'll be here.
Biliyor musun, benimle gerçek bir anne kız ilişkisi kurmak istediğinde, ben burdayım.
You know, in a few months, when an actual family is living in this big, beautiful, warm, friendly home, you all are gonna feel so proud about all this hard work you're doing here today. - Oh, dear. - Oh, dear what?
Birkaç hafta içerisinde, bu büyük, harika, sıcak evde gerçek bir aile yaşamaya başladığında, bu yaptığınızla ne kadar gurur duyacaksınız bir fikriniz var mı.
You're here to help families with sick children. Think about that when you work.
Hasta çocukların ailelerine yardım etmek için burdasın.
I'll be ready for Betty in OR One when you're done here.
Burada işiniz bittiğinde 1 numaralı ameliyathanede Betty için hazır olacağım.
I get better reception when you're not here.
Sen burada olmayınca sinyal daha iyi oluyor.
When you're finished here you can go home and make love to your husband, I hope.
Burada işin bitince, umarım evine gider ve kocanla sevişebilirsin.
When you awake, you'll have absolutely no idea what you're doing here.
Uyandığında, burada ne yaptığın hakkında hiçbir fikrin olmayacak.
Here I am, stuffing my face with this delicious stew when you're hungry, too.
Sen açken, karşına geçmiş bu lezzetli yemeği yiyorum.
The doorbell will tell you when they're here.
Kapı zili sana, geldiklerini gösterecektir.
I'm happier when you're here.
yanımdayken daha mutluyum.
I missed you. And you said you're happier when I'm here. So I took some time off.
yani, hangi salak bedava kahvaltıya kanar?
And when you're here, it's great. But when you're not, it's hell.
"sana söylemiştim" diyebilirsin ya da ne istersen.
Nothing's right when you're not here.
Sen burada olmadığın zamanlar hiçbir şey yolunda gitmiyor.
The only ones who are gonna tell me when I'm through doing my thing... is you people here. You people here - You people here are the ones... who are worth bringing it for, because you're my family.
Sizlersiniz, sizlersiniz çünkü benim ailem sizlersiniz.
Ha-rumph! Maybe you're right, but if you think we're keeping this thing when we get out of here, you can forget it, mister.
Haklı olabilirsin, ama buradan çıkınca bunu canlı bırakmayı unutmaya başlarsan iyi edersin.
You're not so badly off here, William, when you think about it.
Bir düşünürsen burada o kadar da kötü durumda değilsin, William.
When you're done here, roll by.
Hey, burdaki işiniz biterse, hemen gelin.
You know, I just try to entertain my clients when they're sitting here, Mrs?
Otururken müşterilerimi eğlendirmeye çalışıyordum, Bayan...?
So don't you come in here, preaching to me about hours when you're standing over there, and you're standing over there, and I don't know which way is up!
Bu yüzden buraya gelip bana saatten bahsetmeyin. Sen orada durmuş, sen de orada durmuşsun, bense neresi yukarısı bilmiyorum!
- But not when you're here.
- Sen buradayken gelmemiştim.
You can sleep when we're done here.
İşimiz bittiğinde uyursun.
What do you do here when you're trying to find someone who's lost?
Burada birisi kaybolsa ne yaparsınız?
Ok, I'm going shopping and if you're still here when I get back, I'm beating the shit out of you.
Tamam ben alışverişe çıkıyorum, eğer döndüğümde burada olursan, seni döverim.
When you get stuck here, you're stuck for life.
Buraya bir takılınca tüm hayatın boyunca sıkışıp kalıyorsun.
When you find yourself in the darkness of despair, and you're struggling to get back into the clear light of God's truth, remember what you learned here about the simple power of compassion.
Kendinizi çaresizliğin karanlık çukurunda bulduğunuzda ve Tanrı'nın gösterdiği aydınlık yola çıkmakta güçlük çektiğinizde, merhametin en yalın hâliyle insana verdiği gücü hatırlayın.
What about the fact that you're late more than you are on time... and when you are here, you flap your lips more than you work.
Geç kaldığın günler vaktinde geldiklerinden fazla. Ayrıca çalışmaktan çok çene çalıyorsun.
If you're being good just to save your ass just because, "Ooh, they might be right" and I just want to double down here and make sure that when I get up to the pearly gates, that St. Peter doesn't say to me, 'Sorry, asshole, you had the wrong religion.
eğer sadece kıçınızı kurtarmak için iyiyseniz... sadece bu yüzdense, haklı olabilirler... ve bende burda yerlere kapanıp cennetin kapısına geldiğimde... sırf Aziz Peter "kusura bakma adi herif yanlış dini seçtin... cehennemin keyfini çıkar bakalım, bay bay"'demesin diye.
