English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ W ] / With your

With your translate Turkish

115,579 parallel translation
So if you're coming back from the shops with your arms full of heavy bags, you can open the boot with your foot.
Yani dükkanlardan geri gelirsen Kollar ağır çantalarla dolu ise, Ayağınızı kullanarak çizmeyi açabilirsiniz.
A meeting with your creator.
Yaratıcınla tanışmak.
And with your help, take it.
Ve yardımınla, sürücüyü alacağım.
She had made a name for herself in the field of robotics, but her single experience with your creation, it changed the way she thought about androids.
Robotik alanında isim yapmıştı ama yaratılışınızda edindiği tek bir tecrübe androidler hakkındaki düşüncelerini değiştirdi.
Given time, I believe I'll have another way to locate the ship and, with your help, take it. [overlapping arguing]
Zaman verilirse inanıyorum ki gemiyi bulabilirim... ve sizin yardımınızla, ele geçirebilirim.
A little less wine with your lunch, perhaps?
Öğle yemeğinizde daha mı az şarap içtiniz?
Help us take out that Garrison with your shuttle.
Mekiğinizi kullanarak o garnizonu ele geçirmemize yardım edin.
You wouldn't dare open fire on us with your friends on board.
Arkadaşın buradayken bize ateş açmayı göz önüne alamazsın.
I mean, it's possible the neurotoxin is playing with your head.
Nörotoksinin beyninle oynuyor olma imkanı da var.
This neurotoxin, it's messing with your mind.
Nörotoksin yüzünden böylesin, beyninle oynuyor.
What if it's screwing with your ability to make a logical decision?
Ya bu şey senin mantıklı karar verme yeteneğini etkiliyorsa?
It's messing with your head.
Kafanla oynuyor.
Must've been pretty scary having them play with your head like that.
Kafanla böyle oynamaları oldukça korkunç olsa gerek.
You need to do something with your hands.
Ellerinle bir şeyler yapmalısın.
Speaking of, you keep starting with your fuel gauge at 75 %.
Hazır konu tazeyken, benzin hacmini % 75 yapıyorsun.
It's a bit like watching your ex-girlfriend do sex with someone else.
Biraz izlemek gibidir Eski kız arkadaşın seks yapar Başkası ile
It's called charity car, where you can give your car to them, they deal with all the paperwork and what have you and take your car away.
Buna Charity Car denir. Arabanı nerede verebilirsin onlara, Hepsiyle uğraşıyorlar Evrak işleri ve neye sahipsin Ve arabanı al.
Sorry about wasting your time with this race.
Bu yarışta vaktinizi boşa harcadığınız için üzgünüm.
I think your Bentley would look better with alabaster lions instead of door mirrors.
Sanırım senin Bentley Daha iyi görünecekti Alabaster aslanlarıyla Kapı aynaları yerine.
And this one, with everything on it, quite apart from a v6 supercharged engine, it's got leather everything, iPhone connectivity, radar-distance control, voice control, electric boot, magic key you wear on your wrist.
Ve her şeyin üstünde her şey var, Tamamen bir V6 süperşarjlı motor dışında, Deri her şey var, iPhone bağlantısı,
All you've actually told us about your car is something to do with underpants, iguanas and sunglasses.
Aslında bize söylemiş olduğunuz tek şey Senin araban hakkında bir şey Külotlarla yapmak, İguanalar ve güneş gözlüğü.
You two are the only ones onboard with a memory of your past.
Gemide hatıralarını hatırlayan, sadece ikiniz kaldı.
And while your relationship with her flourished, so, uh... so did our family.
Onunla olan ilişkiniz gelişirken yani ailemiz de öyleydi.
I was hoping you'd change your mind about leaving with me.
Benimle gelme konusunda fikrini değiştirmeni umuyordum.
Despite whatever disagreements VolkovRusi may have had with you and your crew in the past...
Geçmişte Volkov-Rusi ile sizin aranızda olan anlaşmazlıklara rağmen.
Like your stepbrother, Teku leads with his heart.
Üvey kardeşiniz gibi Teku'da kalbini izliyor.
I have an idea, but I will need your help to set up a neural link with the Ferrous Corp. Shuttle that's currently docked with the ship.
