Without a doubt translate Turkish
606 parallel translation
The only reason why I was able to... tell you to get lost all this time without any fear... was because I knew... without a doubt in my mind... that you'd rise again by my side.
O zamanlar sana korkusuzca defol deme nedenim kesinlikle yanımdan gitmeyeceğini bildiğim içindi.
The only reason why I was able to... tell you to get lost all this time without any fear... was because I knew without a doubt... that you'd come back to me and rise again as the sun in my life.
O zamanlar sana korkusuzca defol deme nedenim kesinlikle yanımdan gitmeyeceğini bildiğim içindi.
He will sting you Without a doubt, if he can
Şüphesiz seni cız eder Belki de koltuğun arkasına saklanmıştır
Doubtless, without a doubt.
Hiç şüphesiz, bundan hiç şüphem yok.
You are, without a doubt, the...
Sen tam anlamıyla bir...
Without a doubt, the woman who had delivered the data from Mr. Christopher... was the woman who had left the cigarette.
Bilgileri Bay Christopher'dan getiren kadìnìn sigarayì içen kadìn olduguna kuşku yoktu.
This is without a doubt the richest game country in the world.
Şüphesiz ki burası dünyadaki en avlak ülke.
- Without a doubt.
- Hiç şüphem yok.
The sun is out without a doubt
Hiç kuşku yok dışarısı güneşli
- Without a doubt.
- Şüphesiz.
If we let him be like this, the parents will protest without a doubt.
Buna izin verirsek, şüphesiz ki ebeveynler bunu protesto edecektir.
Your husband is, without a doubt... the worst dramatic critic in New York.
Kocan ne yazik ki New York'taki en kötü tiyatro eleştirmeni.
We will submit psychiatric testimony establishing without a doubt - - That Lt. Commander Queeg is sane and should not have been relieved.
Uzman ifadelerine dayanarak Binbaşı Queeg'in dengesinin yerinde olduğunu ve görevden alınmasının gereksiz olduğunu kanıtlayacağız.
Without a doubt, your fort ranks at the top of the list... of the military establishments we've visited on our tour.
Hiç şüphe yok ki, birliğinizin derecesi, gezdiğimiz askeri kurumlar... arasında listenin başlarındayer alıyor.
Without a doubt, such memories should be respected.
Şüphesiz böyle hatıralara saygı duyulmalı.
Without a doubt.
- Hiç şüphe yok ki!
Means that I believe without a doubt, in the Lord our Father the first person of the Holy Trinity.
Şu demek ki : Kutsal üçlünün ilk efendimize şüphesiz inanırız.
- Without a doubt, yes.
- Kesinlikle...
- Yes, without a doubt.
- Evet, kuşkusuz.
That diabolical man is guilty without a doubt.
Bu kâfir adam şüphesiz suçludur.
Let me remind you that this is, without a doubt, the very finest premiere we have had in Hollywood.
Bunun ne olduğunu sizlere hatırlatayım, Hollywood'da gelmiş geçmiş en nezih gala.
Let's let'em know without a doubt which house is Pinky's house!
O zaman hangi evin Pinky'nin evi olduğunu kuşku duymadan anlasınlar!
I felt that my existence here was becoming a distorted, twilight memory and without a doubt, a terrible destiny
Bana öyle geliyordu ki buradaki varlığım çarpıtılmış ve alacakaranlık anılara ve hiç şüphesiz, berbat bir yazgıya doğru adım adım ilerliyordu.
It is Tatewaki's writing without a doubt.
Tatewaki'nin el yazısı olduğuna şüphe yok.
With your reputation you'd have without a doubt a chance for a position in the Senate.
Senin bu ünle senatoda yer alacağına hiç şüphem yok.
And this proves without a doubt, the wisdom of cooperation between your country and mine.
Şüphesiz bu gösteriyor ki sizin ülkeniz ile benimkinin işbirliği yapması çok akıllıcaydı.
You are without a doubt the most beautiful woman I ever wasn't allowed to look at,
Sen hiç şüphesiz, şu ana kadar bakmama izin verilmeyen en güzel kadınsın,
That Monday, December 21st, I suddenly knew, without a doubt, that Françoise would be my wife.
O pazartesi, aralığın 21'i hiç şüphesiz Françoise'nın karım olması gerektiğini anladım.
