Without saying a word translate Turkish
175 parallel translation
No normal man walks out of a big concern without saying a word to a solitary soul.
Aklı başında hiç kimse büyük bir işletmeyi kimseye bir şey demeden terketmez.
- All that without saying a word?
- Tek bir kelime bile etmeden mi?
- Without saying a word.
- Tek bir kelime bile etmeden.
She wears a veil and leaves without saying a word.
Tül takıyor ve tek kelime etmeden ayrılıyor.
In a trance? She left me without saying a word.
Hiçbir şey demeden gitti.
Drove off one afternoon without saying a word.
Bir öğleden sonra, tek kelime söylemeden, çekip gitti.
Dudley wouldn't leave without saying a word.
Dudley bir şey söylemeden gitmez
I told you he wouldn't leave without saying a word.
Bir şey söylemeden gitmez dedim.
You just sat like a lump all the way through dinner without saying a word.
Bütün yemek boyunca sesini çıkarmadan öylece oturdun.
She sits there without saying a word.
Hiçbir şey söylemeden öylece oturuyor.
His genius lay in sitting for hours without saying a word
Yeteneği, saatlerce hiç konuşmadan oturmasında yatıyordu.
She left yesterday morning without saying a word.
Catherine dün sabah hiçbir açıklama yapmadan gitti.
He walked into the bar, and he had a drink and left without saying a word, as you know.
Bara geldi ve bir içki içti. Sonra hiçbir şey söylemeden çıktı. Bildiğin gibi.
You know, when we sit here in the evening, do you realize you can sit for hours on end, staring into space without saying a word?
Fark etmedin mi akşamları burada oturduğumuzda saatler boyunca uzaklara dalıp gittiğini benimle tek bir kelime etmediğini?
We went to sleep and woke up without saying a word.
Gece sıcakta, bir masanın etrafında bilmem kaç kişi, ortaya büyük bir tabak, kaç çatal bilemiyorum.
Without saying a word.
Tek kelime etmeden.
You let that big creep insult me without saying a word.
O şişko sersem beni aşağılıyor sen tek kelime etmiyorsun!
She checked out without saying a word?
Tek kelime söylemeden gitmek mi?
Well, we eloped without saying a word to anyone.
Hiçkimseye birşey söylemeden evlenmek için evden kaçtık.
The next day, without saying a word... Dersu took his place at the head of our squad.
Ertesi gün, hiçbir şey söylemeden Dersu takımın önünde yerini aldı.
You let me go on babbling for nearly seven days without saying a word.
Hiçbir şey söylemeden, 7 gün boyunca beni konuşturdun.
Some bloke just crept up and attacked me without saying a word!
Birisi sürünerek gelip hiç bir şey söylemeden bana saldırdı!
Just leaves me without saying a word,
Tek kelime etmeden,... beni bırakıp gidiyor,
What could have been in the letter that would make him run away like that without saying a word? It's not something he'd normally do.
O mektupta, tek kelime etmeden çekip gitmesini sağlayacak ne yazıyor olabilirdi ki?
You disappear for days on end without saying a word to anyone.
Kimseye bir şey demeden günlerce ortadan kayboluyorsun.
Last night you returned me to my hotel without saying a word, and then this morning, you call to invite me for dinner.
Dün gece tek kelime etmeden, beni otelime geri götürdün ve sonra bu sabah, akşam yemeğine davet etmek için arıyorsun.
WHEN THE BELL RANG EVERYONE GAVE THE TEST TO MRS. WESTLAKE AND LEFT WITHOUT SAYING A WORD.
Zil çaldığında millet tek bir kelime yazamadan kağıdı Bayan Westlake'e verdi.
You can show someone you love them without saying a word.
Birlerine tek kelime etmeden de sevdiğini gösterebilirsin.
And when he caught me, he pretended not to recognise me and he waited for me to make up the bed, put a mint on his pillow, and leave without saying a word.
Sonra yakaladı beni... beni farketmemiş gibi davrandı... ve yatağı hazırlamam için... beni bekledi... yastığın kılıfını geçirip... ayrılmamı... tek kelime bile söylemeden.
They ate everybody's jams and pies and left without saying a word.
Herkesin reçel ve pie'larından yemiş ve tek kelime etmeden gitmişlerdi.
And then that old lady bowed to you and left without saying a word.
Sonra hiçbir şey demeden kadın | seni selamlayarak gitti.
That's why she comes here now and then... sits down for a while without saying a word, and leaves without saying a word.
İşte bu yüzden buraya gelir, konuşmadan... oturur ve yine konuşmadan gider.
She took my car without saying a word.
Tek kelime etmeden arabamı almış.
Sometimes he sits through an entire meal without saying a word.
Bazen bütün yemek boyunca tek kelime etmeden oturur.
Without saying a word.
Kimseye bir şey söyleyemeden.
Hmm? Because you ran out on me in the middle of the night without saying a word, hmm?
Gecenin ortasında tek kelime etmeden beni terk ettiğin için mi?
Do you know what his soul said to me without saying a word?
Tek kelime bile etmeden ruhu bana ne söyledi biliyor musun?
They went without saying a word.
Onlar hiçbirşey söylemeden gitmişlerdi.
They left without saying a word.
Tek kelime etmeden gittiler.
My advice is to turn around and walk away without saying a word and without looking back.
Size tavsiyem bir kelime bile etmemeniz arkanızı dönüp gitmeniz.
Then walked out without saying a word to anyone.
Sonra kimseye söylemeden kayboldu.
Let's both tell each other without saying a word.
Hadi birbirimize söylemediğimiz bir şey kalmasın.
I enter without saying a word and grab Marina.
Hiçbirşey söylemeden içeri giriyorum ve Marina'yı kapıyorum.
You were going to move to Philadelphia without saying a word.
Bana tek kelime söylemeden Philadelphia'ya taşınacaktın.
Hey! Well, I was just a little upset when you just packed up and left for the Zeus Station without saying a word.
Ben de hiçbir şey demeden Zeus İstasyonu'na gitmene kızmıştım.
You just left without saying a word.
Hiçbir şey söylemeden gittin.
And that dog, he can get him to do anything he wants... without even saying a word to him.
Hele şu köpeği, ağzını açıp tek bir kelime etmeden ne istiyorsa yaptırıyor hayvana.
- No, I just thought - - Without saying a word to me.
- hayır sadece düşündüm ki - - bana hiç birşey söylemeden.
- Bart, you didn't say thank you. I can leave without screaming or saying a bad word.
- Bart, teşekkür etmeyi unuttun bakın bayan, buradan çığlık atmadan ya da kötü söz söylemeden çıkıp gidebilirim.
Without saying a word.
- Hiç açıklama yapmadan.
You can be crude without saying a dirty word.
Argo kelimeler kullanmadan da kaba olabilirsin.
a word to the wise 16
a word 471
a word of advice 85
a word with you 29
without 110
without me 305
without you 442
without further ado 110
without doubt 45
without a doubt 217
a word 471
a word of advice 85
a word with you 29
without 110
without me 305
without you 442
without further ado 110
without doubt 45
without a doubt 217
without love 36
without water 18
without my permission 24
without mercy 18
without warning 47
without a trace 16
without your help 31
without thinking 29
without hesitation 31
without fail 57
without water 18
without my permission 24
without mercy 18
without warning 47
without a trace 16
without your help 31
without thinking 29
without hesitation 31
without fail 57