English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russian → Turkish / [ Ч ] / Что не знает

Что не знает translate Turkish

5,404 parallel translation
Она сказала, что не знает, но Терри, я был там пару раз.
Bilmediğini söyledi Terry ama... oraya birkaç kez gittim.
Сказала, что не знает парня, который жил в моей квартире до меня. Но это не так, он видел, как она пришла домой мокрая в ночь убийства Лайлы.
Dairemde benden önce oturan çocuğu tanımadığını söyledi ama tanıyordu ve çocuk Lila'nın öldüğü gece onu ıslak halde eve dönerken görmüş.
Уоллер знает, что я пытался украсть вирус чтобы вернуть Татсу. Даже если бы она не знала,
Waller Tatsu'yu kurtarabilmek için virüsü çalmaya çalıştığımı biliyor.
Было странно, что никто вокруг не знает.
Burada bunu kimsenin bilmemesi biraz garip geliyordu.
- Ну, снайпер не знает, что он надежный свидетель.
- Keskin nişancı bir görgü tanığı olduğunu bilmiyor...
Не думаю, что этот болван знает, что делает.
Bu aptalın ne yaptığını bildiğini sanmıyorum.
Но он даже не знает, что владеет этим зданием.
Bahse varım binanın onun olduğunu bilmiyordur.
Не думаю, что она знает, как остановиться.
Nasıl durduracağımı bilmiyorum.
Нет, только то, что этот друг знает что-то... о чем другие дети не знают.
Hayır, sadece diğer çocukların bilmediği şeyleri bilen bir çocukmuş.
Она не знает, что её убили.
Öldürüldüğünü bilmiyor bile.
Господь знает, что мы справлялись и не с таким.
Hadi!
Она знает, что она больше никогда не сможет танцевать?
- Nine! - Canım!
Он знает то, что поможет свергнуть Фиска, спасти множество людей, и не даст пострадать другим.
Bildikleri Fisk'e darbe vurmamıza ve senin gibi insanların zarar görmesini engellememize yardımcı olabilir.
Так, знаете что, поручу дело тому, кого пастор не знает и не вычислит.
Biliyor musun, Birine vereceğim Pastörün bilmediği, tanımayacağı birine.
Эзра знает, что произошло? Нет, и я собираюсь хранить в тайне это.
Hayır, öyle de kalacak.
Иногда человек не знает, правильно ли то, что он делает.
Bazen insan, yaptığı şeyin doğru olup olmadığını bilmez.
Он знает, что я не заговорю.
Çünkü konuşmayacağımı biliyor.
Он знает, что ему не сбежать.
Bizden kaçamayacağını biliyor.
Банши Сезон 3 Серия 9 Даже Господь не знает, что тебя ждёт.
Banshee, 3. Sezon, 9. Bölüm "Tanrı bile seni niye yarattığından bihaber"
Если ты думаешь о выживании, тебе нужно знать то, что кроме меня никто не знает.
Ömrünün daha uzun olmasını düşünüyorsan bunu sadece benim sana anlatabileceğimi bilmen gerekiyor.
Но, думаю, в данный момент даже Господь не знает, что тебя ждёт.
Ama bence bu noktada Tanrı bile sana ne yapacağını bilemeyecektir.
Не думаю, что кто-то в Gateway знает, какой ты.
Gateway'deki kimsenin seni bir nebze olsun tanıdığını sanmıyorum.
Тогда откуда знаешь, что никто меня не знает?
Kimsenin beni tanımadığını nereden biliyorsun o hâlde?
Где-то там есть семья, которая не знает, что он придёт.
Başlarına ne geleceğinden haberleri olmayan bir aile var, dışarıda.
Где-то там есть семья, которая не знает, что он придёт.
Dışarıda, onun geldiğini bilmeyen bir aile var.
Господь знает, что для этого священник не нужен.
Bunun için bir rahibe ihtiyaç yok.
Он знает, что выстрел не достиг своей цели, и это может заставить его совершить ошибку.
Hedefini şaşırdığının bilincinde. Ve bilincinde olduğu şey onu hata yapmaya sürükleyecek.
