English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ W ] / With your blessing

With your blessing translate Turkish

100 parallel translation
He's been robbing him for years... taking his share, time after time with your blessing.
Seninde onayınla payını alarak... onu yıllardır soydu.
With your blessing, I have built a house.
Sayenizde bir ev yaptım, Ağam.
'Send me in with your blessing.'
Benim için dua et.
And today, with your blessing, I offer my daughter to your son.
Ve bugün, yüksek izninizle, kızımı oğlunuza sunuyorum.
With your blessing, I'd like to tie it to the Cowboys... plus five at Chicago.
İzninle Cowboy ları da bağlayayım... artı Chicago ya 5 dolar.
All this is with your blessing.
Abi, bütün bunlar senin duanladır.
I'm having a great time, with your blessing, mind you, and then I see the other wives are here, and they're having fun, and I thought you would have fun too. I really did.
Harika zaman geçiriyorum tabi senin sayende ve sonra diğer eşleri görüyorum, eğleniyorlar ve senin de eğleneceğini düşdüm.
My apprentice... and, with your blessing, my successor.
Benim öğrencim ve sizin izninizle benim varisim olacak.
And now I would like to get to know Peyton... with your blessing, of course.
Ama durumum değişti ve şimdi Peyton'ı tanımak istiyorum. Tabi senin de rızanla.
Now I can walk away angry or I can walk away with your blessing.
Şimdi eğer istersen kızgın ayrılabiliriz, Ya da bana iyi şanslar dilersin.
With your blessing, of course, and hopefully, with your help.
Senin onayınla, tabii ki. Ve umarım senin yardımınla.
If Your Majesty were to turn a blind eye to the offence everyone would be forced to assume that the attempted murders were done with your blessing.
Eğer Majesteleri bunu görmezlikten gelirse herkes bu katillerin sizin emrinizle bu işi gerçekleştirdiğini düşünecek.
So with your blessing, of course, we'd like to go ahead and check out the rig.
İzninizle, tabii ki, gidip, platformu bir incelemek istiyoruz.
Mishakal, grace this man with your blessing.
Mishakal, bu adamı kutsamanla şereflendir.
So... With your blessing I'm going to marry her.
Öyleyse sizin de izninizle Jen ile evleneceğim.
And with your blessing, I would like to host a fund-raiser to fund it.
Ve onayın da olursa, fon sağlamak için, bir yardım gecesine ev sahipliği yapmak istiyorum.
I just... I assumed it was with your blessing.
Ben.. senin bunu onayladığını düşündüm.
You're gonna write her a personal check for $ 30,000, and tell her she can stay in her own home with your blessing.
Sen ona 30 bin dolarlık çek yazacaksın ve gönül rahatlığıyla kendi evinde kalabileceğini söyleyeceksin.
With your blessing, I'll take care of the housing issue
Sizin de rızanızla, ev işini halledeceğim.
With your blessing?
Bunu onaylıyor musun?
And with your blessing... I shall restore the family business to its former glory.
Sizin de desteğinizle aile işimizi, eski parlak günlerine döndüreceğim.
And you shall have back your hearth and home... With my blessing. And my sons, when they hear how it was done, will be grateful for the manner of it...
Ve oğullarım bunun nasıl olduğunu duyduklarında, işin adabından hoşnut kalırlar ve intikam istemezler.
Take these horses with your father's blessing.
Babanızın lütfuyla alın şuradaki atları.
With my blessing and best wishes for your birthday.
Doğum gününü en iyi dileklerimle kutluyorum.
Now go, with God's speed and your father's blessing.
Şimdi Tanrı'nın inayeti ve babanın hayır duasıyla git.
Will you be blessing this house with your presence for dinner?
Akşam yemeğinde eve teşrif edecek misin?
My blessing was : You were fast asleep, Your closed eyelids with the universal blue
Sen uyurdun.
With my ecclesiastic gift plus the grace of god... and a little help from superman here, I shall bestow upon you the supreme humanitarian blessing... and give you your freedom.
Tanrının lütfuyla birlikte sana vereceğim kutsal hediyeyle ve biraz da şu süpermenin yardımıyla sana en insancıl kutsamayı ihsan edeceğim ve sana özgürlüğünü vereceğim.
