Without him translate Turkish
5,152 parallel translation
Yes, he is. Because through all the compromises... and negotiations and arguments and sometimes even boredom... I cannot picture my life without him.
Çünkü tüm verilen ödünlere, uzlaşmalara, tartışmalara hatta bazen bıkkınlıklara rağmen onsuz bir hayatı düşünemiyorum.
Jim Messina is a genius, and without him, no Poco.
Jim Messina bir dâhidir. O olmasa Poco olmaz.
Without him, all we really have are allegations against a high-ranking Air Force officer.
O olmadan, elimizde sadece yüksek rütbeli... bir hava kuvvetleri subayına yöneltilen iddialar var.
How the hell are they gonna have a meeting without him?
- Toplantıyı o gelmeden nasıl yapacaklar?
Come get Andy if Madison has to poop, because she won't do it without him.
Madison kaka yapacak olursa, Andy'ye gel. Çünkü onsuz yapmayacaktır.
We turned out just fine without him.
Onsuz gayet de iyi toparladık.
I can't bring down the nine lords without him.
O olmadan, Dokuz Lordu yenemem.
This will be the only one of my weddings without him.
- Onsuz gerçekleşen tek düğünüm olacak.
Without him, we wouldn't have gotten through any of this.
O olmasaydi bunlarin hiç biri yasanmazdi
But it's gonna take more than a couple of weeks to figure out what your life looks like without him.
Ancak hayatında o olmadan hayatının nasıl olduğunu anlaman için birkaç haftaya ihtiyacın var.
I hope he doesn't mind us getting started without him.
Umarım onsuz başlamamıza aldırış etmez.
I can't imagine my life without him. Sorry.
Hayatımı onsuz düşünemiyorum.
Without him, we would have never gotten this far.
O olmasaydı, buraya kadar gelemezdik bile.
He said to start without him.
O olmadan başlayabileceğimizi söyledi.
I can't... do this job without him.
Ben bu işi... O olmadan yapamam. Benden dedektif olmaz..
Pernell, on the other hand, is the fucking canvas, and without him, I have to start over.
Pernell, O lanet olası da, o resmin kanvası, o olmazsa her şey sil baştan!
The lawyer said I shouldn't talk to nobody without him.
Avukat, ondan başka kimseyle konuşmamamı söyledi.
The world is probably a better place without him.
Dünya onsuz daha iyi bir yer olacaktı.
The one who'd be nothing without him.
Yokluğunda bir hiç olan şefinin görevini.
I'm not leaving without him.
O gelmeden bir yere gidemem.
Because I don't think I can live forever without him.
Çünkü o olmadan hayatıma devam edebileceğimi hiç sanmıyorum.
Without him, you cannot enter the Vault of Heaven.
O olmadan Cennetin Kasası'na giremezsin.
We can't pull this off without him.
Bunu onsuz yapamayız.
Because without him... none of it would've happened, so...
Çünkü o olmasaydı bunların hiçbiri olmazdı bu yüzden...
I couldn't have gotten my magazine back without him.
O olmasaydı dergimi geri alamazdım.
I know it must have been really hard for you to do without him for two weeks and not call or e-mail or anything.
Onsuz iki hafta sizin için zor oldu biliyorum. Aramadınız, mail atmadınız.
Mrs McCarthy. Comes in with a cake for Father Brown, knocks it all over the place, then leaves without even seeing him.
- Bayan McCarthy Peder Brown'a kek getirmek için geldi ve etrafa saçıp sonra adamı görmeden gitti.
Without even thinking, I lunged, wrestled it from his hands, and shot him.
Hiç düşünmeye gerek duymadan hamlemi yapıp ellerini tuttum ve onu vurdum.
I need to talk to Stiles and let him know everything that happened last night. Without you.
Stiles'la konuşup dün gece olanları ona anlatmam gerek.
Psychologists said, to him, people are just money in his wallet to be spent when he chooses, without a second thought.
Psikologlara göre insanları para olarak gören ve zamanı geldiğinde hiç düşünmeden harcayabilen bir yapısı var.
The thought of him without me for the rest of his life, it's just...
Onun bundan sonraki hayatını bensiz geçireceği düşüncesi, bu sadece...
Without his ankle bracelet, and there's no way to track him.
Bu bileklik olmadan da onu bulmamızın hiçbir yolu yok.
