Without fail translate Turkish
271 parallel translation
Without fail!
Ne olursa olsun!
On Saturday without fail, sir.
Kesin olarak cumartesi bayım.
- Tell'em to come without fail. - Yes, sir.
İş çıkışı mutlaka gelmelerini söyle.
During this emergency production period, I want all of you to meet your quotas without fail, and at the same time to hone your fighting spirit.
Bu acil durum üretim döneminde hepinizden istediğim kotalarınıza hatasız olarak ulaşmanız aynı zamanda da savaşçı ruhunuzu bilemenizdir.
I want to see her today without fail.
Bugün onunla mutlaka görüşmek istiyorum.
Next year, without fail!
Gelecek yıl, başarısız olmayacağım!
She will be here without fail.
Sakin ol. Şimdi gelir.
I'll have her here tomorrow morning at ten without fail.
Yarın sabah 10'da burada olacağını garanti ediyorum.
- Without fail?
- Ne olursa olsun?
We'll go, without fail.
Gideceğiz, mutlaka.
- Call me at Terry's, without fail
- Yarın beni Terry'den arayın.
Without fail, there are two businesses you'll find in any city.
Hiçbir yerde batmayacağın iki sektör vardır.
I will return without fail.
Arıza çıkartmadan geri döneceğim.
I'll return to this spot without fail!
Her şekilde buraya geri döneceğim!
I'll return by evening without fail.
Akşama kadar başarılı bir şekilde geri dönmüş olacağım.
We're expecting you without fail.
Seni mutlaka bekliyoruz.
Unless I'm satisfied I will kill him without fail on the spot
Sonuçtan memnun kalmazsam tereddüt etmeden onun canını alacağım.
I will wait for you tomorrow in Salcini without fail.
- Yarın bizi görmeye gelin - Orada olacağız.
- Without fail.
Gecikmesin.
- Without fail.
- Gecikme.
Night soil will be emptied every morning without fail.
Her sabah toprak boşaltılacak.
Teacher, we will meet again without fail!
Mutlaka görüşeceğiz. Öğretmenim, öğretmenim!
You'll have the money tomorrow without fail. - Look.
Paranızı yarın sorunsuz bir şekilde alacaksınız.
I'll kill him without fail, even if we both die in the attempt!
Ne yazık ki onlarsız olacağım. Onu kesinlikle öldüreceğim. Kapışmada ikimiz de ölsek bile!
Without fail, Nadine.
Muhakkak orada ol Nadine.
She'll be there without fail.
Başarısız olmayacak.
I have to leave at 5 : 00, without fail.
Beşte gitmem gerek. Gitmeliyim.
Without fail.
Başarısız olamam.
I will win without fail.
Bu yüzden de kazanacağım.
Inspector we allowed you to take all those extravagant measures so that the gold would reach its destination without fail.
Müfettiş. Altının yerine sağ salim ulaşması için pahalı önlemler almanıza müsaade ettik.
And without fail I'll cry and suffer.
Ve muhakkak, gözyaşlarına boğulacak ve acı çekeceğim.
Without fail, let us try anew!
"Mutlaka yenilerini yaratmalıyız!" dediler.
Without fail, they must be killed right here!
Başarısız olmadan tam burada öldürülmeliler.
And he's been doing the samething every day without fail
Bunu her gün hiç aksatmaksızın yapıyor.
We'll kill Doi without fail.
Başarısızlığa uğramadan Doi'yi öldüreceğiz.
It's so incredible he can wake up to open and close the gate at every high or low tide without fail.
Hiç aksatmadan her gelgitte geçidi açıp kapatmak için uyanabilmesine akıl sır ermiyor doğrusu.
"So come without fail to boathouse... " Pendersleigh, tomorrow night.
"Bu yüzden, yarın akşam kayıkhaneye Pendersleigh'e, mutlaka gel."
Telling you to come here... to the boathouse at Pendersleigh without fail.
Sana buraya Pendersleigh'deki kayıkhaneye, sorun yaşamadan gelmeni söylüyordum.
I'll postpone sentencing, but we'll set a date now for you to return, without fail.
Kararı erteliyorum. ancak belirlenecek tarihte tekrar mahkemeye çıkmanız gerekiyor.
Without fail, got it?
Muhakkak, anladınız mı?
Without fail.
Muhakkak.
Once a month without fail, come to my house.
Her ay muhakkak evime gelir.
Don't fail me as could not live without seeing you soon again.
Beni yüzüstü bırakma sakın, seni bir kez daha görmezsem yaşayamam.
"It would be too tragic if the men of goodwill " should ever be lax or fail again to build a world " where youth may love without fear,
Eğer iyi niyetli insanlar, gençlerin korkusuzca sevdiği anne babanın çocuklarıyla birlikte yaşlandığı ve insanların hayatında birbirlerine değer verdikleri bir dünyayı kurmakta umursamaz olur veya hata yaparlarsa bu çok üzücü olurdu.
That our circumstances must be changed fundamentally and without these changes everything we try to do must fail.
Koşullarımız kökünden değiştirilmeli ve bu değişiklikler yapılmadan da kalkıştığımız her şey başarısız olmalı.
Without it, the revolution will fail.
Bu olmazsa devrim başarısız olur.
A child of the netherworlds but, Yuki you must avenge us without fail your father... your big brother and me Yuki my...
Cehennemin çocuğu... Yuki... Mutlaka intikamımızı almalısın...
If we should try to improvise a return to Earth without travel plots. without full resources it is my belief... that we would fail.
Eğer Dünya'ya alelacele, bir seyahat rotası ve tüm kaynaklarımız olmadan dönmeye kalkarsak... benim düşünceme göre...
Fail, and you will perish without trace.
Başarısız olursanız... iz bırakmadan öleceksiniz.
They'll be 24 perhaps 30 hours without a drink and, if we fail to take Beersheba in one day...
24 saat belki 30 saat susuz kalacaklar Ya Birüssebi'yi bir günde düşüremezsek...
Without further reinforcement, containment field integrity will fail in approximately 14 minutes.
Takviye edilmezse, koruma alanı 14 dakika sonra çökecek.
fail 162
failure 80
failed 61
failing 16
failure is not an option 22
failing that 45
without 110
without me 305
without you 442
without further ado 110
failure 80
failed 61
failing 16
failure is not an option 22
failing that 45
without 110
without me 305
without you 442
without further ado 110
without doubt 45
without a doubt 217
without love 36
without my permission 24
without water 18
without saying a word 17
without mercy 18
without a trace 16
without warning 47
without thinking 29
without a doubt 217
without love 36
without my permission 24
without water 18
without saying a word 17
without mercy 18
without a trace 16
without warning 47
without thinking 29