Ama olmaz translate Spanish
6,364 parallel translation
Sen ve ben güzel olurduk ama olmaz.
Sé que hemos estado por muchas cosas, tú y yo, pero no puedo.
Ama bunu yapmayacağım seninle olmaz.
Pero no lo haría No contigo.
Daha birbirimizi tanımıyoruz bile. Evet ama, zaten öyle olmaz mı?
Sí, pero me refiero a que así es como funciona, ¿ cierto?
Ama merak etme, bizim sektöre bir şey olmaz.
Pero, no se preocupen, nuestra industria está bien.
Bilmiyorum ama bulmak ilgi çekici olmaz mıydı?
No lo sé, pero... ¿ a que sería interesante descubrirlo?
Bana, her zaman umduğunuz gerçekleşmez ama denemeye devam edebilirsiniz mesajı veriyor. Olmaz.
Para mi, solo muestra que no siempre tienes lo que esperas, pero puedes seguir intentándolo.
Ama sen benim kız arkadaşım değilsin. Yani olmaz.
Pero... no es mi novia, para que nadie.
Boş ver gitsin. Seni babamla akşam yemeğine davet ettim ama sen olmaz dedin.
Te invité a cenar a mi padre y apos ; s.
Genellikle olmaz, ki bunu da bal gibi biliyorsun ama gidişat değişebilir.
Por lo general, lo saben, pero las cosas pueden cambiar.
Ama Amerikalı değilseniz, herhangi bir şeye ihtiyaç duymazlar hiçbir şekilde özel bir izne gereksinimleri olmaz.
Pero si no eres estadounidense, no necesitan nada, ningún tipo de permiso.
Ama bu söz konusu dahi olmaz.
Eso no es negociable.
Ama öylece yeniden Marian'a aşık olamam. Sen hayatımdayken olmaz.
Pero no puedo volver a enamorarme de Marian... no cuando estás en mi vida.
Hep çalışırsak eğlenceli olmaz ama.
Bueno, solo trabajo y nada de diversión hicieron de Jack un chico aburrido.
Ama ne olur ne olmaz... Telsiz kontrolü.
Solo por si acaso radio policial.
Çocuklar için değil ama bu kadarının bi'zararı olmaz.
No es para niños, pero un poco no es peligroso.
Biliyorum ama olsan çok güzel olmaz mıydı?
Lo sé, pero, ¿ no sería genial?
Kaçabilirsin ama bir yardımı olmaz.
Puedes huir, pero eso no ayudará.
Hiç olmaz ama... Vakayı çözdü.
No, en absoluto, pero resuelve el caso.
Ama Samaritan'ın aracısı siz olsaydınız daha iyi olmaz mıydı?
Pero no debe ser el actuando como intermediario del Samaritano?
Ama yanlış yaparsan, yanlış yaptığını anlayacak kadar bile vaktin olmaz.
Pero si te equivocas con eso no tendrás tiempo de saber que te equivocaste.
ama benden departman şefi olmaz ve sana da bir tane lazım.
Y necesitas uno.
Ama sonra o gün iken vazgeçmek olmaz bir çocuk, II çalışmalarını itti ve talep bir çocuk...
Pero luego había días en los que el niño con el que no me rendía... el niño al que empujaba e instaba a que trabajara...
Jerry, bir şey yakalamış olabilirsin ama böyle olmaz.
Jerry, podrías haberte topado con algo aquí, ¿ bien? Pero no puedes estar haciendo esto.
Vasiyet olmadan hiçbir şey olmaz ama kavga eder ve birbirimizi suçlarız ve sonunda üçümüz de birbirimizle konuşmayı keseriz.
Sin un testamento, no habrá nada más que peleas y acusaciones, y en algún momento, los tres nos dejaremos de hablar.
Aslında sanırım ben yapabilirim ama evet, düşündüm de uygun olmaz.
Yo creo que en realidad pudiera, pero, sí, tienes razón, no es lo ideal.
Karmakarışık söyleyeceğimin yanında hafif kalırdı ama uygun olmaz diye düşünmüştüm.
Iba a usar la versión más fuerte de "jodido", - pero sentí que era inapropiado. - No, es apropiado.
Henüz yapmadı. Ama Kuvira'ya güven olmaz.
Pero no se puede confiar en Kuvira.
Senin için işler daha kötü olmaz ama Jeremy için...
Es cierto que a usted no le puede ir peor. Pero a Jeremy...
20 senedir olmaz diyorsun ama buna gelince hemşire kostümü giymeye tamam mı dedin?
20 años de "no" ¿ y para esto te vestirás de enfermera?
Sonuçta bunun için buradayız. Ama meclis bizi çağırdığında aşık mıyız değil miyiz umurlarında olmaz.
