Artık bir önemi yok translate English
507 parallel translation
Artık bir önemi yok.
It's all right now.
Ama artık bir önemi yok.
Now it doesn't matter.
- Unut gitsin! Artık bir önemi yok.
It doesn't matter anymore.
Artık bir önemi yok.
She's unimportant now.
- Artık bir önemi yok.
- Oh, it doesn't matter now.
Artık bir önemi yok, değil mi?
But that don't matter no more, does it?
Artık bir önemi yok, Baba.
It doesn't matter now, Father
Düşündüğün yada inandığın şeyin artık bir önemi yok.
What you think or believe isn't the point any more.
Artık bir önemi yok zaten.
It doesn't matter any more.
- Artık bir önemi yok.
- You couldn't care less now.
Artık bir önemi yok.
Now it's useless.
Aslında tam sizi uyarmak için geliyordum ama artık bir önemi yok.
In fact, I was on my way to warn you... but it doesn't matter now.
Artık bir önemi yok.
Τhere's no point now.
Artık bir önemi yok.
It doesn't matter now.
Artık bir önemi yok, değil mi?
Doesn't matter now, does it?
Robbo'nun artık bir önemi yok.
Robbo is no longer a consideration.
Artık bir önemi yok.
It doesn't matter.
Artık bir önemi yok.
It doesn't matter any more.
Zor günler bizi bekliyor ama artık bir önemi yok. Çünkü dağın zirvesini gördüm.
We've got some difficult days ahead... but it doesn't really matter with me now... because I've been to the mountaintop.
Bunun onun için artık bir önemi yok.
But she's not important to him now.
Geçen gün neye inandığımın artık bir önemi yok.
It doesn't matter now what I believed the other day.
Artık bir önemi yok çünkü bitti, Richard.
It doesn't matter anymore because we're done, Richard.
Artık bir önemi yok.
It's not important any longer.
Hayır, ama artık bir önemi yok.
No. But that didn't interest me either way.
Artık bir önemi yok
It doesn't matter any longer,
Belki de ikimizden biri gerçekten hiselerinde samimidir ama bunun artık bir önemi yok!
I don't believe in Eva's passion or your unlikely words of love.
Ama madem ki öldü artık bir önemi yok.
Now that he's dead it doesn't matter anymore.
Sanırım artık ne ellerin, ne de hanımefendilerin bir önemi yok.
I guess things like hands and ladies don't matter so much anymore.
Nedense artık bir önemi yok.
Somehow, it doesn't matter.
Neyse bir önemi yok artık.
Well, it didn't amount to anything.
Artık bir önemi yok.
We do not care.
Bunu biliyorum. Zaten artık hiç bir şeyin önemi yok.
I know all this.
Artık pek bir şeyin önemi yok.
Nothing matters much anymore.
Neyse, bir önemi yok artık.
Anyway, it doesn't matter.
Yaptığımın yanlış ya da doğru olup olmadığının da bir önemi yok, artık çok geç.
It doesn't matter now whether I was right or wrong in what I did, it's too late.
Artık bunun bir önemi yok.
It's not important any more.
Bana inanıp inanmamanın bir önemi yok artık.
It doesn't matter anymore whether you believe me.
Bunun bir önemi yok, özgürüz artık.
- What does it matter? We are free.
Artık, duyduklarınızın hiç bir önemi yok...
Now, no matter what you may have heard...
- Artık, hiç bir önemi yok.
- What does it matter?
Artık paranın bir önemi yok.
Money is unimportant now.
Ben de artık ders veremiyorum ama bir önemi yok.
I haven't any lessons either, but it doesn't matter.
Artık Yanki'nin ne dediğinin bir önemi yok.
There's no telling what the Yank will do now.
Onun hakkında anlayamadığım her ne idiyse bir önemi yok artık, çok geç.
Whatever it is I've missed about her, it's too late now.
Bu arada, geçmişin birçokları için artık hiç bir önemi yok.
In the meantime, nothing that's gone on before really counts for much.
Doğru, güvende olabilmemiz için onu öldürdüm ama artık yaşıyor olup olmamamın bir önemi yok.
True, I killed him so we'd be safe Only, it doesn't matter whether I go on living or not
- Artık bunun hiç bir önemi yok.
- They're no longer important.
Artık bir önemi yok.
Didn't I?
Artık Yüzbaşı Hunt'ın talimatları kimden aldığının bir önemi yok. Gerçek, kanıtlardan da anlaşıldığı üzere, Yüzbaşı Hunt emri altındakilere tek bir kere değil, pek çok kere hiçbir esirin alınmayacağını söylemişti.
The fact is clear from the evidence that Capt. Hunt did tell his subordinates... not once, but several times... that no prisoners were to be taken.
Hırsızlık yapmanın artık dünyada bir önemi yok.
All the robbery in the world is nothing nowadays.
Bunun bir önemi yok artık
That doesn't matter now
bir önemi yok 44
önemi yok 397
artık 611
artık yeter 112
artık değil 377
artık biliyorum 66
artık bitti 204
artık bilmiyorum 31
artık istemiyorum 47
artık yok 173
önemi yok 397
artık 611
artık yeter 112
artık değil 377
artık biliyorum 66
artık bitti 204
artık bilmiyorum 31
artık istemiyorum 47
artık yok 173
artık özgürsün 32
artık dayanamıyorum 176
artık var 39
artık çok geç 412
artık her şey bitti 29
artık senin 35
artık korkmuyorum 38
artık gidebiliriz 26
artık güvendesin 54
artık önemi yok 34
artık dayanamıyorum 176
artık var 39
artık çok geç 412
artık her şey bitti 29
artık senin 35
artık korkmuyorum 38
artık gidebiliriz 26
artık güvendesin 54
artık önemi yok 34