You are, without a doubt, the most pigheaded, stupid son of a...
Sen, hiç kuşkusuz, en domuz kafalı aptal orosp...
Without a doubt.
Hiç kuşkusuz.
Unique in an ape vocally, without a doubt.
Maymunlara özgü bir konuşma, kuşkusuz.
Nicola Sacco, without a doubt.
Kuşkusuz, Nicola Sacco.
- That's without a doubt the speciality of the region, isn't it?
- Buraya özgü bir içki, değil mi? - Evet bayım. - Tam doldur.
You are without a doubt very educated, Jefferson. And you believe in these silly things?
Belli ki okumuş adamsınız, Jefferson.
The normal native of London did not want to know of Winston Churchill as man or as politician, but as the man who it substituted Chamberlain. It was a leader, without a doubt that he was.
Ortalama bir Londralı Churchill'in bir insan ya da politikacı olarak geçmişine bakmıyor, onu Chamberlin'in yerini dolduran bir lider olarak görüyordu.
Of this point of view, the rocking end was against us e was a time depressing, without a doubt.
O tarihlerde dengeler bizim aleyhimizeydi. Ve bu durum çok sinir bozucuydu.
The steps that went being given, gradual steps, without a doubt, they were comparable to the data in the World War I.
Emin olmadan hiçbir şey yapılmıyordu. Tedbirler kademe kademe artırılıyordu. Bunu, 1.
Shurayuki will, without a doubt, soon show up.
Evet. Shurayuki, şüphesiz, ortaya çıkacaktır.
And, without a doubt, the longest day of my life.
Ve hiç şüphesiz, hayatımın en uzun günü.
I am, without a doubt, the finest maker of raisin jack in the entire joint.
Ben, hiç şüphesiz en iyi üzüm içkisini yapan kişiyim.
But, of course, they will! - Without a doubt.
- Ama mutlaka bineceklerdir!
Without a doubt.
Anabelle, evet.
You, without a doubt, are the man who was sent to me to help me carry out this great work.
Hiç şüphem yok ki, siz bu büyük eseri gerçekleştirmemde bana yardım etmek için gönderildiniz.
I am very sensitive, without a doubt.
Çok hassasım, orası açık.
And this sort of rock, which geologists call a conglomerate, were formed at a beach or a shoreline and the erosion by water has rounded these pebbles and it shows without any doubt that water existed at the surface of the Earth 3,800 million years ago, which at that time came as a complete surprise.
Bu jeologların, konglomera dedikleri kaya türü bir kumsalda ya da sahil şeridinde oluşur ve suyun aşındırması bu çakıl taşlarını yuvarlar ve bu şüpheye yer bırakmaksızın gösteriyor ki 3.800 milyon yıl önce Dünya'nın yüzeyinde su vardı ki bu bilgi o zamanlar tam bir sürprizdi.
Thank you. ♪ Without a single doubt We'll smoke the monster out
Hiç tereddüt etmeden canavarı meydana çıkaracağız.
I doubt if there was ever a period in history when men could enjoy those things without money.
İnsanların beş parasız bu türlü şeylerden hoşlandığı bir dönem olduğundan kuşkuluyum.
- A bad woman, without doubt.
- Şüphesiz kötü bir kadın.
Without a doubt.
Şüphesiz.
The shot has without doubt been fired from a short distance.
Atış hiç şüphesiz kısa mesafeden yapılmış.
There can be no doubt for any Marxist, that a revolution is impossible without revolutionary conditions.
Hiç şüphesiz ki, bir Marksist için devrim devrimci durum olmaksızın imkansızdır.
without a trace 16
without asking me 19
without a word 39
without a warrant 17
doubt 103
doubts 23
doubt it 85
doubtful 126
doubt that 17
without 110
without asking me 19
without a word 39
without a warrant 17
doubt 103
doubts 23
doubt it 85
doubtful 126
doubt that 17
without 110
without me 305
without you 442
without further ado 110
without doubt 45
without love 36
without water 18
without saying a word 17
without my permission 24
without mercy 18
without warning 47
without you 442
without further ado 110
without doubt 45
without love 36
without water 18
without saying a word 17
without my permission 24
without mercy 18
without warning 47