English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russian → Turkish / [ Э ] / Это не

Это не translate Turkish

332,358 parallel translation
Тесс украла всё это не одна.
Tess o kadarını kendi başına çalmadı.
Я видел, что бывает, когда люди в правительстве используют власть не по назначению, и это не то, что я поддерживаю, поэтому дай мне шанс это исправить, пока никто не пострадал.
Devlet dairesindeki insanların yetkilerini kötüye kullandıklarında neler olduğunu gördüm ve bu onayladığım bir şey değil. Başka kimse zarar görmeden bu işi düzeltme şansı ver.
Ага, это не ужин.
Aynen ama ondan yemek olmaz.
Это не правда.
Bu doğru değil.
Это не грузовик, Лоис, это пати бас.
Karavan falan değil Lois, Parti otobüsü bu.
Это не важно.
Olması da gerekmiyor.
Это не выбор, Гровер.
Bunu seçme şansın yok, Grover.
А что, если это не так?
Ama peki ya varsa?
Я имею в виду, это не самое лучшее фото, но...
Tamam harika bir fotoğraf değil ama...
Это не совпадение, что меч попал к тебе.
Bu kılıcın elimize geçmesinin bir tesadüf olduğunu zannetmiyorum.
- Тебе это не по зубам.
- Senin başa çıkabileceğinden fazlası.
- Это не игра!
Bu senin için bir oyun mu?
Если это не так, откуда мне знать, что отец избивал тебя в детстве?
Eğer söylediğim kişi değilsem, o zaman babanın çocukken seni dövdüğünü nereden biliyorum?
Если вам это не нравится, найдите другого пилота.
Ve eğer bununla ilgili bir probleminiz varsa, yeni bir pilot bulabilirsiniz.
Так ты теперь полностью на стороне Нео, да? - Я на это не куплюсь.
- Yani şimdi tamamen Neo tarafındasın, öyle mi?
- Это не то, о чем ты думаешь.
- Düşündüğün şey değil.
Мне больше это не нужно.
Artık buna ihtiyacım yok.
- Это не по плану.
- Plan, bu değildi.
Я должен был остановить его, пока он не рванул, чтобы вернуть это под контроль.
Başka kimse zarar görmesin diye durdurmak zorundaydım, kontrol altına alabilmek için.
Не надо было это делать!
Yapmak zorunda değildin!
Не трогай это, Джо, просто скажи, что заметил его.
Dokunmak zorunda değilsin Joe, Farkettiğini söylemen yeterli.
Не открывай, Куагмайер, это того не стоит.
Sakın açma, Quagmire. Buna değmez.
О, да, если мы не сказали, это был Spirit Airlines.
Ah, evet, eğer söylemediysek, şirket Spirit Havayolları'ydı.
Да, я не знаю что это Питер, но у нас 4 месячный долг за ипотеку.
Evet, Bunun ne demek olduğunu bilmiyorum Peter ama mortgage ödememizin dört ay gerisindeyiz.
Не думаю, что это по обоюдному согласию.
Bunun rızaya dayalı olduğunu sanmıyorum.
Это тебе не сладкая задница Джулиана Эдельмана.
Julian Edelman'ın poposundan tatlı bir parça gibi değil.
Это ничего не значит.
Söylediğin hiçbir şey değil.
Это больше не весело, правда?
Artık eğlenceli durmuyor değil mi?
Спортсмен утверждает, что понятия не имеет, как это запрещенное вещество попала в его тело.
Yıldız atlet, steriotin vücuduna nasıl girdiği... ile ilgili hiçbir fikri olmadığını iddia ediyor.
И, пока ты не устроилась поуютнее, тебе стоит взглянуть на это.
Rahatlamadan önce bunu bir görmelisin.
Это даже не настоящее хокку.
Uygun bir haiku bile değil, değil mi?
Если я понял правильно и не факт, что это так, в последний день своей жизни мисс Каппс должна была поговорить с четырьмя людьми из первого класса.
Doğru anladıysam ve bu pek mümkün değil Bayan Kupps öldüğü gün görüşmediği o dört yolcuyla görüşmüş olmalı.
Это круче, чем помощник прокурора, не так ли?
Bu bölge savcısı yardımcılığından daha önemli, değil mi?
Я не хочу это обсуждать.
Şeyimi gördün... - Konuşmak istemiyorum.
Когда я упомянула Татум Уэклер, он и глазом не моргнул, так что если это он обратил ее в зомби, чтобы угрожать ее отцу, то он первоклассный лжец.
Onu denedim. Tatum Weckler'dan bahsettiğimde gözünü bile kırpmadı. Babasına şantaj yapmak için onu zombiye dönüştürdüyse çok usta bir yalancı.
Кто знает, может, это всё не зря.
Belki zaman kaybı değildir.
Не знаю, чем я могу на это ответить.
Şimdi bunu nasıl yapmam gerekiyor?
Это мне. Вы не пересекались с Харли Джонсоном?
Son zamanlarda Harley Johns'u gördün mü?
Простите, но это склад, а не мусорный компрессор.
Özür dilerim. Burası bir ikmal bölgesi, bir çöp sıkıştırıcısı değil.
Не знаю, как у вас это вышло, но я поздравляю вас.
Bunu nasıl yaptınız bilmiyorum fakat sizi tebrik ediyorum.
Мы просим, но ты не обязана делать это.
Bunu yapmanı senden istemek durumundayız fakat bu yapmak zorunda olduğun anlamına gelmiyor.
- А сейчас ты не это ли делаешь?
Ve şu an senin yaptığın şey bu değil mi? Hayır.
Потому что я знаю, как это, когда твои близкие не верят в тебя, когда сморят, как ты уходишь.
Çünkü ben sevdiğin kişilerin seni gitmen için bıraktıklarında başaracağına inanmamalarının nasıl bir şey olduğunu biliyorum.
- Я знаю, но не тебе это решать.
Bilmediğini biliyorum. Fakat bu seninle ilgili değil.
Знаю, ты не это хочешь услышать.
Biliyorum ki duymak istediğin bu olmayabilir.
Мы хотим перемен... положить конец этой войне.
Bir şans istiyoruz... Bu savaşı bitirmek için.
Ты ведь не поддерживаешь всё это, да?
- Bunu kabul etmiyorsun, değil mi?
Не видна? Что это значит?
"Görülebilir değil" de ne demek oluyor?
Я тоже не знаю, что всё это значит, но кем бы ни был человек за занавесом, он назначил Рейчел главной, что значит, он в моём списке.
Bütün bunların ne olduğunu bilmiyorum ancak perdenin arkasındaki adam her kimse Rachel'a yetkiyi verdiği için artık kara listemde bulunuyor.
Не переживайте, миссис Хендрикс, я уже сотни раз это делала.
Endişelenmeyin, Bayan Hendrix. Bunu yüzlerce kez yaptım.
Мы все устали, М.К., но мы не сможем сделать это друг без друга.
Hepimiz yorulduk, MK ama bunu birbirimize sahip olmadan yapamayız.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]