English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → English / [ A ] / Artık var

Artık var translate English

7,510 parallel translation
Bu dünya artık var olmayacak.
This world will cease to exist.
Benliklerimizin bu versiyonu artık var olmayacak ve görevimiz sona erecek.
This version of ourselves will cease to exist, and our mission will be over.
Artık var.
You do now.
Ancak hepsi geçmişte kaldı değil mi? - Artık iş dünyasında kendi realite şovum var ve sana da iş teklifinde bulunmak istiyorum. - Kaldı mı?
But all that is in the past now, isn't it?
Artık elimizde kanıt var ve sen kaçmak istiyorsun.
Well, now we have proof that it is, and you want to run away.
Ama artık iyi çalıştığı için her şey yolunda ve yeni bir masam var.
But it's all good because she's doing great now and I got a new desk.
- Elbette tanıyorum Bayan Lyon, ama artık yeni bir güvenlik protokolü var.
- Of course I know who you are, Ms. Lyon, but there's new security protocol.
- Tabii artık oğlumun bir aşçısı var.
- Though now, I guess you have my son's chef.
Sayende artık anksiyete problemim var.
Thanks to you, I have anxiety problems.
Artık bir ailem var.
I have a family now.
Makine var artık.
We got that machine.
Önceden az da olsa şüphe var olsaydı bile, artık yok.
Just, if there was any shred of doubt before, it's gone.
Çok fazla var artık.
I have so many now.
Ama artık hayatla yeni bir anlaşmam var.
Now I've got a new lease of life.
Gotham'ın artık bir hukuk adamına ihtiyacı var. Benim gibi bir suçluya değil.
Gotham needs a lawman now, not a criminal like me.
Lilith artık yok, sadece ben varım, yani kraliçe.
There is no Lilith. There is only me, the queen.
İspatlayacak yaram da var artık.
And I have the bruise to prove it.
Ama başta içimde böyle bir şey var mıydı ya da artık kişiliğimin bir parçası mı bu, bilmiyorum.
But I don't know if it was in me to begin with or... or if it's part of who I am now.
Ama artık olamayacağımızı anladım çünkü bir tarafta biz varız, bir tarafta da onlar.
But now I see that we can't be... because there's us and there's them.
Hayatta yeni bir amacım var artık, heyecan verici.
I've got a whole new purpose in life. It's exciting.
O şıllığın erkekler üzerinde nasıl bir büyüsü var bilmem ama artık onun ayak işlerini yapmaman gerek.
I don't know what kind of spell that harpy puts on men, but you have to stop doing her bidding.
Artık sadece ikimiz varız baba.
It's just you and me now, Dad.
İkimizde de var artık.
Now we match.
Hayır artık yeni bir hayatım var.
No, I got a new life.
Mark'ın artık kendi takipçileri var.
Mark has his own followers now.
Artık bir önemi var mı?
Does it matter?
Artık yeni bir komedyenimiz var.
Now we have a new actor...
Artık doğanın başlıca bir kudretine erişimin var.
You now have access to a primal force of nature.
Sizden tırpan kullanmanızı isteyen olmuyor. Ama artık kimin bir uşak yardımcısı var ki?
I'm not asking you to wield a scythe, but, I mean, who has an under-butler these days?
Katilin kanında artık bulunmayan hastalıklara karşı antikorlar var.
Well, the killer's blood has antibodies from diseases that don't even exist anymore.
Artık yeni bir yönetim var.
Well, there is new management.
Artık yalnızca sen ve ben varız, buğulu gözlüm.
It's just you and me now, Dreamy Eyes.
Buluşmada Anna'yı görebilirim. Artık havam da var. Ciddi havalıyım.
I can still see Anna at the reunion, and I'm like, cool now, like, actually cool.
Artık Hendricks'in bir oy hakkı Bachman'ın bir oy hakkı ve Raviga olarak bizim üç oy hakkımız var.
Now, Hendricks votes one, Bachman votes one, and we, at Raviga, we vote three.
Bak, bana güvenmemek için yeterince sebep var ama ben artık değiştim.
Look, you have every reason not to trust me, but I am different now.
Bu Himalayalı leş mi artık her neyse onun için benden yarım milyon isteyecek taşak var yani sizde?
And you have the balls to ask me for a half a mil in devalued U.S. currency for some... Himalayan roadkill?
Artık elinde çalışan bir virüs var.
You have a working virus now.
Artık küçük bir kardeşim var!
Now I have a little sister!
İncitici kelimeler bokumu yesin çünkü artık benim için A.P. var!
Hurtful words can suck our turds,'cause it's P.C. for me!
O s.ktiğimin kadınıyla hukuki bağım var artık.
Like, legally bound to that fucking woman.
- Çok iyi ya, artık hayatında Sarah var.
- It's alright, you've got Sarah now.
Şüphelerim var diye beni suçlayamazsın ama evet, artık sana inanıyorum.
Well, you can't blame me for having doubts, but, yeah, I do believe you now.
Artık daha yaşlıyım, zamana ihtiyacım var.
I'm just older now, and I need more time. ( Max ) Hey!
Eğer o öldüyse artık bunların ne önemi var?
What difference does any of this now make if he's dead?
Rita'nın yeni bir evi var artık.
Rita's got a new house now.
Artık burada umut yok. Sadece kaos ve zorbalık var.
There's a no hope here anymore, only chaos or tyranny.
Artık bir amacın var.
Now you have it.
Trent gibilere hayatında ihtiyacın yok çünkü artık biz varız.
You don't need people like Trent in your life anymore because... You have us now.
Başçavuşum, artık iki minibüsümüz var.
Master Chief, we have two vans now.
Birkaç hafta kendine izin vermiş yani artık Doktor Litchfield var.
He took himself off the schedule for a couple of weeks, so we get Dr. Litchfield now.
Var ya, bugünkü artık partiden de ötesi olacak, Titus.
You know what? Tonight is more than just a party now, Titus.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]