Why, he wouldn't dare without the Queen behind him.
arkasında kraliçe olmadan cesaret edemezdi
Without him, the pack is useless.
O olmadan sürü hiç bir işe yaramaz.
We can't just leave him without trying.
Hiçbir şey yapmadan onu burada bırakamayız. Tabii ki bırakırız.
Do you think you can get away from there without alerting him?
Onu harekete geçirmeden kaçabileceğini düşünüyor musun?
We'll go after him, but without evidence, it will difficult to make any of your allegations stick.
Biz peşinden gideceğiz, ama elimizde kanıt olmadan herhangi bir suçlamada bulunmak zor olacak.
Captain Hale died without friends to support him.
Yüzbaşı Hale arkasında duracak dostu olmadan öldü.
When we first ran into him, you said that you expected him to crash and burn without you.
Ona ilk rastladığımızda, demiştin ki sensiz yapamaz, çöker gider.
He has a woman staying with him without getting married. And he says that we should vote.
Evlenmeden bir kadınla kalıyor ve bizim oy vermemizi söylüyor.
Parag, another point is that Abhimanyu Kaul's decision to fight the elections.. .. without forming any coalition might make him pay dearly.
Parag, başka bir nokta da şu Abhimanyu Kaul'un koalisyon oluşturmadan seçimlerde mücadele etme kararı ona pahalıya mal olabilir.
They can't put him on a plane without hearing him out.
Onu dinlemeden uçağı bindirmezler bence.
I don't see how you could get to him without Killing the others as witnesses.
Artık görgü tanıklarını katletmeden onu nasıl öldürürsünüz ; bilmem.
Without any information, it's gonna be very hard to find him.
Herhangi bir bilgi olmadan, o Onu bulmak çok zor olduğunu.
And if he still had a heart condition, it would explain him dropping without breaking his fall.
Kalp sorunu hâlâ devam ediyorduysa,.. ... bu durum kontrolsüz düşüşünü açıklayabilir.
He has enough issues with Vincent and me without knowing that I'm dreaming about him.
Rüyamdan görmemin dışında Vincent ile yeterince sorunumuz var.
Could you put a man in a barrel, should you wish it, without a single scrape on him?
İstesen, bir adamı üzerinde bir çizik oluşturmadan bir fıçıya koyabilir misin?
that then we would, without proof, without witnessing, without any evidence of any kind, we might look into him, and simply know him.
Sadece gözlerimizi ondan ayırmasaydık, elimizde deliller olmadan, tanıklar veya kanıtlar olmadan, sadece onu gözetleyerek, ve onu kolayca bulabilseydik.
Well, they've known each other a long time, and Penny grew up around horses, so she knows how to approach him without making him skittish.
Yani çok uzun zamandır tanışıyorlar ve Penny de atlarla birlikte büyümüş o yüzden korkutmadan nasıl yaklaşacağını iyi biliyor.
He's terrified. Darryl's lawyer will say that we tried to talk to the kid without a guardian present, get him disqualified as a witness.
Darryl'ın avukatının yanında vasisi olmadan konuşmaya çalıştığımızı...
You best not be talking to him without representation.
- Yanında avukatı olmadan... -... konuşmuyorsunuzdur inşallah yoksa...
himself 154
himura 39
him again 23
him too 56
him and me 36
him or me 60
him who 26
without 110
without me 305
without you 442
himura 39
him again 23
him too 56
him and me 36
him or me 60
him who 26
without 110
without me 305
without you 442
without further ado 110
without doubt 45
without a doubt 217
without love 36
without water 18
without saying a word 17
without mercy 18
without my permission 24
without your help 31
without warning 47
without doubt 45
without a doubt 217
without love 36
without water 18
without saying a word 17
without mercy 18
without my permission 24
without your help 31
without warning 47
without a trace 16
without thinking 29
without fail 57
without hesitation 31
without exception 31
without question 87
without telling me 34
without it 253
without fear 28
without knowing it 23
without thinking 29
without fail 57
without hesitation 31
without exception 31
without question 87
without telling me 34
without it 253
without fear 28
without knowing it 23
without asking me 19
without us 57
without her 96
without a word 39
without them 104
without the 32
without that 67
without us 57
without her 96
without a word 39
without them 104
without the 32
without that 67