Artık olmaz translate English
812 parallel translation
Artık olmaz.
Not any more.
- Artık olmaz.
- No more.
Artık olmaz.
Not even me.
- Hayır, artık olmaz, hala yaşıyorken olmaz.
- Not now, not now, not while she's still alive.
Artık olmaz.
Not now.
Hayır, artık olmaz.
No, not anymore, I'm afraid.
- Hayır, artık olmaz.
- No, not any more.
- Artık olmaz!
- We can't anymore!
Sırtımdan düş artık olmaz mı?
Just get off my back, will you?
- Artık olmaz.
- Not anymore.
Artık olmaz, benim gibi ol.
Not now, like me.
Muzaffer kardeşim, artık olmaz.
My glorious brother. No more!
- Çok geç. Artık olmaz.
It can't be done.
Artık sorun olmaz.
But there's no risk of that happening now.
Bu iş böyle yürümez artık, benimle olmaz.
Well, that don't go no more, not with me.
Artık bize dert olmaz.
That guy won't bother us anymore.
Artık, yarın gazetede bir şey olmaz.
Now there'll be nothing in the paper tomorrow.
Olmaz doktor. Artık kemerlerimizi sıkıyoruz.
We're tightening our purse strings now.
— Lafı olmaz Bob. Artık bundan sonra işler kolaylaşır herhalde.
This ought to make things easier from now on.
Olmaz artık. Biliyorum olmaz.
It's all off, I know...
Artık böyle şeyler olmaz diyordum.
Things like this just don't happen.
Soygun mağdurlarını içeri tıkın, artık hırsızlıktan şikayet olmaz!
Lock up robbery victims, no more complaints of theft!
Olmaz, oradan artık nefret ediyor.
No, he hates it now, everything about it.
Onunla artık işim olmaz.
I'm done with him.
Artık aşağı insek iyi olmaz mı?
Well, don't you think we'd better get below?
O zaman bu kazalar olmaz artık.
Then these accidents won't happen.
Artık kimseye yararı olmaz.
He's no good to anyone now.
Artık kendi gözüme girdiğime göre, kendime biraz masraf etsem fena olmaz.
Since I am crept in favor with myself... I will maintain it to some little cost.
Artık yola çıksak sizce de iyi olmaz mı?
Don't you think we should be on our way?
Tate, artık herşey senin istediğin şekilde olmaz.
Things aren't going to be the way you want them any longer, Tate.
- Nikah olmaz artık diye düşündüm...
- Well, the way things was going, I figured...
Seninle çıkan bir genç kız artık sıradan bir kız olmaz.
A young girl who goes out with you is no longer an ordinary young girl.
Artık birbirimize veda etmesek güzel olmaz mı?
Wouldn't it be wonderful if there were no more goodbyes?
Artık olmaz. Bir-iki parmağını da bükemeyeceksin.
Couple of fingers are going to be stiff, too.
Sizce de artık hazırlık yapmaya başlasanız iyi olmaz mı?
Now don't you think You ought to start making Your arrang em ents?
Artık bunlar olmaz, Rachel.
There'd be no more of that, Rach.
Sonuçta Simone serserinin biri değil mi? Kolay kolay da adam olmaz artık. Seni sürtük seni!
He's rotten to the core, and you know it's true.
Artık olmaz. Aynı Bevis değilsiniz.
YOU'RE NOT THE SAME BEVIS.
Anladın mı? Seninle artık hiç işim olmaz. Anladın mı?
I don't want anything to do with you, understand?
Burada olmanın Elizabeth'e artık bir faydası olmaz.
Your remaining here cannot help Elizabeth now.
Bunun sana artık bir yararı olmaz.
It can't possibly do you any good now.
"Olay olur olmaz hemen ambulans çağırdım ama artık çok geçti."
"As soon as it happened I called an ambulance, but it was too late."
Artık savaş olmaz.
There'll be no more wars.
Beraber kalmamız artık iyi olmaz.
It's not good for us to stay together any longer.
Artık bu Shakespeare'i olur olmaz her yerde kullanmasak diyorum.
Nowadays we'd find a better use for Shakespeare.
Hayatımı kurtardın, artık ağlamasan olmaz mı?
Hey you saved my life, so stop crying, huh?
Bel ağrısı hiç belli olmaz. İyileştim sanırsın, 6 ay sonra, birden baş dönmeleri..... adale spazmları, siyatik başlar. Artık çalışamazsın da.
Six months from now you suddenly start having dizzy spells, muscle spasms sciatica, you can't work any more...
Ama artık iyi adamlar sahtekar olmaz diyemiyorsunuz değil mi?
But then again you can't tell the crooks from the good guys any more can you?
Bir kol kaybedersem, artık çalışmam mümkün olmaz.
If I lose an arm, I won't be able to work anymore.
Ne olursa olsun Wellman'a artık yararı olmaz.
Whatever they do won't help Wellman.
Evin demirbaşlarından biri olabilirsin... fazla bir şeyimiz yok ama neyimiz varsa paylaşırız... burada kimse burnu büyük değildir herkesin payına bir şeyler düşer... yine de ev sahibi geldiği zaman tedbirli olmak iyidir... kendini bizden say bunun lafı bile olmaz... çünkü aramızda görüştükten sonra deriz ki kendini bizden say... kendini evinde say artık aileden biri sayılırsın...
♪ Consider yourself part of the furniture ♪ There isn't a lot to spare ♪ Who cares?
olmaz 3739
olmazdı 21
olmaz mı 346
olmazsa 30
olmaz öyle şey 40
olmaz dedim 29
olmaz efendim 16
artık 611
artık yeter 112
artık değil 377
olmazdı 21
olmaz mı 346
olmazsa 30
olmaz öyle şey 40
olmaz dedim 29
olmaz efendim 16
artık 611
artık yeter 112
artık değil 377
artık biliyorum 66
artık bitti 204
artık bilmiyorum 31
artık istemiyorum 47
artık yok 173
artık özgürsün 32
artık dayanamıyorum 176
artık çok geç 412
artık var 39
artık her şey bitti 29
artık bitti 204
artık bilmiyorum 31
artık istemiyorum 47
artık yok 173
artık özgürsün 32
artık dayanamıyorum 176
artık çok geç 412
artık var 39
artık her şey bitti 29