Ama olmadı translate Spanish
14,307 parallel translation
Sesini taklit edince daha komik olur sanmıştım ama olmadı.
Cuando ha empezado a poner esa vocecilla me ha parecido que iba a ser más divertido, pero... no.
Ama çok dikkatli olmanız gerekiyor çünkü siz benim çok da yabancı olmadığım bazı belirtiler gösteriyorsunuz.
Pero necesito que tenga cuidado. Porque usted está mostrando síntomas con los que estoy familiarizado,
- Dünyanın en çekici insanı olmadığımı biliyorum. - Yapma ama anne. Ama durum çok zoraki oldu.
Sé que no soy la persona más fascinante del mundo pero hay mucha tensión.
Yani doğum günlerinde birbirimizi aramayı denedik ama o da çok uzun vadeli olmadı.
Intentamos llamarnos para los cumpleaños, pero eso eventualmente fracasó.
Ama sen, bunun doğru olmadığını biliyorsun, değil mi anne?
Pero sabes que no es cierto, ¿ no, mamá?
Tarama için yedi farklı renk kullandım ama yeterli olmadı.
Usé siete colores diferentes para el análisis y se quedó corto.
Belki olabileceğim adam olmadım ama belki de çok geç değildir.
Tal vez no fui todo lo que pude haber sido, pero tal vez no sea demasiado tarde.
Yani tanışalı çok olmadı, farkındayım ama muhtemelen uzun süre buraya tekrar gelemeyeceğim.
Quiero decir, sé que acabamos de conocernos y todo pero... Es improbable que yo esté aquí de nuevo durante mucho tiempo.
Ama öyle olmadı.
Pero no fue así.
Minnettar olmadığımdan değil ama.. ... gerçek adımı ağzınızdan kaçıracaksınız diye korktum.
No es que no le esté agradecida, pero temía que acabara por dejar escapar mi verdadero nombre.
Hiç baba olmadım ama Jamie'nin anne-babası vaftiz babası olarak beni seçti ve ben de ona göz kulak oldum.
Nunca he sido padre, pero los padres de Jamie, me escogieron para ser su padrino, y yo he cuidado de él.
İnsanlar kuzenime çok şey dedi ama asla ona "ödlek" diyen olmadı.
La gente ha dicho muchas cosas sobre mi primo, pero algo que jamás dijeron es que fuera un cobarde.
Ama umurunda olmadı.
Pero a él no le importó.
Bizi kurtarasın diye para gönderdiler. ... biz tehlikede değiliz, para onların demektir ama bilmeleri gerekmiyor, yine de senin olmadığı kesin.
La gente lo donó para librarnos del peligro... pero estamos a salvo, así que es de ellos... pero no necesitan saberlo.
Çok iyi bir koca olmadım, biliyorum. Matty'e iyi bir baba da olamadım. Ama söylemek zorundayım.
Sé que no he sido el mejor esposo ni tampoco he sido el mejor padre para Matty, pero tengo que decirte, están pasando muchas cosas,
Ama onun düşüncelerini okumak hiçbir zaman zor olmadı.
Pero sus pensamientos jamás fueron difíciles de leer.
Sistemimizde eşleşme olmadı, ama beyaz, muhtemelen Orta Avrupa kökenli... birini arıyoruz.
No hay coincidencias en nuestro sistema, pero buscamos a un hombre blanco, probablemente originario del centro de Europa.
Ama çözüm olmadı.
Pero sin ningún resultado.
Ama sen onların gerçek olmadığını söylemiştin.
Pero dijiste que no son reales.
Ama geldiğim yerde her fırsatta arkamdan çekip beni yere serip, kendi seviyelerine indirmeye çalışan insanlar olmadığını düşünme.
Y no creo que no hubiera personas allá de donde vengo colgando en la parte posterior de mis camisas todo el tiempo con sus manos extendidas, tratando de conseguir que me arrastre hacia ellos, también.
Tabii ki ama Ito davaya yargıç olunca Peggy, Fuhrman ile bağlantısı olmadığını söyledi.
Segura, cuando Ito fue asignado al caso, Peggy dijo que no tenía recuerdos de haber tratado con Fuhrman.
Ama tek sorunun bu olmadığı belli.
Pero me doy cuenta de que hay algo más.
Harvey konu iyilik halini devam ettirmenle alakalıysa can kulağıyla dinlerim ama bildiğin gibi, akıl sağlığı hizmetleri üzerine lisansım olmadığından...
Harvey, si esto tiene que ver con tu bienestar, soy todo oídos, pero, como sabes, no soy un profesional de la salud mental...
Şu an öyle olmadı ama.
No en ese momento, quizá.
Buraya böyle mayoyla çıkmam uygun olmadı, biliyorum ama bu akşam Ambien almıştım.
Sé que no es apropiado que esté aquí parada en traje de baño, pero esta noche tomé Ambien.
Morgda bana yardım etmenin senin için iyi olmadığını düşünmüştüm ama belki de yanılıyorumdur.
Pensé que ayudar como embalsamador era malo para ti. Pero ahora pienso que quizás me equivoqué.
Hem de hiç olmadığı kadar ama bu sefer gitmiyor, kalıyorsun.
Están peor de lo que estuvieron nunca pero no te vas, te quedas.
Evet. Yani büyütülecek bir şey olmadığını biliyorum ama...
Sí, sé que no fue gran cosa, pero...
