Тебе идет translate Turkish

Прости за мои слова, но, я бы с удовольствием посмотрела, как тебе идет синий цвет.

Bunu söylediğim için affet beni ama seni maviler içinde görmek isterim.

- Между прочим, тебе идет борода. - Да?

Bu arada, sakalı beğendim.

Тебе идет.

Sana yakıştı.

- Нет, тебе идет.

- Yoo, bence iyi görünüyor.

Говори честно - тебе идет.

- Yalancı. Gerçeğe tutun. Bu konuda iyisin.

Тебе идет эта стрижка.

Saçların çok yakışmış.

Тебе идет.

Sana yakışmış.

Оно тебе идет.

O zaman tam sana göreymiş.

И все считают, что тебе идет эта форма.

Sağlığın yerinde. Üstelik herkes bu üniformanın ne kadar tahrik edici olduğunu biliyor.

Похудел, тебе идет.

İyi görünüyorsun?

Тебе идет.

Çok şirin.

- А я думаю, она тебе идет.

Sana yakıştığını düşünüyorum.

Этот костюм очень тебе идет.

Bu kıyafet sana çok yakışmış. Yeni mi aldın?

Ты сменила прическу. Тебе идет. Я оценил.

Sadece seni görebilmek için buraya kadar geldim.

Просто тебе идет скатерть.

Masa örtüsüyle harika görünüyorsun.

Тебе идет эта сигарета.

Bu sigarayı güzel gösteriyorsun.

Ты пытаешься говорить как клингон, но тебе это не идет.

Bir Klingonlu gibi konuşmaya çalışıyorsun fakat kelimeler ağzına yakışmıyor.

Другие 100 я тебе сам доложу. - Идет? - Нет.

Anlaştık mı?

Это платье тебе больше идёт.

- O elbise sana daha çok yakışıyor.

Тебе идёт.

Sana çok yakışıyor.

Видишь? Тебе идёт,.. ... когда волосы зачёсаны назад.

Saçın böyle iyi oldu.

Тебе идёт.

Yakışmış.

Тебе лучше расставить приоритеты чётко, и лучше это сделать быстро, потому что ад идёт прямо за мной по пятам.

Önceliklerini iyi düşün ve bunu hemen yap çünkü cehennem beş adım arkamda.

Тебе так идёт этот браслет!

Bilezik sana çok yakıştı!

Оно не идет тебе.

Sana hiç yakışmamış.

Если кто-то хочет отмыть деньги без лишних вопросов, он идет к тебе.

Biri para aklamak isterse doğrudan sana gelir.

Он подходит мне, а речь идет о тебе.

Drew hakkında söylediklerin önemli değil.

Ян, этот костюм идет тебе гораздо больше, чем сентиментальность.

Jan, bu davayı duygusallıkla kazanamazsın.

Подходишь к турникетам и знаешь, что когда ты до них доберёшься... тебе нужно дать два доллара человеку на входе, иначе он тебя не пропустит... но когда ты наконец до них добираешься, всё идёт совсем не так.

Turnikeye yaklaşırsın ve oraya ulaştığında adama iki dolar vermen gerektiğini bilirsin, yoksa seni içeri almaz ama oraya vardığında her şey ters gider.

Тебя зовут Винстон Лагранж, и это имя тебе идёт больше.

Gerçek ismin Winston Lagrange, bence daha iyi.

Речь идет о вещах, которые скрыты в тебе, но они все равно там.

Fazlasıyla abartılı, ama gerçeklerle ilgili. Belki saklı şeylerle ilgili, fakat yine de var olan şeyler.

Тебе идёт это платье.

Bu elbisenin içinde harika gözüküyorsun.

Кстати тебе идёт моё платье, только...

Bu arada, elbisem üzerine çok yakışmış, fakat...

Тебе очень идет.

Gerçekten yakıştı.

Идет живьем, тебе дается карт-бланш, и ты снова будешь смешить людей.

Canlı yayınlanıyor.Sana açık çek yazacaklar. İşe dönüp, insanları güldürebilirsin.

Да, мне очень жаль, что я тебе помешал. Но речь идёт о моей машине.

Randevunu böldüğüm için çok özür dilerim.

Все нормально. тебе очень идет. ты долго была отрезана от мира, ведь так?

Sana yakıştı. Uzun zamandır dünyadan kopuksun.

- Тебе не идет, когда ты злишься.

- Bu öfke, cazip bir nitelik değil.

- А тебе идёт.

- Oh, bu kıyafet sana çok yakışmış.

Так, Линда, материнство действительно идет тебе! - Ты выглядишь сказочно!

Linda, annelik sana gerçekten yakıştı, harika görünüyorsun.

И он тебе идёт.

Sana yakışmış.

Тебе очень идёт.

- Buna bayıldım.

Миссис Поттер идёт сюда за снимками, которые тебе хочет показать мистер Поттер.

Buradan çık ve etrafı kolaçan et. Ben bir daha deneyeceğim.

Тебе очень идёт.

- Çok yakıştı.

Тебе очень идет.

Seni tamamlıyor.

- И тебе это идёт.

- Islakken güzelsin.

Наряд взрослая-девушка-на-кампусе тебе действительно идет.

Kampus kızı pozları sana yakışıyor.

Тебе даже идет.

Böyle daha iyi görünüyorsun.

Тебе так идет голубой костюм...

Mavi takım elbiseli ve dik saclı. Öldür!

А у тебя идёт кровь И, возможно... Я смогу помочь тебе.

Çünkü yaran kanıyor ve belki, belki yardım edebilirim.

Тебе она идёт больше.

Sana daha çok yakışıyor.