Примерно час назад translate Turkish
75 parallel translation
Примерно час назад, после того, как пришла в школу.
Yaklaşık 1 saat önce, okuldayken.
- Примерно час назад.
- yaklaşık bir saat önce.
Он приехал примерно час назад.
Yaklaşık bir saat önce geldi.
Примерно час назад у нее неожиданно начался приступ. Она задыхалась.
Yaklaşık bir saat önce ciddi bir solunum yetmezliği krizi başlamış.
За Maнхэттаном, примерно час назад.
Yaklaşık bir saat önce Manhattan'ın dışında.
Примерно час назад.
Yaklaşık 1 saat evvel.
А не ты ли тот человек, который примерно час назад говорил, что с него хватит пульсирующей, скачущей плоти, и хотел пойти домой?
Bir saat önce titreyen, ürperen yeteri kadar durduğunu ve eve gitmek istediğini söyleyen sen değil miydin?
Примерно час назад ещё кто-то тоже искал Тейлора в базе данных.
Birisi aynı aramayı yapmış, daha bir saat olmamış.
- Примерно час назад.
- Yaklaşık bir saat önce.
Линдси позвонила примерно час назад.
Bir saat önce Lindsay aradı.
Он связался с нами примерно час назад, чтобы справиться о вас.
İlerlemenizi kontrol etmek için yaklaşık bir saat önce bağlantı kurdu.
Примерно час назад.
Bir saat kadar önce.
Примерно час назад.
Yaklaşık bir saat önce.
А оно показывает что вы делали примерно час назад.
Sadece bu ayna yaklaşık 1 saat önce ne yaptığını gösteriyor.
В него стреляли примерно час назад возле его дома.
Kardeşin. Kardeşin vuruldu. Bir saat kadar önce, evinin önünde.
Мисс Хуарес уехала примерно час назад.
Bayan Juarez bir saat önce ayrıldı.
Извините меня, моего ребёнка привезли сюда примерно час назад.
Yine mi kickball oynarken yönünü şaşırdın? Galiba.
Примерно час назад, пришли результаты анализов.
Test sonuçların bir saat kadar önce geldi.
Мы получили очередное письмо примерно час назад.
Bir saat önce gördüğünüz mektubu aldık.
Он оставил мне это сообщение примерно час назад. Больше я ничего не знаю.
Bakın, tek bildiğim, yaklaşık bir saat önce bana bir mesaj bıraktı.
Не знаю заметно ли Вам, но тут была метель примерно час назад.
Siz buna ne dersiniz bilemem ama bir saat önce aniden kar fırtınası başladı.
Она должна быть поблизости или где-то между, потому что... автобусы перестали ходить примерно час назад.
Her iki adreste de olabilir veya ikisinin arasında herhangi bir yerde. Otobüsler bir saat sonra çalışmayacak. Yani...
Лейтенант Флинн забрал Джона Парка примерно час назад.
Teğmen Flynn John Park'ı, yaklaşık bir saat önce evinden aldı.
примерно час назад.
Yaklaşık bir saat önce.
... которым летели 183 пассажира и члена экипажа, исчез с радаров над джунглями Бразилии примерно час назад.
183 yolcuyu ve mürettebatı taşıyan uçağın yaklaşık bir saat önce Brezilya Ormanları civarında radarda kaybolduğunu doğruladı.
Звонок поступил примерно час назад.
Çağrı bir saat kadar önce geldi.
Миссис Белл забрала своего сына примерно час назад.
Bayan Bell'in oğlu 1 saat kadar önce taburcu edildi.
Примерно час назад на втором шоссе я задержал нетрезвого водителя, она рассказывает безумные истории о нападении на ее парня.
Yaklaşık iki saat önce sarhoş bir sürücü bulduk. Erkek arkadaşının saldırıya uğradığı ile ilgili çılgın bir hikayesi var.
Тебе должны были позвонить из АЛГЧ примерно час назад.
Bir saat evvel GLAC'dan telefon bekliyordun.
Прибыл примерно час назад.
Bir saat kadar önce geldi. Duyduğuma göre atları seviyormuş.
Да, встал на якорь примерно час назад.
