With good reason translate Turkish
307 parallel translation
- And with good reason.
- İyi bir nedenin var.
- He's the one with good reason.
Mantıklı biridir.
They're already prejudiced and with good reason!
Onlar zaten önyargılı ve bunun için iyi sebepleri var!
- With good reason.
- Oldukça fazla.
And with good reason, I wanted to say.
Ve haklısın da. Söylemek istediğim şey,
With good reason.
Haksız sayılmazsın.
With good reason.
Tabii ki yok.
With good reason.
İyi bir nedenle.
With good reason.
İyi bir amaçla elbet.
This little marsupial is called a sugar glider, and with good reason.
Bu küçük keseliye uçar kuskus denmesinin geçerli bir sebebi vardır.
I want to see them in three weeks, employed or with good reason why not.
Üç hafta içinde iş bulsunlar, aksi takdirde iyi bir gerekçe sunsunlar.
Of course, this will threaten the Costa Ricans and with good reason, making them absolutely crazy with fear.
Elbette, bu Kosta Rikalıları tehdit edecek ve haklı olarak korkuya kapılacaklar.
Yes, I lied when I said you were made first, but with good reason.
Evet, onlara ilk senin yapıldığını söylerken yalan söyledim, ama iyi bir nedeni vardı.
With good reason, you're probably saying.
Herhalde iyi bir sebebi vardır diyor olmalısınız.
And with good reason.
Ve iyi bir sebeple.
With good reason, Majesty.
Çok iyi bir neden, Majesteleri.
There were harsh words spoken on both sides, but with good reason.
Her iki tarafta ağır sözler söyledi ama iyi bir sebep için.
But the county medical examiner was disturbed by this case and by this photo,..... and I think with good reason.
Ama ilçenin tıbbi uzmanı, bu foto ve olayda bir şeyler olduğunu düşünmüş bence haksız da sayılmaz.
You feel betrayed, and with good reason but I really think we should talk.
Sen kendini ihanate uğramış hissediyorsun ve iyi sebebin var ama gerçekten konuşmalıyız.
With good reason.
İyi bir nedenden dolayı.
And with good reason.
Ve iyi nedenlerden dolayı.
With good reason lt means they're open for business
Belli ki, iş yapmaya hazır olduklarının simgesi.
Well, with good reason.
Bunun için iyi bir nedenim var.
And with good reason.
İyi bir nedeni de vardı tabii.
- With good reason, it sounds like.
- Görünüşe göre iyi bir nedenden ötürü.
- With good reason.
- İyi bir sebeple.
With good reason.
İyi bir neden yüzünden.
With good reason.
İyi bir nedeni vardı.
I can't agree with this part of your interpretation, for the good reason that the weapon is now in my hand.
Yorumunun bu kısmına pek katılmıyorum çünkü bahsedilen silah şu anda elimde.
I can think of two people with a good reason for having killed him.
Harry'yi öldürmek için geçerli sebebi olan iki kişi biliyorum.
He won't part with a dollar without good reason.
İyi bir sebebiniz yoksa zırnık koklatmaz.
Her Majesty is in communication with my cousin, the king of France and I have good reason to hope for support from Ireland.
Kraliçe kuzenim Fransa kralı ile haberleşiyor ve İrlanda'dan destek ummak için iyi bir nedenim var.
With good reason.
- Haklı.
And with a good reason.
İyi bir gerekçeyle.
All the good times we've been through, and all the bad times it breaks my heart to think that the only reason you came with me was for money!
Hep birlikte iyi günler de kötü günler de gördük. Benimle gelmenizin tek nedeninin para olduğunu düşününce kalbim kırılıyor!
You know, she acts like she's got a lot of class, with the champagne and the dinner parties, but there's still a very good reason why she plays the dumb blond so well, you know what I mean?