Seni mümkün olduğunca az rahatsız etmeye çalıştım. Ama epey zor zamanlardan geçtik. Ve şimdi hiç olmadığımız kadar iyi olduğumuzu söylediğimde bana inan.
He intentado molestarte lo menos posible, pero hemos pasado por muchas dificultades y créeme si te digo que ahora estamos mejor que nunca.
Ama karımın kanalı olmadığına eminim.
Pero... Estoy seguro de que no estaba canalizando a mi esposa.
Ama bunun neden olup olmadığını anlayamazsın değil mi?
Pero, ¿ cómo puedes saber si fue a propósito o no?
Polinomun var olmadığı f fonksiyonları yaratmak mümkündür. Ama bunlar pratikte pek görülmez.
Es posible hacer funciones artificiales f ( X ), para aquellos que carezcan de tal polinomio, pero esos raramente aparecerán en la práctica.
- Üzgünüm ama Dük Mikhail Mikhailovich veya Leydi Lewington olmadığı için ödemeyi baştan almamız gerekecek.
Me temo que sin que esté presente el Duque Mikhail Mikhailovich o Lady Lewington hemos de solicitarle el pago por adelantado.
Dün gece trene binecektim ama sonra senin dünyana girmeye hazır olmadığımı fark ettim.
Iba a coger el tren anoche, pero de repente... me di cuenta que no estaba preparado para formar parte de tu mundo.
Ama öyle olmadı, değil mi?
Pero eso no fue lo que ocurrió, ¿ cierto?
- Kolay olmadı ama.
- Pero no fue fácil.
Bizim merkezin temizlik sendikasında olmadığını biliyorum ama seramoniden önce odanın temizlenmesine izin verirsen, harika olur.
Sé que nuestro equipo no está en el sindicato de conserjes... pero sería bonito que se nos permitiese... limpiar el lugar antes de entonces.
Geri getirmek için yapabileceğin hiçbir şey olmadığını söyledin. Ama yanılıyorsun.
Dijiste que no hay nada que puedas hacer para traerlo de vuelta, pero estás equivocada.
İlk taşındığımızda ilk bu odayı yapacaktık ama bir türlü olmadı.
Bueno, cuando nos mudamos por primera vez, esta era la primera habitación que íbamos a tener, pero no fue posible...
Şimdi zor gelecek biliyorum ama yaşlandıkça hayatın... verdigin kararlardan ibaret olmadığını anlıyorsun.
Ahora, sé que puede parecer difícil, pero a medida que envejeces, te das cuenta de que la vida... no es sobre la elección que haces. Es la que se te da.
Hiç yanında olmadı ama seni sevdi.
Nunca estaba, pero te amaba.
- Bak, mükemmel olmadığımı biliyorum ama sana mükemmel olmayan başka bir çalışandan bahsedeyim.
Sé que no soy perfecta. Pero le contaré sobre otro empleado imperfecto. Se llamaba Rodolfo.
Evet ama onun artık burada olmadığı belli, yani...
Sí, pero obviamente ya no está aquí.
Mac onun bizim davamızda kararlı olmadığını söylüyor ama o yine de bize yardım ediyor.
Mac dice que no estás comprometido con nuestra causa. Pero nos ayudarás de todos modos.
Bunu yapmaktan nefret ediyorum ama patronum burada olmadıklarından emin olmak istedi. - Baksam sıkıntı olur mu?
Odio hacerte esto pero mi jefa quiere confirmar que no están.
22 dikiş. Ama yine de kalıcı bir sinir hasarı olmadığını söylediler.
Aunque me dijeron que el nervio no tenía daños permanentes.
- Tamam, anladım ama eve geliyorum ve hiç iyi bir şey olmadı mı.. .. ilginç bir şey, ya da.
Sí, pero, pasó algo en caso, alguna buena noticia, algo interesante o...
Benden istediğiniz şeyin bu olmadığını biliyorum ama hislerimi inkâr edemem ve Sonya'nın da duymasını istiyorum.
Sé que no es lo que deseáis para mí, pero no puedo negar mis sentimientos y quiero que Sonia también lo oiga.
Müsait olmadığını söylediler ama senin için sakıncası olmayacağını söyledim. - Yok, değil mi?
Me han dicho que no estabas presentable, pero les he dicho que no te importaría, y no te importa, ¿ verdad?
Ama aşkım, hiçbir şey olmadı ki.
Pero, amor mío, nada ha ocurrido.
Ona lâyık olmadığımı biliyorum ama onu çok uzun zamandır seviyorum.
Sé que no soy merecedor de ella... pero la he amado durante mucho tiempo.
olmadı 215
olmadım 24
olmadığını biliyorum 19
olmadı mı 33
ama oldu 35
ama öldü 33
ama orada 22
ama olsun 39
ama o 292
ama onu seviyorum 24
olmadım 24
olmadığını biliyorum 19
olmadı mı 33
ama oldu 35
ama öldü 33
ama orada 22
ama olsun 39
ama o 292
ama onu seviyorum 24
ama ona 20
ama olmaz 38
ama onlar 41
ama onun 17
ama olmuyor 24
ama olabilir 19
ama olamaz 19
ama öyle 102
ama o zaman 25
ama önce 166
ama olmaz 38
ama onlar 41
ama onun 17
ama olmuyor 24
ama olabilir 19
ama olamaz 19
ama öyle 102
ama o zaman 25
ama önce 166