English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ Y ] / You saved them

You saved them translate Turkish

186 parallel translation
It also says how you saved them kids.
Ayrıca çocukları nasıl kurtardığınızı da yazıyor.
MacGyver, you saved them.
MacGyver onları kurtardın.
You saved them, Will, you and the Enterprise.
Onları kurtardın, Will. Sen ve Atılgan.
You saved them from another embarrassment without creating a war in the process.
Bir planı var. Bakışı görüyor musun? "Planım var" bakışı bu.
You saved them from another embarrassment without creating a war in the process.
Onları bir utançtan kurtardınız ve bir savaşa yol açmadınız.
- You saved them?
- Onları sakladın?
- You saved them, buddy.
- Onları sen kurtardın dostum.
You saved them!
Onları kurtarmışsınız!
You saved them once.
Onları birkere kurtardın.
- But you saved them.
- Ama onları kurtardın.
Ever think of how many people are here because you saved them?
Burada koruduğun kaç kişi olduğunu düşündün mü hiç?
You saved them! You saved them!
Harika, harika!
You saved them all.
Hepsini saklamışsın.
No, no, they were victims of fairy-tale magic, so when you saved the fairy tales, you saved them too.
Hayır, hayır, onlar masal büyüsünün kurbanlarıydı, masalları kurtardığında onları da kurtarmış oldun.
It said in the newspaper clipping that Mandy Murphy and her pet dog were killed by the tree, but then you saved them.
Gazetede Mandy Murphy ve köpeğinin ağaç yüzünden öldüğü yazıyordu. Ama sen onları kurtardın.
You fought them off. You saved half the payroll.
Onlarla savaştın, maaşların yarısını kurtardın.
They saved my life, Rick. You might thank them.
Onlar benim hayatımı kurtardılar rick onlara teşekkür edebilirsin
But, man, you saved all them boys from getting killed for nothing.
Ama dostum, o çocukları bir hiç uğruna ölmekten kurtardın sen.
We saved them for you.
Hepsini senin için sakladık.
You've saved them.
Onları sen kurtardın.
We didn't afford to eat but saved every penny to send them to you
Yemeyi göze alamadık ama her peniyi sana göndermek için sakladık.
These guys just happened to have saved my life... and I'll spend just as much time with them as I like, thank you.
Bu çocuklar benim hayatımı kurtardılar... ve ben onlarla biraz hoşça vakit geçiriyorum, istediğim gibi. Teşekkürler.
I remembered you wore them, went to Xingyun Manor, on your own, and saved Xiaoli at night.
Xingyun Malikanesine gidip, xiaoli'yi kurtardığın gün, bu elbiseleri giydiğini hatırlarım
We saved you from them.
Biz seni kurtardık onlardan.
I'll return them to you once we've saved her.
Onu kurtardıktan sonra onları size iade ederiz.
Your stupid friends have saved your life so you can betray them!
Aptal arkadaslarin sen onlara ihanet edesin diye hayatini kurtardi!
And what do you do with these souls after you've saved them?
Peki o ruhları kurtardıktan sonra ne yapıyorsunuz?
See how the Mother has saved them from various turmoils for you.
Bak, Tanrıça, çeşitli kargaşalardan sonra onları nasıl kurtardı.
You saved them.
Onları kurtardın.
You saved my life. I can show you exactly where l saw them.
Hayatımı kurtardınız. Gördüğüm yeri size göstereceğim.
And what happens to them after you've saved them?
Peki, siz kurtardıktan sonra onlara ne oluyor?
And since you saved all of them, why not also elderly people?
Eh, bunlara müsaade ettiğine göre, yaşlıları da bir yerlere sıkıştırabilirdin.
I hope you'll let them know that we saved your life and that we want to avoid any further conflict with your people.
Umarım, senin hayatını kurtardığımızı ve halkınla, başka bir çatışma istemediğimizi iletirsin.
If I bring here one of them, you're saved.
Eğer onlardan birini buraya getirirsem, kurtulursun.
And you'll figure, "What's one against all I've saved? Might as well eat them. I'm still ahead by the numbers."
Ve şöyle düşüneceksin, "O kadar insan kurtardım birini yesem, ne çıkar?"
Believe in them, and you'll be saved.
Onlara inanırsan, kurtulursun.
I saved you for them.
Bunu her zaman koruyacağım.
What do you think the Triad will say when I tell them you saved the witches?
Senin cadıları kurtardığını söylediğim zaman Triad'ın ne söyleceği hakkında ne düşünüyorsun?
You gotta sort them out. Only those that can be saved you bring in.
Sadece kurtarabileceklerimizi içeri al.
We saved them like you said.
Dediğin gibi onları kurtardık.
- No, you saved me from them!
- Hayır, ellerinden sen kurtardın demin!
If you were working for them, you wouldn't have saved me.
- Eğer onlar için çalışıyor olsaydın, beni korumazdın.
Maybe you'd like to tell them... how ma saved all your childhood schoolwork and varsity letters and none of mine or Barbara's?
Belki annemin senin çocukluk ödevlerinin ve üniversite mektuplarının hepsini sakladığını, benimkiyle Barbara'nınkileriyse saklamadığını anlatmak istersin.
You obviously saved them once.
Daha önce onları kurtardınız.
But you could have saved them!
Ama sen onları kurtarabilirdin!
You think I killed them, me, the guy who saved your surprisingly small brain from a bullet yesterday?
Onları benim öldürdüğümü düşünüyorsun, senin dün küçük beynini süpriz bir şekilde kurşun yemekten kurtaran adam mı?
You'd be letting your crew die a very dishonourable death when you could have saved them.
Mürettebatın için onursuz bir ölüme izin veriyorsun. Tam da onları kurtarabilecekken.
Why don't you tell them about the time you saved Enterprise in your underwear.
Neden iç çamaşırlarınla Atılgan'ı kurtardığını anlatmıyorsun.
Though, technically, you were saved by a girl. It was your charm... that convinced the girl to lead them away.
Yine de, teknik olarak, bir kız tarafından kurtarıldın, kıza adamların dikkatini dağıttıran senin cazibendi.
After he saved you, he sent them off.
Seni kurtardıktan sonra onları dışarı attı.
You get their attention, and then you hit them with the message, and boom, you've saved another soul.
Önce dikkatlerini çekersin sonra bir mesaj ile vurursun, ve bum, bir ruhu daha kurtarmışsın.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]