- Yaklaşık bir saat önce demir attı.
Перед нами завод "Настоящей крови" рядом с Хьюстоном, Техас, где произошел взрыв примерно час назад.
Ekranlarınızda bir saat önce bombalanan Teksas, Houston'daki Tru Blood fabrikasını görüyorsunuz.
Так, соседка напротив сказала, что слышала грохот примерно час назад, но подумала на метамфенаминовую лабораторию снизу.
Pekâlâ, yan komşu bir saat önce kadar....... bir gürültü duyduğunu söyledi ama alt kattaki uyuşturucu laboratuvarından geldiğini sanmış.
Я слышала, что кто-то нашел гадость в ней Примерно час назад
Yarım saat sonra birilerinin kekinden iğrenç bir şey çıkacağını duydum.
Примерно час назад.
Bir saat kadar.
Тогда извини, что я тебя подставил примерно час назад.
O halde seni yaklaşık bir saat önce ateşe attığım için üzgünüm.
Мистер Голд попросил Эмму о помощи в поисках его сына. Они уехали из города примерно час назад.
Bay Gold oğlunu bulmak için Emma'dan yardım istedi o yüzden bir saat kadar önce Henry'i de alıp kasabadan ayrıldılar.
Камера включилась примерно час назад.
Kamera bir saat kadar önce yayına başlamış.
Примерно час назад.
Bir saat önce kötüleşmeye başladı.
Примерно час назад я слышал... Я слышал их характерные звуки и стук по дереву.
Yaklaşık bir saat önce falan sesler duydum, tahtaya vuruş sesleri.
Примерно час назад на канале Fox Хэнк Уилльямс-младший сравнил то, что Обама и Бейнер играли в гольф вместе с игрой в гольф Гитлера и Нетаньяху
Bir saat kadar önce "Fox and Friends" de Hank Williams Jr Boehner ile Obama'nın golf oynamasını Hitler ile Netanyahu'nun golf oynamasına benzetti.
Он говори, что люди стали направляться к посольству примерно час назад.
İnsanların 1 saattir elçilik önünde bağırdıklarını söylüyor.
Ну, примерно час назад...
Bak eğer sormamda... Yaklaşık bir saat önce...
Примерно с час назад.
Buraya geliyor.
- Примерно с час назад.
- Saat kaçta aradı?
Час назад примерно после того, как начнет неустанно изливать на нас, скажем... с десяти часов утра потоки красного и белого света оно начинает терять яркость, становится бледнее, бледнее еще немного бледнее немного бледнее пока не пффф...
Bir saat önce... aşağı yukarı tepemizde sabahın onundan beri... kızıl beyaz ışık sağanaklarını hiç azaltmadan... boşalttıktan sonra parlaklığını kaybedip... soluklaşmakta... solmakta... hep biraz daha... biraz daha solar tâ ki... Püüfff!
Просто напоминаю, что где-то примерно с час назад, этот парень пришел и пролез через окно на втором этаже как какой-то вор.
Bu çocuğun daha bir saat öncesine kadar evimizin penceresinden azgın kediler gibi girip çıktığını unutuyor musun?
Всего час назад полицейские арестовали подозреваемого в убийстве маленькой Эмили Малиновски. Мужчине примерно 30 лет.
Emilie Malinowski'nin cinayeti vakasında polis bir zanlıyı göz altına aldı.
Трупные черви сейчас примерно две трети дюйма, значит, его смерть наступила около 10-12 часов назад.
Çiftkanatlılar yaklaşık olarak bir buçuk santimetre ölüm zamanın 10-12 saat önce olduğunu gösteriyor.
Примерно час или два назад.
Evet. Bir iki saat önce.
- Ох, офицер звонил мне примерно, час назад.
1 saat önce yukardakiler aradı.
час назад 150
назад в будущее 68
назад в 16
назад 5654
назад дороги нет 46
назад пути нет 55
назад пути не будет 19
назад в машину 16
пример 48
примерно вот так 20
назад в будущее 68
назад в 16
назад 5654
назад дороги нет 46
назад пути нет 55
назад пути не будет 19
назад в машину 16
пример 48
примерно вот так 20