English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ E ] / Elbette anlıyorum

Elbette anlıyorum translate French

169 parallel translation
- Elbette anlıyorum Bayan Crosbie. Howard, gelmen ne kadar güzel.
Howard, merci d'être venu!
Sizin derdinizi elbette anlıyorum.
Vous vous demandez où je me situe exactement.
Elbette. Elbette anlıyorum.
Bien sûr.
Elbette anlıyorum.
Ça oui.
Elbette anlıyorum.
Oui.
Elbette, Sal. Elbette anlıyorum.
Oui, je comprends.
Evet, elbette anlıyorum.
Oui, très bien.
Elbette anlıyorum, zaman değişti de, falan da, filan da... Nerede yaparsan yap, benim arazimde yapmanı kesinlikle men ediyorum.
je comprends, je comprends même très bien, les temps sont changés et moi, je t'interdis de faire toutes tes petites saloperies sur mes terres. parce que ici, rien n'est changé.
Elbette anlıyorum, kızgınsın çünkü dünya neler yaptığını öğrendi ve küçük krallığına girmeye başlayacaklar.
Tu parles je comprends pas. Tu es juste agacé que le monde arrive ici et interfère dans ton petit royaume tous ces gens qui auraient n'importe quelle maladie tu penses que le monde extérieur l'a.
Elbette anlıyorum.
Bien sûr, je vous comprends.
Elbette anlıyorum, heyecanlı ve... ee.
Naturellement, je comprends l'excitation et...
Evet, elbette anlıyorum.
Oui, bien sûr, je comprends.
Elbette anlıyorum.
Oui, je comprends.
Elbette anlıyorum Albay.
Oui, je comprends, colonel.
- Evet, elbette anlıyorum.
Oui, bien sûr.
- Elbette anlıyorum Eddie.
Bien sûr que je comprends, Eddie.
- Elbette anlıyorum.
- Bien entendu.
- Elbette, anlıyorum.
- Oui.
Elbette hoşlanmaz. Anlıyorum.
Je comprends.
Elbette, anlıyorum.
Je comprends.
Elbette, anlıyorum.
Oui, je vous comprends.
Elbette, anlıyorum.
Bien sûr, je comprends.
- David böyle yapmazdı. O... - Hayır elbette, anlıyorum.
Ça ne lui ressemble pas...
Yapmayın, lütfen. Lütfen Martin, özür dilerim, ama... - Elbette, anlıyorum.
Non, s'il vous plaît, envoyez-les par la poste, désolé, mais...
Bir gün... Genç çiftlerin sorunlarını az buçuk anlıyorum nelerle mücadele ettiklerini, elbette.
Je crois connaître les problèmes... qui se posent à un jeune couple.
- Şayet baştan yapmak istiyorsanız, elbette... Tamamıyla anlıyorum.
Faisons une bonne répétition.
- Elbette, anlıyorum.
- Bien sûr.
Anlıyorum, elbette.
Bien sûr.
Anlıyorum. Elbette.
Évidemment, tu as encore tous tes rêves.
- Elbette, anlıyorum.
- Je comprends.
Elbette. Anlıyorum, Feto.
Je comprends, Feto.
Elbette, anlıyorum.
Oui, je comprends.
Evet, evet anlıyorum. Elbette.
Je comprends.
- Elbette, anlıyorum.
- Je comprends, bien sûr.
Elbette dostum, anlıyorum.
- Je le ferai.
Elbette, anlıyorum.
Oui, bien sûr.
- Elbette yapmadınız. Anlıyorum.
- Non, bien sûr, je comprends.
Anlıyorum, elbette.
Si, je comprends, bien sûr.
Elbette ki, sizi anlıyorum ve sorunlarınızı gözardı etmiyorum.
Soyez sans crainte, Votre Honneur. L'héritier nous aura signé l'acte de propriété ce soir.
Anlıyorum Gerard, elbette. Eminim.
Je comprends.
Elbette, anlıyorum.
- Bien sûr, je comprends.
Elbette. Anlıyorum.
Bien sûr, je comprends.
Evet, elbette. Anlıyorum.
Je comprends très bien.
Evet, elbette. Anlıyorum.
Oui, bien sûr, je comprends.
- Elbette, anlıyorum.
- Mais oui, bordel!
Elbette. Anlıyorum. Ama bir şeyler düşünürseniz size birer dolar veririm.
Je comprends, mais si vous avez une idée, c'est un dollar chacun.
Özel olarak. Elbette gerekir. Sizi çok iyi anlıyorum.
Bien sûr, je comprend parfaitement.
Elbette, uzaklaşın. Sizi anlıyorum.
Bien sûr, partez, je comprends.
Elbette, anlıyorum.
Je comprends tout à fait.
- Elbette. Kesinlikle anlıyorum.
- Je comprends très bien.
Elbette, anlıyorum.
- Oui.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]