This blessing is of no worth if you leave here and once again soil your souls with willful and selfish acts.
Buradan ayrılır ve bir kez daha istekler ve bencil hareketlerle... ruhlarınızı kirletirseniz bu kutsamanın hiçbir değeri olmayacak.
Sharing your life with someone you love is a blessing.
Hayatını bir sevdiğinle paylaşmak büyük bir nimettir.
You fill your creatures with every blessing... and lead all men to the joyful vision of your life.
Tüm iyiliklerin yaratıcısı sensin. Yarattığın varlıkları kutsa ve insanlara mutlu olmanın yollarını göster.
I'm asking for it, lady but in truth, I will set my course with or without your blessing.
Bunu rica ediyorum ama doğrusu, sen onay ver ya da verme, yoluma devam edeceğim.
I just appreciate you even blessing me with your presence.
Bana bunları yaptığın için sana minnettarım.
Sharing your life with someone you love is a blessing.
Sevdiğin birisiyle hayatını paylaşmak çok kutsal bir olay
Please stay healthy, and continue blessing us with your benevolent rule.
Sağlıklı kalın, ve hayırsever ilkelerinizle bizi kutsamaya devam edin.
with your Blessing, Let me follow your commandments.
Seni rehber seçtiğimden beri inayetine mahzar kaldım. Yolundan ayrılmamamı nasip et.
I shall have the immense joy of allowing you - with His Blessing - to take your eternal vows.
Ebedi yeminini almak Tanrı'nın inayeti ile büyük bir sevinç olacaktır.
If, at the end of the summer, you still wish to proceed, then we will announce your engagement and you can marry with our blessing and our love.
Yaz bitiminde hala düşüncen değişmediyse, o zaman bizde nişanınızı yaparız... ve kendi aramızda evlenirsiniz.
Then after he's finished, I will honor each and every one of you with a blessing of your own.
Bu bitince her birinizi kutsamaktan onur duyacağım.
If I wanted to fuck you, I would with or without your blessing.
Eğer seni becermek isteseydim, bunu senin lütuf etmeni beklemeden yapardım zaten.
Teach us to realize with your Holy blessing how to transform our lives.
Bizi kutsayarak hayatımızı nasıl değiştirebileceğimizi öğret.
Jehovah, thank you for blessing this meeting and for inspiring and edifying your congregation with yourword.
Yehova, bahşettiğin nimetler için bugünü düzenleyebilmemize izin verdiğin ve sözlerinle cemaatine iyi ahlak yolunda ilham verdiğin için sana şükürler olsun.
And with that, you have my blessing on your union.
Bununla beraber, birliğinde dualarım seninle olacak.
Claude was shot 40 days ago. I intend to fight on. With or without your blessing.
Mücadeleye devam etmekte kararlıyım iznin olsun ya da olmasın.
Well thank you for blessing my home with your visit.
Ziyaretinizle evimi onurlandırdığınız için teşekkürler.
If you'll trust me with your heart and allow me to approve any young man that desires to have more than a friendship with you I promise to take care of you and give you my full blessing when God shows us the right one.
Jade, bana bütün kalbinle güvenirsen ve herhangi bir genç adamın senden bir arkadaşlıktan daha fazlasını arzu ettiğinde onu onaylamamı istersen... Tanrı bize doğru olanı gösterdiğinde, seninle ilgileneceğime ve tüm kalbimle müsade edeceğime söz veriyorum.
If you're here with Jackson's blessing, why is it he left me a team of his own commandos and failed to mention your bloody existence? !
Madem Jackson'ın emriyle buradasınız, ne demeye sizin varlığınızdan söz etmeyi unutup da kendi komandolarını buraya konuşlandırdı?
With the blessing of your pray, hopefully.
Duanızın bereketiyle inşallah.
He went to your mother with the full intention of asking for her blessing.
Annene kesinlikle seni isteme amacıyla gittiğini söylüyorsun.
So with or without your blessing, she's gonna be on that stage tomorrow?
Rızan olsun ya da olmasın yarın o sahnede olacak, değil mi?
Be above me and all around with your eternal blessing.
Sonsuz kutsaman ile benimle her yerde ol.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]