Я еще не говорила моей маме о нас, потому-что она не поймет, почему я рассталась со Скоттом, и она знает, как тяжело было нам, когда ты вернулся с войны.
- Anneme bizden bahsetmedim çünkü Scott'tan neden ayrıldığımı anlamıyor ve sen savaştan döndüğünde işler ne kadar zordu biliyor.
Иногда отец лучше знает, что лучше для его ребенка, даже если ребенок и сам не знает.
Bazen babalar, onlar göremese de çocukları için en iyisini bilirler.
Не думаю, что она знает Шо.
- Ama Shaw'u nereden tanır bilmiyorum.
Тому, что женщина найдёт способ доставить тебе неприятности, даже если она сама не знает, что делает это.
Bir kadın yüzünden başın belaya girer. Kadın farkında bile olmaz ama.
Она знает, что я вернусь за ней.
- Onun için döneceğimi biliyor.
Ваша честь, он не знает, что говорит.
Sayın yargıç, kendisi ne dediğini bilmiyor.
- Ну и что он знает? - Он знает, что у нас в пакете не то же, что у него.
- Sepetimizde olanların onunkinde olmadığını biliyor.
Она знает, что что-то не так.
Bir şeylerin ters gittiğinin farkında.
- Пожалуйста. - Никто не знает, что произошло до сих пор.
- Henüz ne olduğunu bilen yok.
Знаю, что Коулсон о ней ничего не знает, но, думаю, хотел бы.
Coulson'ın bunu bilmediğini biliyorum ve eminim bilmek ister.
Я знаю, что Коулсон об этом не знает, но уверен, что захочет.
Coulson'ın bunu bilmediğini biliyorum ve eminim bilmek ister.
Я думаю, ГИДРА не знает, что скипетр Локи был оружием, которое убило меня но готов поспорить, они знают что он может управлять разумом.
Tahminlerime göre Hydra beni öldüren silahın Loki'nin asası olduğunu bilmiyor. Ama bahse varım ki zihin kontrol edebildiğini biliyordur.
- Звучит так, будто кое-кто знает что-то, чего не знаем мы.
- Anlaşılan birileri bizim bilmediğimiz şeyler biliyor.
Вот он, дурачок.... даже не знает, что его ждет.
İşte orada, zavallıcık. - Neye gireceğinden habersiz. - May'in yanında olacağını sanmazdım.
"Он понял, что она не только близка ему, но что он теперь не знает, где кончается она и начинается он." Л.Н.Толстой, Анна Каренина
" Artık hissetmişti ki ona sadece yakın değildi. Kendi nerede başladığını ve onun nerede bittiğini de bilmiyordu.
Я говорил тебе, что она не знает кто такой Джо ДиМаджио.
size DiMaggio'yu tanımadığını söylemiştim.
Анна очевидно знает, что Говард сделал для вас, но не знает, что вы делаете для него?
Anna belli ki Howard'ın sizin için yaptıklarını biliyor, ama senin onun için yaptıklarını bilmiyor mu?
Кто знает, что могло бы случиться, если бы мы ее не раскрыли.
Yakalamayı başaramasak kim bilir ne olacaktı.
Я совершенно уверен, что лишь один человек на свете знает, что с ней делать.
Bu dünyada yalnızca bir kişinin bununla ne yapacağını bildiğine inanıyorum.
Доктора, священники - никто не знает, что с ним не так.
Doktorlar, rahipler, kimse ne olduğunu bilmiyor.
Никто не знает, что там было на самом деле.
Tamam. Orada neler oldugunu kimse bilmiyor.
Да и Сет никуда не пойдёт, если понимает, и знает, что надо молчать.
Her neyse, Seth sağlıklı düşünene kadar ve ağzını kapalı tutmayı öğrenene kadar hiçbir yere gitmiyor.
Джон говорил, что в Лондоне никто не знает своих соседей.
Jon, Londra'da kimse komşularını tanımıyor diyor.
И мы опять вернулись к тому, что никто не знает адрес парня.
Yine kimsenin adresini bilmediği zamana geri döndük.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]