English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ Y ] / You saved her life

You saved her life translate Turkish

182 parallel translation
You... You saved her life, Dr. Vollin.
Siz onun hayatını kurtardınız Dr. Vollin.
- You saved her life, Zachary.
- Kızın hayatını kurtardın, Zachary.
You saved her life.
Sen onun hayatını kurtardın.
You saved her life.
Onun hayatını kurtardın.
You know somethin ´, I think you saved her life.
Biliyor musun sen onun da hayatını kurtardın.
You saved her life, and mine, then you restored her to me.
Onun yaşamını kurtardın, benimkini de sonra da onu bana geri verdin.
Why didn't you tell me you saved her life?
Neden bana onun hayatını kurtardığını söylemedin?
The fact that you saved her life counts more than anything else.
- Haklısın. Onun hayatını kurtarmış olduğun gerçeği her şeyden daha önemli.
Well, you... you saved her life.
Onun hayatını kurtardın.
You saved her life.You're top of my list.
- Onun hayatını kurtardın. Sen kahramansın.
And you saved her life, like, how many times?
Onun hayatını kaç kez kurtardın?
You saved her life.
Hayatını sen kurtardın.
You saved her life, you know?
Onun hayatını kurtarmıştın.
Of course you do ; you saved her life.
Tabii ki de beklersin, onun hayatını kurtardın.
She loves you, and you know that, and that's why you saved her life.
Seni seviyor, ve bunu biliyorsun, bu yüzden de hayatını kurtardın.
No, you saved her life.
Hayır, hayatını kurtardın.
Zaara told me how you saved her life.
Zaara, bana onun hayatını nasıl kurtardığınızı anlattı.
You saved her life.
Sen onun hayatını kurtarmıştın.
- You saved her life.
Onun hayatını kurtardın.
You saved her life, man.
Onun hayatını kurtardın adamım.
you saved her life.
Onun hayatını kurtardın.
- You saved her life.
- Hayatını kurtardın.
Dani knows that you saved her life.
Dani onun hayatını kurtardugunu biliyor.
You saved her life. That's a tough lady to make disappear.
Ortadan kaybolması zor iştir.
You pointed out yourself that Esther saved her life.
Esther'in onun hayatını kurtardığını siz söylediniz.
After all, you saved my life.
Her şeyden önemlisi, sen benim hayatımı kurtadın.
It means either you saved his life, or he saved yours, or both.
Ya sen onun hayatını veya o seninkini kurtardı ya da her ikisi.
Oh. You really saved her life.
Gerçekten onun hayatını kurtardınız.
Mr. Green, you know, my mama saved her life.
Annem onun hayatını kurtardı.
But I'll always remember that. You've saved my life today.
Ama ben, bugün hayatımı kurtardığını her zaman hatırlayacağım
Second, to the boys who fished me out of the river and saved my life, and to the nurses and doctors here who are taking such good care of me, and for the thousands of letters and prayers I have received from all across America, thank you.
Îkinci olarak da, beni nehirden çikartarak hayatimi kurtaran çocuklara bana çok iyi bakan ve hala bakmakta olan hemsire ve doktorlara dualarini esirgemeyen herkese ve Amerika'nin her kösesinden gelen binlerce mektup için tesekkür ediyorum.
Well, whatever it was... you saved my life.
Bu her neyse hayatımı kurtardın.
You're treatin'her like she saved his damn life instead of sneaking'up behind him and bashing'his brains in!
Sanki arkasından sokulup kafasını kırmamış da hayatını kurtarmış gibi davranıyorsunuz ona!
You're treatin'her like she saved his damn life instead of sneaking'up behind him and bashing'his brains in!
Ona sanki hayatını kurtarmış da adamın beynini dağıtmamış gibi davranıyorsunuz.
You've saved her life.
Onun hayatını kurtardın.
You did a good thing, you may have saved her life.
İyi bir şey yaptın. Onun hayatını kurtarmış olabilirsin.
You're wondering if maybe Peattie could've saved her life?
Peattie'nin onun hayatını kurtarabileceğini mi merak ediyorsun?
You probably saved her life.
Büyük ihtimalle birinin hayatını kurtardın.
Anyway, I was thinking that since Liz got some alien powers when Max saved her life that you know, maybe I've got some alien juice too.
Neyse, düşünüyordum ki Mademki Max Liz'i kurtardığı zaman Liz bazı güçler kazandı belki aynı şey banada olmuştur.
You're the one that saved her life.
Onun hayatını kurtaran sizsiniz.
- I just saved her life. You watch.
- Hayatını kurtardım.
Had you used your Brains, you could've saved her life too
Eğer aklın olsaydı, onu kurtarırdın.
How you know you can trust her? - She saved my life.
- Hayatımı kurtardı.
You could have saved her life.
Annenin hayatını kurtarabilirdin.
For all the times I saved your life- - when you choked on a Superball... when you French-kissed an electrical socket...
Hayır.Bana borçlusun. Ne için? Her zaman hayatını kurtardım- -
When you could have saved her life by giving up and going home?
Hem de, inadı bırakıp evine dönerek onu kurtarmak dururken?
Why do I think you saved my life for her sake, not for mine?
Neden benim değilde onun hatırına kurtardın gibi bir fikre kapılıyorum?
You kidnapped your daughter and coincidently saved her life?
Kızını kaçırarak hayatını kurtarmaya mı çalıştın?
If I saved her life, do you think I care if I go to prison?
Hayat kurtaracaksam hapse girmeyi umursar mıyım sanıyorsunuz?
And if he tells you, you've saved her life.
Ve eğer sana söylerse, kızın hayatını kurtarmış olursun.
Good, good. Then you've probably saved her life.
Muhtemelen hayatını kurtardın.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]