Artık dayanamıyorum translate English
1,107 parallel translation
Artık dayanamıyorum.
I can't stand it anymore.
Artık dayanamıyorum, Felix.
I can't take it anymore, Felix.
Artık dayanamıyorum! Konuşacağım!
I can't stand it anymore!
Artık dayanamıyorum.
I can't stand anymore.
Artık dayanamıyorum.
I can't stand any more.
- Artık dayanamıyorum!
I can't take it anymore!
- Bunu beğendim! Bunu beğendim : "Artık dayanamıyorum!"
I like that, I like that- - "I can't take it anymore."
Artık dayanamıyorum.
I can't take it anymore
Artık dayanamıyorum!
I can't stand it more!
- Artık dayanamıyorum!
- This is unbearable!
Artık dayanamıyorum.
I can't take any more.
Artık dayanamıyorum.
I can't take it anymore.
- Artık dayanamıyorum.
- I can't bear it anymore.
Hayır, buna artık dayanamıyorum!
No, I can't stand it anymore!
Artık dayanamıyorum Ruben.
I can't take it anymore, Ruben.
- Artık dayanamıyorum.
- I can't take it anymore.
Artık dayanamıyorum.
I can't take it any more.
Rahat bırakın beni artık dayanamıyorum.
Leave me alone! I can't take it!
Artık dayanamıyorum!
I can't take it anymore!
Ar... artık dayanamıyorum.
- I can't take it anymore.
Artık dayanamıyorum.
I just can't take it anymore.
Artık dayanamıyorum!
I can't stand any more!
Artık dayanamıyorum, Luba!
I can't stand it anymore, Luba!
Buna artık dayanamıyorum.
I can't stand it any more.
Artık dayanamıyorum.
I take it any longer.
Anne, artık dayanamıyorum, o beni seviyor!
Mama, I couldn't take any more ; he loves me!
artık dayanamıyorum.
I can't take any more
Şef, ben artık dayanamıyorum.
Chief, I can't take it no more.
Tanrım, artık dayanamıyorum.
Jesus, I just can't take it anymore.
Buna artık dayanamıyorum.
I can't take this anymore.
Artık dayanamıyorum.
I can't bear it any longer.
Artık dayanamıyorum.
I can't bear it anymore.
Artık dayanamıyorum!
I can't take it!
Duymuyor musunuz? Dayanamıyorum artık!
I can't stand it.
Dayanamıyorum artık!
I can't stand it anymore!
Artık buna görmeye geldim, sizi dayanamıyorum.
I'm sick to death. I can't take you any longer
Yeter artık! Dayanamıyorum!
That's about as much as I can take!
- Bütün ev işleri, yemek yapmak dayanamıyorum artık. - Tamam.
I just can't take it.
Ona dayanamıyorum artık.
I can't stand him anymore.
Artık düşmanın bombardımanına dayanamıyorum.
I just can't stand the shelling anymore.
Dayanamıyorum artık.
I can bear it no more.
Artık sana dayanamıyorum!
I simply can't afford you anymore!
Artık dayanamıyorum!
Don't lea ve me here!
Buna dayanamıyorum artık.
I can't stand much more of this.
Dayanamıyorum artık.
I can't take it anymore.
Artık buna dayanamıyorum.
I can't stand it any more.
Dayanamıyorum artık.
I can't bear it.
Hizmetçilerin gözlerini üzerime dikmelerine dayanamıyorum artık.
I can't stand the maids staring at me anymore
Vahşiliğine dayanamıyorum artık!
I can't take your brutality anymore!
Buraya dayanamıyorum artık.
I can't stay here anymore.
Dayanamıyorum artık!
I'm sick to death of it!
dayanamıyorum 241
dayanamıyorum artık 51
artık 611
artık yeter 112
artık değil 377
artık biliyorum 66
artık bitti 204
artık bilmiyorum 31
artık istemiyorum 47
artık yok 173
dayanamıyorum artık 51
artık 611
artık yeter 112
artık değil 377
artık biliyorum 66
artık bitti 204
artık bilmiyorum 31
artık istemiyorum 47
artık yok 173
artık özgürsün 32
artık var 39
artık çok geç 412
artık her şey bitti 29
artık senin 35
artık gidebiliriz 26
artık korkmuyorum 38
artık önemi yok 34
artık güvendesin 54
artık değilsin 23
artık var 39
artık çok geç 412
artık her şey bitti 29
artık senin 35
artık gidebiliriz 26
artık korkmuyorum 38
artık önemi yok 34
artık güvendesin 54
artık değilsin 23