When you're all here.
Sen buradayken.
When our gang gets here, you're all dead!
Bizim elemanlar buraya geldiğinde, hepinizi gebertecekler!
You always think you're gonna get something different, but when Heather comes over here you still say "chili cheeseburger plate and a vanilla Coke"... every time.
Her daim farklı bir şey isteyeceğini sanıyorsun ama Heather buraya geldiğinde yine "Biberli çizburger ve vanilyalı kola istiyorum." diyorsun.
When we go back inside, you gotta tell them, because you're leading the charge here.
İçeri geri döndüğümüzde bunu söylemelisin, sonuçta olayı sen idare ediyorsun.
Okay, to prove you're right, I'll do one of your stripteases right here, when you turn up here and show everyone your boobs.
Peki, haklı olduğunu ispatlamak için eğer sen buraya gelip memelerini gösterirsen ben de strpitiz yapacağım.
Well, Eden, when you're getting jacked outside your loft and Dubya here doesn't have the energy to stop it, we'll see about sending the nice police over to help you.
Bir gün evinin dışarısında soyulduğunda ve Bush'un bunu engelleyecek enerjisi olmadığında sana yardım etmesi için güzel polisimizi gönderme konusuyla ilgileneceğiz.
When I'll get out of here, you're gonna be in a world of pain.
Buradan çıktığımda sana dünyada ki en büyük acıyı tattıracağım. Kapıyı aç!
Because when the boys that I brought over here come stomping'out of this jungle, you're gonna wanna be long gone.
cunku getirdigim adamlar, bu ormani dumduz edince coktan gitmis olmayi isteyeceksiniz.
And when you break out of here, you're gonna do whatever the company asks you to do, period.
Buradan çıkınca da, onların istediğini yapmaya devam edeceksin. - Nokta.
This school is here to develop you as an artist. And when you're ready, send you out there to go to work.
Bu okul seni bir sanatçı olarak şekillendirmek ve hazır olduğunda seni işe yollamak için burada.
They've asked me to come here and make sure that when you leave you're not just doctors or surgeons but benders of time. Now, it's your job to use this 10 blade on a 50-year-old woman and take her back so when she looks in the mirror, she sees herself when she was 30.
Benden buraya gelip, sizlerin buradan ayrıldığınızda sadece bir doktor ya da cerrah değil, zamanı değiştirebilen insanlar olduğunuzdan ve 10'luk neşteri 50 yaşında bir kadında kullanıp onu aynada baktığında 30'nda gibi hissetirebileceğinizden emin olmam istendi.
When we're done here, I want you to pack your things and go.
İşin bittiğinde eşyalarını toplayıp gitmeni istiyorum.
So, what do you do when you're not here at the hospital?
Hastanede olmadığın zamanlarda ne yapıyorsun?
I'll be here when you're ready.
ben burada olucam sen haızr olduğun zman.
When you finally accept you're trapped here indefinitely, we can progress to a solution.
Burada sonsuza dek hapsolduğumuzu anladığın zaman çözüme doğru yol alırız.
Louise, I was in the middle of writing it when you got here, so... it's... you're a day early. You weren't supposed to be here till tomorrow.
Louise geldiğinde tam da onu yazıyordum, erkencisin yarına kadar burada olmaman gerekiyordu.
when you're gone 25
when you're ready 256
when you're right 37
when you're done 105
when you're a kid 24
when you're dead 37
when you're alone 31
when you're married 16
when you're 91
when you're young 31
when you're ready 256
when you're right 37
when you're done 105
when you're a kid 24
when you're dead 37
when you're alone 31
when you're married 16
when you're 91
when you're young 31
when you're older 32
when you're in love 21
when you're with me 16
when you're finished 34
when you're burned 80
when you're there 17
you're here 1579
you're here now 157
you're here early 68
you're here with me 35
when you're in love 21
when you're with me 16
when you're finished 34
when you're burned 80
when you're there 17
you're here 1579
you're here now 157
you're here early 68
you're here with me 35
you're here already 18
you're here late 32
you're here too 26
you're here for a reason 19
here 35434
here we go 9033
here you go 5858
here we go again 374
here goes nothing 99
here comes the sun 21
you're here late 32
you're here too 26
you're here for a reason 19
here 35434
here we go 9033
here you go 5858
here we go again 374
here goes nothing 99
here comes the sun 21
here comes the bride 39
here it comes 620
here we are 2264
here it is 2313
here she comes 366
here you are 1966
here i come 382
here's my number 71
here's the thing 1106
here they come 557
here it comes 620
here we are 2264
here it is 2313
here she comes 366
here you are 1966
here i come 382
here's my number 71
here's the thing 1106
here they come 557