English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russian → Turkish / [ Е ] / Её отец

Её отец translate Turkish

2,290 parallel translation
Её отец испробовал несколько специальных больниц прежде, чем перевести её сюда.
Babası onu buraya yatırmadan önce birkaç farklı özel hastane daha denemişti.
Он её отец.
Kızın babasıymış.
Мы, конечно, не можем лишать ребёнка этой стабильности, поскольку её отец вынужден переехать ради трудоустройства.
Çocuğu bu istikrardan mahrum etmek istemeyiz. Çünkü baba iş bulmak için mecbur bırakılıyor.
Её отец, Джордж Дженнингс, был главным хирургом в Пресвитерианской больнице города Нью-Йорка.
Babası, George Jennings, New York Presbyterian hastanesinde. Cerrahi amirmiş.
После того, как её отец умер, его бывший напарник в полиции, Маркус, стал её опекуном.
Babası öldükten sonra, emniyetteki ortağı Marcus, Mindy'nin yasal vasisi oldu.
Она развратная, так же как и её отец.
Sürtüğün teki. Babası gibi.
Ты её отец.
- Sen onun öz babasısın.
И так просто оставит её отец уехать из Турции?
Babası onu Tulcea'ya bırakacak mı?
Её отец в Германии.
Babası Almanya'ya gitti.
Солнце, её отец может дать ей все, что она захочет.
Babası ona istediği her şeyi sağlayabilir, canım.
Могу поспорить её отец знает еще меньше.
Eminim babası daha da azını biliyordur.
Ага, её отец опять смешал водку и наркоту, так что...
Evet, babası gene votkayla eroini karıştırıyormuş, onun için...
Ну, мы не поведем её в дом её отца, потому что её отец растлевает своих дочерей.
Babasına götürmeyeceğiz zira kendisi kızlarını suistimal etmeye meyilli.
Её отец - друг моего друга, замечательный человек, очень интеллигентный.
Babası bir arkadaşımın arkadaşı. Çok iyi bir adamdır, çok kültürlüdür.
А, вчера её отец пришёл и забрал домой на выходный.
Babası dün gece geldi ve hafta sonu için götürdü.
Отец Хелен никогда её не навещал.
Helen'ın babası hiç ziyarete gelmedi.
Ее отец был огромным засранцем, и она закончила школу и, эм...
Babası tam anlamıyla dallamanın tekiydi ve kızımı okula yolladım ve...
Мой отец строил её по кирпичику.
Babam orayı elleriyle yapmıştı.
- Я ее отец, черт возьми!
- Babasıyım zaten. Hay allah ya!
Ее отец только номинально!
- Kâğıt üzerinde babasın sadece.
- Мне читал ее отец.
- Babam bana okurdu eskiden.
Мой отец хотел ее получить.
Babamın tek hayali şirketin başına geçmekti.
Когда умер отец Кэт, ее мать обратилась к психологу.
Kat'in babası öldüğünde annesi yas danışmanına gitti.
Он сказал священнику : " Отец мой, во время войны я повстречался с красивой женщиной. Она пришла ко мне в дом с просьбой защитить её от фашистов.
Rahibe diyor ki, "Peder, savaştayken evime gelen güzel bir kadın vardı onu Nazilerden korumamı istedi ben de onu tavan arasına sakladım."
Мой отец, ее муж, воспитавший меня, он недавно умер, и...
Babam, yani onun kocası, beni büyüten kişi geçenlerde öldü.
И, когда Талия умирала, ее отец Зевс нашел другой способ сохранить ей жизнь.
Böylece, Thalia'nın cansız bedeni yerde yatarken... babası Zeus onun yaşaması için farklı bir yol buldu.
Почему ты сказал, что ты ее отец?
Niye onun babası olduğunu söyledin?
Это - единственная вещь, которую оставил мой отец. Ее хватит, чттобы прокормить наш остров целый год.
Babamın satamayacağı tek şey yıllardır bende olan o gerdanlık.
А с другой стороны, судьбу Мины - ее отец.
Ve orada, diğer tarafta Mina'nın kaderi, babası...
Но там случилась эпидемия тифа, и ее отец с матерью погибли.
Fakat tifüs salgını çıkınca anne ve babası hayatını kaybetti.
Ее отец умер банкротом.
Babası peş parasız öldü.
Убил ли отец Селии её мать?
Onun babası annesi babasını öldürdümü?
Вы можете узнать, ее отец убил ее мать или ее мать убила ее отца?
'Annesini babasımı öldürdü yoksa babası annesini mi mi öldürdü? '
Но так как она вышла замуж за слугу, ее отец, Децим, полностью отказался от них.
Fakat Nettie bir hizmetçi ile evlendiği için, babası Decimus onları mirasından tamamıyla çıkardı.
Здравствуйте. Вы, видимо, ее отец?
Merhaba, siz babası olmalısınız.
Ее отец — лорд Селвин Тарт.
Babası Lord Selwyn Tarth.
Отец напевал её мне, когда я была маленькой.
Ben çocukken babam mırıldanırdı.
Это ее отец позволил им.
Babası bize izin verdi.
Торговец коврами отец ее младшего.
Halıcı en küçük çocuğunun babası.
Их оставил ее отец.
Yemek ve şarap aşığı.
Наряжаюсь и улыбаюсь, пока все шепчут за моей спиной. "Ее отец убил кого-то".
- Herkes arkamdan fısıldarken giyinmek ve gülümsemek.
Это ее отец.
Ben onun babasıyım.
Лучше, чтобы ее отец отправил официальный запрос на закрытие страницы.
Sarah'ın babasının en yakın akrabası olarak resmi bir talepte bulunup hesabı tamamen kapatmasını tercih ederim.
Она просто ждет где-то пока твой отец не заберет её?
Bir yerlerde babanın gelip onu almasını falan mı bekiyor?
Мой отец любил повторять, что поддеть рыбу - просто. Потом ее надо вытащить.
Babamın eskiden dediği gibi "Balığı oltaya getirmek kolay, ondan sonra onu bota çekmen gerekir."
Хотела припрятать ее, но твой отец открыл ее, как только мы вернулись домой.
Sakladığımızı düşünmüştük, ama baban eve gelir gelmez açmak istedi.
Оказалось, что скоро после её рождения, отец изменил её маме.
O doğduktan hemen sonra babasının bir metresi olduğu ortaya çıktı.
Ну, отец, вероятно, бросил ее здесь прямо перед тем, как вы его догнали.
Muhtemelen babası buraya atmış onu, yakalanmadan az önce.
Ее отец никак не мог ее убить.
Babası öldürmüş olamaz.
Предупреждением, которым ее отец пренебрег.
Babasının kulak asmadığı bir uyarı.
Но когда соцработник Джейден расспросил её о нём, она сказала, что отец её не домогался, не бил, ничего такого не было.
Ama Jayden'dan sorumlu sosyal hizmet görevlisi konuyu ona açtığında babasının hiçbir zaman hiçbir şekilde taciz etmediğini söylemiş.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]