You made a promise translate Turkish
453 parallel translation
You made a promise.
Ona söz vermiştin.
You made a promise.
Tabii sözün var.
Don't say it, you made a promise?
Tahmin edeyim. Efendine söz vermiştin.
I understand you made a promise to the King.
Krala bir söz verdiğini duydum.
You made a promise!
Söz verdin ama!
Half Pint, and don't forget now, you made a promise!
Küçük hanim, sözümüzü unutmayacagiz degil mi?
You made a promise, didn't you?
Söz vermiştin, değil mi?
You made a promise to protect me.
Ona, beni koruyacağına dair söz verdin.
You made a promise to the students that you can't keep.
Tutamayacağın sözleri vermesen iyi olur.
You made a promise.
Söz vermiştin.
- You made a promise.
- Söz vermiştin.
- You made a promise.
- Söz vermiştim.
She made me promise not to tell anyone, particularly you, but theres no restriction to my saying that you ´ rre a profound fool.
Hiç kimseye, özellikle de size, söylemem için bana söz verdirtti ama büyük bir aptal olduğunuzu söylememde bir sakınca yok sanırım.
Geoffrey, do you remember a promise I made you?
Geoffrey, sana verdiğim sözü hatırlıyor musun?
What about the promise you made a few days ago?
Birkaç gün önce verdiğin söze ne oldu peki?
I could tell you about Pop, and the promise I made to him.
Size Pop'a olanları anlatabilirim, ve ona verdiğim sözü.
I suppose that doesn't sound like much of a sacrifice to you, but to make a sort of reckless promise like that and to a God I made out of my own fear...
Sizin için pek fedakârca görünmeyebilir ama böyle pervasızca bir yemin etmek... ve bu yemini kendi korkularım sonucu oluşturduğum... bir Tanrı'ya etmek...
You made me a promise.
Bana bir söz vermiştin.
DORA, IF IT'S SOME SORT OF A PROMISE THAT HE'S MADE TO YOU, RELEASE HIM.
Dora, sana bir söz verdiyse bundan azat et.
When you got off the boat I saw you and I made a promise.
Gemiden indiğinde seni gördüm ve bir söz verdim.
The main thing is, you kind of made us a promise.
Asıl şey şu, bize bir tür vaadde bulundunuz.
I made you a promise then.
O zaman sana bir söz vermiştim.
And you made me a promise!
Ve bir söz verdin!
You made me a promise.
Bana bir söz verdin.
I made you a promise, Mr. Tunstall.
Size bir söz vermiştim Bay Tunstall.
Do you remember the promise you made me when you were a little girl? And yet...
Henüz sen küçük bir kızken bana bir söz vermiştin hatırlarsan....
You wouldn't want me to break a promise that I made to your ma', would you?
Annene verdigim sözü bozmami istemezsin degil mi?
I made you a promise.
Sana söz vermiştim.
I made you a promise.
Sana bir söz verdim.
You made me a promise?
Bana bir söz mü verdin?
You made me a promise. No more hellfighting.
Bana söz vermiştin.Artık cehennem savaşçılığı yapmayacaktın.
You made me a promise.
Bama bir söz vermiştin.
There's no way I can trust the promise you two made, when you two only met a little while ago.
Hâl böyleyken, sizin birbirinize verdiğiniz sözlere güvenmemize imkân yok.
You made me a promise and you didn't keep it, so now you must pay the piper.
Bir söz verdin ve tutmadın, ve yaptıklarının sonuçlarına katlanmalısın.
Which brings us to a little promise you made just last spring.
Bu da bizi senin geçen bahar verdiğin bir söze getiriyor.
I made a promise to myself that I would come back... and love you forever.
Geri dönüp seni sonsuza kadar seveceğime dair... kendime söz vermiştim.
Didn't I, Ralph? I want you to tell the little ones that I made you a promise and I kept it.
Küçüklere, bir söz verdiğimi ve sözümü tuttuğumu söylemeni istiyorum.
I made you a promise, Absalom.
Sana bir söz vermiştim, dostum.
I made you a promise and I wanna break it.
Sana bir söz verdim ben onu iptal etmek istiyorum.
- You heard the promise I made to Senor Talbot.
- Bay Talbot'a verdiğim sözü duydun.
I made Goeth promise me he'll put in a good word for you.
Goeth, senin hakkında iyi referans vereceğine dair söz verdi.
I made a promise to stay with you and make this work.
Senden ayrılmayacağıma ve bu işi yapacağıma söz verdim.
I made you a promise.
İki şey : Sana söz verdim.
Can I borrow some money? Your dad made me promise not to give you any money until you find a job.
Babana bir iş bulana kadar sana para vermeyeceğime... dair söz verdim.
But you see, I made him this solemn promise that I would make him a calendar of the best damn good-looking girls at Trumaine.
Fakat. Ona bu kutsal sözü verdim. ... Üniversitenin en güzel kızlarının olduğu bu takvimi yapacaktım.
You made me a promise, and now you've broken it!
Bana bir söz vermiştin ve şimdi onu bozdun.
True, you made a promise.
Doğru, söz verdin.
I made a promise to you.
Sana bir söz verdim
We feel responsible for the both of you. I made a promise to your mother that if anything ever happened to her, that we would be there for the both of you.
Annene, başına bir şey gelirse, ikinize de göz kulak olacağımıza dair söz verdim.
You made me a promise, years ago... will you keep it?
Yıllar önce bana bir söz vermiştin. Tutacak mısın?
I made you a promise, didn't I?
Sana söz vermiştim, değil mi?
you made it 730
you made your bed 27
you made your point 111
you made a mistake 169
you made your choice 40
you made it up 29
you made the right decision 46
you made the right choice 44
you made me 53
you made me a promise 19
you made your bed 27
you made your point 111
you made a mistake 169
you made your choice 40
you made it up 29
you made the right decision 46
you made the right choice 44
you made me 53
you made me a promise 19
you made a choice 27
you made the right call 27
you made a commitment 17
you made this 52
you made 28
you made sure of that 16
you made bail 25
you made that up 37
you made them 16
you made a deal 26
you made the right call 27
you made a commitment 17
you made this 52
you made 28
you made sure of that 16
you made bail 25
you made that up 37
you made them 16
you made a deal 26
you made that 16
a promise is a promise 34
a promise 24
you mean 3569
you motherfucker 331
you mean everything to me 17
you make me happy 42
you mean it 157
you mean right now 22
you meant 25
a promise is a promise 34
a promise 24
you mean 3569
you motherfucker 331
you mean everything to me 17
you make me happy 42
you mean it 157
you mean right now 22
you meant 25
you mean me 104
you mean you don't know 16
you miss me 101
you meant it 23
you must be tired 132
you mess with me 18
you mean now 32
you mean her 17
you mean that 100
you mean like this 37
you mean you don't know 16
you miss me 101
you meant it 23
you must be tired 132
you mess with me 18
you mean now 32
you mean her 17
you mean that 100
you mean like this 37