Without thinking translate Turkish
836 parallel translation
I can't even think about derivatives without thinking of that tutor in Manor Hall.
Türev denilince aklıma üniversite koridorlarında dolanan öğretmenim geliyor.
When the hardships are truly cruel, I'm content to be very unhappy without thinking of other things.
Zorluklar gerçekten zalimleşmeye başladığında başka şeyler düşünmeden mutsuz olmaktan memnunum.
She comes up with rhymes spontaneously, without thinking.
Düşünmeden birden kafiyeler uyfuruveriyor.
I accepted without thinking much about it.
Fazla düşünmeden kabul ettim.
You'll let me dispense of the conventional forms... without thinking me insolent?
Küstah olduğumu düşünmeksizin resmiyetin dışına çıkarak konuşmama izin verin.
I'd burst out laughing, just like that, without thinking.
Tıpkı bu şekilde, hiç düşünmeden çatlayana kadar gülerdim.
Without thinking about it!
Çekinme!
There are things you do without thinking, without the impression you're doing anything wrong.
Bunlar, düşünmeden yaptığın şeyler... Yalnlış olduğunu düşünmeden yaptığın şeyler.
We repeated the words without thinking what they meant.
Kelimeleri, anlamlarını düşünmeden tekrarladık.
You won't be able to answer a phone or open a door without thinking, "This is it."
Sonum geldi diye düşünmeden ne bir telefona cevap verebileceksin ne de çalan kapıyı açabileceksin.
is saying without thinking.
Kendinizi harap etmeyin. Bunu düşünmeyin.
Doing one of those silly things people do just like that once in a while, without thinking much like rich people do when they throw money away
İnsanların yaptığı şu aptalca şeyleri yapmayı bir kere olsun, çok fazla düşünmeden zenginlerin sokağa para atması gibi.
That winter I worked hard, without thinking.
O kış, hiç bir şey düşünmeden çok ama çok çalıştım.
Sometimes I speak without thinking.
Bazen düşünmeden konuşuyorum.
You didn't happen to find it? You might have picked it up without thinking.
Düşünmeden almış olabilirsin.
Being happy without thinking!
Düşüncesizce mutlu olmak!
You won't blame me or ask me for anything... without thinking of all this.
Tüm bunları düşünmeden ve bana söz hakkı tanımadan... beni yargılama.
- I was angry, sick. - I acted without thinking.
- Düşüncesizce hareket ettim.
You're just saying that without thinking, like you always do.
Her zamanki gibi düşünmeden sadece konuşuyorsun.
And, without thinking, when Allison returned I told her some terrible things.
Allison eve geldiğinde düşüncesizce feci şeyler söyledim. Ne gibi?
Some more of that doing without thinking?
Ne olacağını iyice düşündün mü?
But we're gonna get her before she wakes up, so she acts automatically, without thinking.
Anlayana kadar da işini bitiririz. Düşünmeden tepki veriyor.
Just gobble everything down without thinking ahead.
İlerisini düşünmeden her şeyi yut gitsin.
When I received his letter. I took the first train without thinking.
Mektubunu aldığımda, düşünmeden ilk trene atladım.
I wanted to go straight into the snow, without thinking.
Düşünmeden karın içine doğru yürümek istiyordum sadece.
Ι've Ιived these Ιast few years without thinking about myseΙf.
Şu son birkaç yılı kendimi düşünmeden yaşadım.
Ι rushed here without thinking.
Düşünmeden koşup buraya geldim.
Yes, but there are other times when you get inside people without thinking about it, when it doesn't seem important.
Evet, lakin, insanların arasına düşüncesizce karıştığın ya da önemsiz gördüğün zamanlarda bu dediğin oluyor.
Have you ever cared about anybody without thinking what they could do for you?
Hiç ne çıkarın olduğunu düşünmeden birisini umursadığın oldu mu?
Enjoying facilities they never had before people use gas and hot water, without thinking of the bill to come
Hizmetlerden yararlanmak daha önce karşılaşılmamış bir şey değildi insanlar doğalgaz ile sıcak su kullanırken, fatura hiç gelmeyecekmiş gibi davranıyorlardı.