Porque por eso es que estamos aquí, pero cuando el aquelarre nos llame a casa, no les importará si estamos enamorados o no.
Bu evlilik Protestanlar için hiçbir zaman gerçek bir güç olmaz ama, onlar için yaralarını iyileştiren bir merhem olacaktır.
El matrimonio no confiere ningún poder real a los protestantes, pero sería un bálsamo para ellos.
Nişanlamaları konusunda onları zorlayabilirim ama, bu iki taraf içinde iyi olmaz.
Yo podría forzar su compromiso, pero difícilmente engendraría buena voluntad, en ambas partes.
- Söyleyeceğim, ama burada olmaz.
- Si quieres, hablamos. Pero ni aquí ni ahora.
Ama maktulden ilave kemik gelmeden olmaz.
Pero necesitamos más huesos de la víctima.
Tamam ama burada olmaz.
Está bien, pero no aquí.
Büyük olasılıkla önemli bir şey değildir ama ne olur ne olmaz bunlar Dr. Palak'ta kalsın.
Puede que no sea nada, pero el Doctor Palak debería verlo, por si acaso.
Ama bunların hiç biri güvenmeden olmaz.
Pero nada de esto puede pasar sin confianza.
Ama yaklaşık 9 ay sonra yine sorun olmaz.
Pero en unos nueve meses... también estará bien.
Ne olur ne olmaz diye hava durumunu kontrol ettim. - Ama bir sorun yok, gidebiliriz.
Revisaré el pronóstico por si acaso pero todo debería estar bien.
Öldükten sonra şikayet için polise gittim, ama oradaki görevli memur zaman kaybından başka bir şey olmaz dedi.
Después de su muerte, traté de poner una denuncia pero el policía que tenía delante me dijo que perdía el tiempo.
Ama sürü kaçmaya başladığında bunu yapmak her zaman mümkün olmaz.
Pero eso no siempre es posible cuando la manada está en movimiento.
Ama sen stajyersin o yüzden sorun olmaz.
Pero eres una pasante así que no importaría.
Öyle mi? Allah'a şükür. Hayır ama bu doğru olmaz.
Entonces vamos a pagar mitad y mitad. ¿ Serían 120,500 won?
Herkes Noel Baba hırsız olayını geçiştirmek istedi. Ama Bum Jo'nun annesi "kesinlikle olmaz" dedi.
Ese Santa ladrón, todo el mundo dice que lo deje ir, pero la madre de Beom Jo dice que absolutamente no lo deje ir.
Çok bir şey olmaz sandım, ama sanırım azıcık yandım.
Creí que estaría bien, pero... de hecho es un poco picante.
Fena görünmüyor ama yine de olmaz!
En eso se ve bien, pero... ¡ aun así no!
Ama bu şekilde kaybedecek bir şeyimiz olmaz.
Pero al menos, no lo perderemos por completo.
Ama hiçbir iyilik karşılıksız olmaz.
pero no por una buena acción quedas sin castigo.
Onunla işim olmaz ama Lucille'in var, değil mi?
Yo no tengo ningún trato con él, pero Lucile sí, ¿ verdad?
- Her dört barda tekrarlarsan artık hata olmaz ama.
Si repites un error cada cuatro compases, deja de ser un error.
Rivera'nın oylarını azaltırsınız ama o oyların nereye gideceği belli olmaz.
Le quitará votos a Rivera, pero no sabe a dónde irán esos votos.
olmaz 3739
olmazdı 21
olmaz mı 346
olmazsa 30
olmaz öyle şey 40
olmaz dedim 29
olmaz efendim 16
ama oldu 35
ama öldü 33
ama orada 22
olmazdı 21
olmaz mı 346
olmazsa 30
olmaz öyle şey 40
olmaz dedim 29
olmaz efendim 16
ama oldu 35
ama öldü 33
ama orada 22
ama olsun 39
ama o 292
ama onu seviyorum 24
ama ona 20
ama onlar 41
ama onun 17
ama olmuyor 24
ama olamaz 19
ama olabilir 19
ama öyle 102
ama o 292
ama onu seviyorum 24
ama ona 20
ama onlar 41
ama onun 17
ama olmuyor 24
ama olamaz 19
ama olabilir 19
ama öyle 102
ama o zaman 25
ama önce 166
ama o benim 18
ama olacak 26
ama olmadı 51
ama o zamana kadar 18
ama önemli değil 67
ama öyle değil 51
ama öylesin 16
ama önemi yok 26
ama önce 166
ama o benim 18
ama olacak 26
ama olmadı 51
ama o zamana kadar 18
ama önemli değil 67
ama öyle değil 51
ama öylesin 16
ama önemi yok 26