English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / English → Turkish / [ Y ] / You saved his life

You saved his life translate Turkish

231 parallel translation
Catch one with a fever and a low pulse, make him think you saved his life and you'll be getting somewhere.
Ateşli ve düşük nabızlı birini yakala, ona hayatını kurtardığını zannettir bir yerlere gelirsin.
Ho told me how you saved his life and the others by taking that gun away from a madman.
Deli bir adamın elinden silahı alarak onun ve diğerlerinin... hayatlarını nasıl kurtardığını anlattı.
You saved his life, Rogers.
Onun hayatýný kurtardýn Rogers.
You saved his life that day. Remember how? By keeping your head.
Sakin kalarak, onu nasıl kurtardığını hatırlıyor musun?
The President said you saved his life.
Başkan onun yaşamını kurtardığını söyledi.
You saved his life.
Onun hayatını kurtardın.
Jake. you saved his life. he wouldn't kill you.
Jake, Onun hayatını kurtardın, Seni öldürmeyecektir.
- You saved his life!
- Hayatını kurtardın!
I hear you saved his life.
Duydum ki, onun hayatını kurtarmışsın.
It means either you saved his life, or he saved yours, or both.
Ya sen onun hayatını veya o seninkini kurtardı ya da her ikisi.
You saved his life.
Sen onun hayatını kurtardın.
He says you saved his life.
Hayatını kurtardığınızı söylüyor.
For all I know you saved his life.
Bildiğim kadarıyla onun hayatını kurtarmışsınız.
You saved his life.
Hayatını kurtardın.
You saved his life.
Onun hayatını kurtardınız.
Look, you saved his life.
Sen onun hayatını kurtardın.
You saved his life!
Onun hayatını kurtardın!
You saved his life, Willy. Thank you.
Hayatını kurtardın, Willy.
- Daddy says you saved his life.
- Babam hayatını kurtardığını söylüyor.
- You saved his life?
- Hayatını mı kurtardı?
You saved his life. You did.
Onun hayatını kurtardın.
While you saved his life, you made the Norwegian surgeons very unhappy.
Onun hayatını kurtardın, ve Norveçli cerrahları çok üzdün.
They told me you saved his life.
Hayatını kurtardığınızı söylediler.
You saved his life. Why?
Neden O'nun hayatını kurtardınız?
You saved his life.
- Sen onun hayatını kurtardın.
You saved his life.
Hayatını kurtardınız.
You saved his life this morning.
Bu sabah hayatını kurtardın.
You saved his life!
- Onun hayatını kurtardın.
Well, you saved his life.
Onun hayatını kurtardınız.
- I don't know. - You saved his life.
Bilmiyorum.Onun hayatını kurtardınız
Yeah. But you saved his life.
- Evet ama hayatını kurtardın.
Oh, Paige, you saved his life.
Ah, Paige, onun hayatını kurtardı.
- You saved his life.
- Sen onun hayatını kurtardın.
But today you stepped in and saved his life.
Ama bugün onun hayatını kurtardın.
You might have saved his life.
Belki hayatını kurtarabilirdin.
You see, I saved his life.
Görüyorsun, ben onun hayatını kurtardım.
What do you mean, the car saved his life?
Hayatını kurtardı diyerek ne kastediyorsun?
- You have saved his life.
- Onun hayatını kurtardın.
If you'd been in touch with him, you could've saved his life?
İIişkide kaIsaydık, onu kurtarabiIir miydik?
Your father may have saved his life, and Primo may be his son-in-law, but if Gino finds out about us, you'll be feeding the fishes... and I'll be wearing concrete undies.
Baban onun hayatını kurtarmış olabilir, Primo da damadı olabilir ama Gino bu yaptığımızı öğrenirse, ikimizin de canına okur.
Boy'll tell you how I saved his life and were deposed for it too.
Oğlan nasıl hayatını kurtardığımı ve bu yüzden görevden atıldığımı anlatsın.
You probably saved his life.
Hayatını kurtardınız.
In fact, you have not merely saved his life you have saved me from being orphaned.
Sen sadece onu kurtarmadın.. .. beni yetim olmaktan da kurtardın.
Well, you probably saved his life.
Sanırım onun hayatını kurtardın.
You could've saved his life.
O kadar cesur değilmişsin.
You don't lynch the wrong nigger'. And it saved his life.
Yanlış zenciyi linç edemezsin ve bu adamın hayatını kurtardı.
You're treatin'her like she saved his damn life instead of sneaking'up behind him and bashing'his brains in!
Sanki arkasından sokulup kafasını kırmamış da hayatını kurtarmış gibi davranıyorsunuz ona!
You're treatin'her like she saved his damn life instead of sneaking'up behind him and bashing'his brains in!
Ona sanki hayatını kurtarmış da adamın beynini dağıtmamış gibi davranıyorsunuz.
Since about two minutes after you supposedly saved his life.
Sen onun hayatını sözüm ona kurtardıktan iki dakika sonra.
I'm afraid we must leave. Now do you see why I saved his life?
Hayatını neden kurtardığını şimdi anlıyor musun?
I saved his life once, you know.
Bir defasında hayatını kurtarmıştım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]