Bir fikrim var ama Ferrous Corp'un bize bağlı mekiğine sinirsel ağ bağlantısı yapabilmem için yardımınıza ihtiyacım var.
What's your conflict with Zairon?
Zairon'la meselen ne?
We don't know what your issue is with this ship's crew and, frankly, we don't care.
Bu geminin mürettebatıyla meselen ne bilmiyoruz ve açıkçası umrumuzda da değil.
Give us the file. We'll deal with the kidnapping, and your friend will be safe. I promise.
Dosyayı bize ver kaçırılmayla ilgilenelim, arkadaşın güvende olsun, söz veriyorum.
You appear to be suffering from cascading synaptic failure in several areas of your brain associated with the processing of longterm memory.
Beyninin çeşitli bölgelerinde uzun süreli hafızanın işlenişine bağlı ardışık sinaptik yetmezlikten dolayı acı çekiyor gibi görünüyorsun.
We'll see how your friend does with the Traugott guard.
Arkadaşınız Traugott'un muhafızlarıyla ne yapacak göreceğiz.
We were finding you an out, a way to get your freedom maybe without having to deal with reprisals.
Sizi misilleme ile uğraştırmadan özgürlüğünüzü elde etme yolunu arıyorduk.
Tell me how you had nothing to do with it. Convince me, because if you don't, I'm gonna put a bullet in your head, and end you!
Bununla nasıl hiç bir ilgin yok anlat beni ikna et, eğer edemezsen kafana bir mermi sıkıp işini bitireceğim.
It's over. Yeah, damn right it's over. Get down on your knees with the rest of'em.
Tabi, çok haklısın bitti diğerleri gibi dizlerinin üzerine çök.
"We're flying through space," or, "I could detach your head with minimal effort."
"Uzayda uçuyoruz" gibi... veya "Kafanı küçük bir efor ile koparabilirim." gibi.
Hey, Adrian, we need your help with something.
Hey, Adrian, bir konuda yardımına ihtiyacımız var.
I will do whatever I can to help save your souls... pray with you.
Ruhlarınızı korumak için elimden gelen ne varsa yapacağım... Dua sizinledir.
I just saved your goddamn life, and you just continue to repay me with paranoia!
Senin lanet olası hayatını kurtardım,... ve hala paranoyayla beni suçlamaya devam ediyorsun.
You and your men will ride in back with the fuel.
Sen ve adamların arkada, yakıtlarla birlikte olacaksınız.
With all due respect, your son would be ashamed of you.
Bütün saygıma sığınarak söylüyorum ki, oğlun senden utanırdı.
Mr. Dreyfuss, how was your visit with Dr. Lonergan?
Bay. Dreyfuss, doktorunuz ne dedi?
Of course... and it has nothing to do with what will happen to your eternal soul upon your death.
Kesin öyle ve ruhunun son günü hakkında elden hiçbir şey gelmez.
The person that you cared about with all your heart not cold in the grave before you left Sleepy Hollow.
Tüm kalbinle önemsediğin kişinin Sleepy Hollow'da daha mezarı soğumadan.
I have no quarrel with you, Nathaniel, and no wish to spill your blood.
Seninle hiçbir kavgam olmadığı gibi Nathaniel kanını dökmek de istemiyorum.
Eat your bread with joy and drink your wine with a merry heart, for God has already accepted your works.
Ekmeğini zevkle ye, ve şarabını şen kalbinle iç, Tanrı çoktan yaptıklarını kabul etti.
So, you escaped this hotel in this crazy woman's car, and all you have with you are your wits and charms and this crunchy suede coat?
Yani, bu otelden çılgın bir... kadının arabasıyla kaçtın, ve ince zekanla caziben dışında... yanında bu enfes süet paltodan başka bir şey yok.
I had a theory. Who did you share your theory with?
- Bu teorini kiminle paylaştın?
You drink it, you grow your crops with it.
Bunu içiyorsunuz, ekinlerinizi bununla suluyorsunuz.
Your ship is a rust-bucket, cobbled together with spare parts.
Geminiz bir pas kovası, Yedek parçalarla birlikte taş döşeli.
You're with us because you betrayed your oath.
Sen yanındasın çünkü yeminine ihanet ettin.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]