I think we can look for the cause in the purely mechanical need... to fight against the torpor of hibernation... to restore circulation by primary motion... to cause the vital limbs to work without thinking.
Sanırım bunun altında kış uykusunun mahmurluğunu atmak ilkel hareketlerle kan dolaşımını sağlamak ve hayati uzuvların bilinçsiz hareketi yatıyor.
I made off with those without thinking.
Onları düşünmeden çaldım.
I never touched you without thinking, "Geoffrey, Geoffrey."
Sana dokunduğumda Geoffrey'yi düşünmeden edemiyordum.
He would have strangled her without thinking about it.
Onu boğazlarken, bir an için bile tereddüt etmezdi.
I can't pass a moment without thinking of you. And you don't have guts to take me away? !
Ben seni düşünmeksizin bir an bile geçiremezken senin beni götürmek için hiç cesaretin yok mu?
Some days before, without thinking about the Norway,
Birkaç gün öncesinde, Chamberlain ;
I've been thinking and thinking. It would be like taking their lives if we send them back without their guns.
Düşünüyordum da... onları silahsız göndermek canlarını almak gibi bir şey olur.
We were held up by the tide, and I lay all night on the deck... thinking of you and the years and years ahead without you.
Akıntıyla birlikte yola çıktık, tüm gece boyu güvertede uzandım, seni düşündüm, yıllar boyu sensiz olacağımı.
I was thinking about that dame upstairs, and the way she had looked at me... and I wanted to see her again, close... without that silly staircase between us.
Yukarıdaki bayanı ve onun bana bakışını düşünüyordum... Aramızda merdivenler olmadan,.. .. onu daha yakından görme arzusuyla...
And you cannot have confidence without positive thinking... be you students or nurses, under bombardment or otherwise.
Ve olumlu düşünme olmadan inancınız olamaz. İster öğrenci olun ister hemşire, bombardıman altında olun veya olmayın.
You're not thinking of leaving without a drink first?
Bir şeyler içmeden gidemezsiniz.
And people are so accustomed to it they answer without even thinking why I want to know.
Neden sorduğumu düşünmeden cevaplamaya alışırlar.
I know I should have spoken to you first, sir, but all this happened without us thinking.
Biliyorum, önce sizinle konuşmalıydım, efendim. Ama bütün bunlar biz düşünmeden oldu.
You've been thinking about it without telling me?
Bana söylemeden mi düşünüyorsun bu konuyu?
Well, I wanna go back to America... where people get married without thinking. Ecco-lo li.!
İşte orada!
Whenever we get into trouble, he knows what to do without even thinking.
Başımız ne zaman derde girse, düşünmeden ne yapılacağını bilir.
This thinking can lead to the truth, pure truth without predisposition.
Bu düşünce anlayışı bizi gerçeğe ulaştırır değişime uğramamış gerçekliğe.
Excuse me, I spoke without thinking.
Özür dilerim, düşünmeden konuştum.
I've been thinking and I got a way I think that's sure fire to empty any bank vault without firing one bullet.
Bunun başka bir yolu olduğunu düşünüyorum. Bir banka kasasını,... tek bir kurşun bile harcamadan da boşaltmanın yolları var.
I fell in love with him at once without even thinking.
Ona aşık oldum bi kere, hatta hiç düşünmeden.
Then in such a moment of enlightenment, the mind goes directly to find truth, in the same way that eyes see the real world, finding it directly without the need of thinking.
Daha sonra aydınlanma durumunda akıl direkt olarak doğruyu bulur aynı şekilde göz de gerçek dünyayı düşünmeden doğrudan görür.
thinking 451
thinking of you 30
thinking about you 18
thinking about it 70
without 110
without me 305
without you 442
without further ado 110
without doubt 45
without a doubt 217
thinking of you 30
thinking about you 18
thinking about it 70
without 110
without me 305
without you 442
without further ado 110
without doubt 45
without a doubt 217
without love 36
without water 18
without my permission 24
without saying a word 17
without mercy 18
without a trace 16
without warning 47
without your help 31
without hesitation 31
without exception 31
without water 18
without my permission 24
without saying a word 17
without mercy 18
without a trace 16
without warning 47
without your help 31
without hesitation 31
without exception 31