English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Russian → Turkish / [ Я ] / Я его

Я его translate Turkish

115,145 parallel translation
— Я его не вызывала.
- Onu çağırmadım.
Сначала я его приму : Элиот первым не согласится.
Önce içmek zorundayım ya da Eliot'u almam için almayacağım.
Попридержи язык, а то я его вырежу и съем у тебя на глазах.
Ağzını izle, yoksa Dilini dilimden çıkar, Ve ben önünüzde yiyeceğim.
Так я его за задницу ухвачу, ясно?
Tek yapmam gereken ona dokunmak değil mi?
Я его чувствовала.
Hadi ama.
Ясен хрен, это парадокс, но я его понял.
Bir paradoks gibi göründüğünü biliyorum ama olayı çözdüm ben.
Я его обожал.
Hayranıydım.
Я его трофей.
Onun ödülü olmalıyım.
Я его вижу!
Onu görebiliyorum.
Можно я его возьму?
Alabilir miyim onu?
Я бы не хотел смущать этого беднягу, показывая его по ТВ, поэтому я скрыл его лицо.
Zavallı adamı televizyonda utandırmak istemiyorum. Bu yüzden kimliğini gizledim.
Я его обожал. Так вот, в 2008 году на дорогах страны было 5 000 таких автомобилей.
2008 yılında yolda 5 bin kişi vardı.
Я его отметил.
Bak, ben işaretledim.
Я перехвачу его.
- Gidip onunla görüşeceğim. - Ne...
Значит, я могу его забрать?
O zaman almamıza itirazın olmaz.
Я остановлю его.
Onu durdurabilirim.
Я ненавижу его. Но без него нам конец.
Buradan nefret ediyorum ama buraya ihtiyacımız var.
Я видела, как они нырнули в переулок после его выступления.
Dünkü sahnesinden sonra ikisinin bir sokağa daldığını gördüm.
Я нашёл его, когда просматривал порнонуАр.
Porno akımlarını gezerken bunu buldum. Gösterip Vermeyen Penis..
Не говори Квентину... но я и его убью.
Ama Quentin'e söyleme...
Я звякну Вулфу и попрошу его оставить вас в покое.
Wolfe'u arayıp, nezaketle geri çekilmesi gerektiğini söylerim.
Я говорю вам, что он до, кормить его вещи от вас.
Sana neler yaptığını söylerim, senden ona bir şeyler iletirim.
Я не люблю его.
Bu hiç hoşuma gitmedi.
Митч, вы не могли бы вразумить его? - Я...
Aklını başına almasını söyler misin?
Держитесь, позвольте мне увидеть, если я могу получить его.
Ulaşmaya çalışayım.
Я бы взяла его...
- Onu da getirirdim ama...
- Знай я, что задумала тетушка, я бы смогла переубедить его.
Teyzemin ne plânladığını bilseydim, belki ona ucundan çıtlatabilirdim.
Я король, но у меня его нет.
Ben kralım ama ben davranamıyorum!
Если еще раз услышу о его годах в изгнании, я воткну ему в глотку фазанью ножку, которые он так любит.
Bir daha sürgünde geçen yıllarını dinlemek zorunda kalırsam onu kuş bacağı gibi bacaklarıyla boğmak zorunda kalacağım sanırım.
Я выглядел дураком, который не знает, что творится на его земле.
Beni kendi topraklarında olanlardan bile bile olmayan bir aptal gibi gösterdi.
Я думала, ты тоже хотела его смерти.
Onun ölmesini senin de istediğini sanıyordum.
Я прослежу, чтобы его освободили.
Onu çıkardıklarından emin olacağım. Yapamazsın.
Она хотела посадить на трон Тедди. Поэтому я не могу его освободить.
Taht'a Teddy'yi geçirmek istedi ve bu yüzden, onu serbest bırakamam.
- Я берег его с детства. Был с ним в бою.
Savaşın yanı sıra, çocukluğundan da bu yana onun yanında oldum.
Я не прошу тебя любить меня, как его.
Senden, beni Richard'ı sevdiğin gibi sevmeni istemiyorum.
Я вижу, как ты его любишь.
Onu ne kadar umursadığını görebiliyorum.
Я пришёл как инвестор штата Нью-Йорк к лучшему из его представителей.
New York'a yatırım yapmış biri olarak değerli temsilcisiyle görüşmeye geldim.
- Я даже не знаю, что плохого в его действиях.
Yaptığı şeyin yanlış olduğundan bile emin değilim.
Я, конечно, не хочу называть его имя, хотя это и был Андреас Касдорфф.
Kesinlikle onun adını söylemek istemiyorum. Hangisi... Andreas Kasdorf.
"Я не пойду осматривать Кельнский собор, потому что его строили 600 лет".
İnsanlar "Köln katedraline bakmayacağım" demeyecektir. Onu inşa etmek 600 yıl aldı! "
Но я отвязал его от его хипперского наследия и превратил его в машину, которая может показать зубы в опасном постапокалиптическом мире.
Ama onu hippi mirasından sıyırdım Dişlerini çıplak bırakan bir araca dönüştürmek Tehlikeli, kıyamet sonrası dünyada.
Он думает, что я пристрелю его из моего танка, но я не буду.
Onu vuracağımı düşünüyor, ama değilim.
Я здесь только, чтобы отметить его лазерным целеуказателем.
Onu lazerle işaretlemek için geldim.
Я вижу его.
Onu orada görebiliyorum.
Я рассыпал его на пол.
- Onu yere dökmüştüm.
Я разрабатываю игру для смартфона, под названием "Взорви Нюрбургринг", в которой ты летишь на "Дорнье 17" и бомбишь его.
Akıllı telefon için bir uygulama geliştiriyorum Adı verilen bomba Nürburgring Üzerinde bir Dornier 17 rehber nerede
Я убью его.
Onu öldüreceğim!
Я просто еду с дальним светом и никак не могу его отрегулировать.
- Çünkü görünüyorlar Ana kiriş üzerinde olmak Ama ben onları batıramam.
Я его не слышу.
Ben duyamıyorum
Даже не думай. Я ведь уже знаю, кто его подложил.
Sorumlusunu bulana kadar benden bu kadar.
Я умирала. Собственное тело подвело меня, и... Теперь его нет, а я...
Ölüyordum kendi bedenim bana ihanet etti ve artık o beden yok ve ben artık ne olduğumu bilmiyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]