Biliyor musunuz, adeta pek çok dostu varmış gibi davranır, şampanyalı yemek partileri düzenler, fakat yine de beyinsiz bir sarışını oynamasının çok iyi bir nedeni vardır, bilmem anlatabiliyor muyum?
I'm just trying to think of one good reason why... I should take you to South America with me.
- Seni Güney Amerika'ya yanımda götürmek için bir sebep bulmaya çalışıyorum.
I worked my ass offto make enough money to provide you with a good life, and you owe me a reason that makes sense.
Sana iyi bir hayat sağlamak amacıyla yeteri kadar para kazanmak için kıçımı yırtıyorum ve bana mantıklı bir sebep borçlusun.
Engorged with the whispered prayers of kneeling mothers, mewling newborns, and fools, young and old, compelled to do good without reason.
Dizlerinin üzerinde, kendini sessizce dua etmeye adamış analar, yeni doğmuş zırlayan bebekler genci ya da yaşlısı demeden bu, budala insanlar, sanki iyilik yapmaya mecburlar.
Your English is very, very good, but for some reason... I can always tell with frogs.
İngilizcen çok çok iyi ama kurbağalar bir şekilde belli eder.
Suppose Jacob and Martha were followed by someone with a good reason to be jealous?
diyelim ki Jacob ve Martha kıskanmak için geçerli olan biri tarafından izleniyordu?
Give me one good reason why I should go through with this.
Bunu neden yapayım bana adam gibi bir sebep söyle.
'Course, there's a good reason they look like that all the time -'they got stuck with me.'
Elbette, hep böyle olmalarının çok geçerli bir nedeni var.
The only reason I do any good at all in this world is because I do it with you.
Bu dünyada yaptığım bütün iyiliklerin tek nedeni onları seninle yapıyor olmam.
Give me one good reason you're with him.
Onunla olman için bir tek iyi neden söyle.
Arvid, come up with a good reason instead of just lying to me!
Arvid, orada durup bana yalan söylemek yerine daha inandırıcı bir şeyler düşün.
The reason I came here was to ask you, as friends and good citizens... to come forward to me or my staff... with any information you might have concerning this terrible crime.
Buraya geliş nedenim, onların arkadaşları ve iyi vatandaşlar olarak bana ya da yardımcılarımdan birine bu korkunç cinayet hakkında herhangi bir bilgi verebileceğinizi söylemek.
But with good reason.
Ama iyi bir gerekçem var.
If this means so much to you, I'm sure there's a good reason for it, so I'm with you, too. Thank you.
- Teşekkür ederim.
Listen... the only good reason to quit a wedding is if you break the cardinal rule... which is ridiculous because we both know you did not fall in love with the groom.
Dinle, bir düğünden çıkmanın tek bir nedeni vardır ve ana kuralı çiğnemek gerçekten çok komik. Çünkü damada aşık olmadığını ikimiz de biliyoruz.
Give me one good reason... I shouldn't can your ass right now... for breaking protocol with that Romano file?
Romano dosyası yüzünden seni işten atmamam için bir sebep söyle!
with good behavior 19
reason 73
reasons 43
reasonable 43
reasonable doubt 18
reasonably 25
with you 1138
with me 1243
with all due respect 1080
with you by my side 17
reason 73
reasons 43
reasonable 43
reasonable doubt 18
reasonably 25
with you 1138
with me 1243
with all due respect 1080
with you by my side 17
with all my heart 134
with men 23
with your family 23
with this ring 42
with your permission 239
with her 211
with your 48
with your wife 28
with your help 124
with your dad 25
with men 23
with your family 23
with this ring 42
with your permission 239
with her 211
with your 48
with your wife 28
with your help 124
with your dad 25
with your mother 23
with your father 34
with pleasure 453
with that in mind 45
with whom 203
with us 243
with your life 24
with it 82
with that said 19
with your hands 23
with your father 34
with pleasure 453
with that in mind 45
with whom 203
with us 243
with your life 24
with it 82
with that said 19
with your hands 23