English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → French / [ O ] / Onları rahat bırak

Onları rahat bırak translate French

180 parallel translation
Biz de onları rahat bırakıyoruz. Ama yerliler bir şekilde birbirini anlıyor.
Ils ont pourtant l'air de parfaitement se comprendre entre eux.
İngilizce konuşun, lütfen. Onları rahat bırakın!
Arrêtez de les harceler!
Hadi Bleda. - Onları rahat bırak.
- Ils sont jeunes.
DDT'ye karşı başarıılı oluyorlar, bu yüzden onları rahat bırakıyorum.
Ils adorent le D.D.T. Alors je les laisse tranquilles.
Hayır, Nancy, onları rahat bırak.
Non, Nancy. Laisse-les tranquilles.
- Onları rahat bırak.
Laisse-les tranquilles!
Onları rahat bırak!
Laisse-les tranquilles!
Onları rahat bırakın!
Laissez ces gens tranquilles!
Ama, dinleyin şunları! Gidip susmalarını söyleyeceğim. Onları rahat bırak, Bormann.
- JE VAIS ALLER LES FAIRE TAIRE.
Bütün solucanları çıkardık ve onları rahat bırakıyoruz, kıpırdamıyorlar. Fakat yerlerini terk ederlerse göbeğini bırakırlar, boğazında toplanırlar ve seni boğarlar.
Nous avons tous des vers... et tant qu'on les laisse tranquilles, ils ne bougent pas.
Onları rahat bırak.
Laisse-les en paix, les pauvres. Méchante bête.
onları rahat bırak lanet olasıca!
Arrêtez! Laissez-les tranquiles!
Onları rahat bırak!
Laissez-les tranquilles!
Onları rahat bırakın.
- Laissez-le!
- Onları rahat bırak. - Tamam, efendim.
Laissez-les tranquilles.
Onları rahat bırakın.
Laissez les tranquille.
Hayır, Murray'nin talimatı onları rahat bırak.
Murray a dit de laisser tomber.
- Onları rahat bırak.
- Laisse-les.
Buradayım. Onları rahat bırak. Bununla hiçbir ilgileri yok.
Laissez-les tranquilles, elles n'ont rien à voir avec tout ça.
- Onları rahat bırakın.
- Laissez-les tranquilles.
- Meşgulüm. - Onları rahat bırakır mısın?
- C'est faux, il n'y a que Regis.
Onları rahat bırak Henry.
Laisse-les tranquilles, Henry.
Onları rahat bırak!
Pas touche!
Onları rahat bırak!
Prenez-moi. Laissez-les en paix.
Onları rahat bırak.
Laissez-les en paix!
Onları rahat bırakın.
Laisse-les.
- Onları rahat bırak Tommy.
Ne t'approche pas d'eux.
- Sana söylüyorum, onları rahat bırak.
Ne t'approche pas d'eux!
Onları biraz rahat bırakın. - Siz William Gilvray olmalısınız.
Vous devez être William Gilvray.
- Zorba, onları rahat bırak!
Bande de bons à rien! - Zorba, laisse-les!
Rahat bırak onları!
Laissez-les!
Rahat bırak onları.
Laissez-les.
Basın bize karşı değil. Rahat bırak onları.
La presse est avec nous, Rock, pas contre nous.
Rahat bırak onları.
Laissez tomber. Venez, partons d'ici. Faites-leur de la place.
Rahat bırak onları.
Laisse-les tranquilles.
Şimdi kedim general Stirling Price ve benim çekik gözlü arkadaşım Chen Li ile birlikte gayet mutlu yaşıyoruz. Onlar beni rahat bırakıyor.
Aujourd'hui je vis heureux avec mon chat, Général Stirling Price, et mon ami Chen Li, l'œil bridé, ils me foutent la paix.
Pekala, rahat bırak onları.
Je t'ordonne de cesser. Bon.
- Hayır, rahat bırak onları.
Y'a une grillage, on y grimpe? Non, fiche-leur la paix.
Onları rahat bırakın.
Laisse-le tranquille.
Yeter Cruchot, rahat bırak onları.
- Non, fichez-leur la paix!
- Rahat bırakın onları.
Laissez-les.
Onları rahat bırakın!
Laissez-les!
- Onu rahat bırakın. Belki o zaman onlar da bizi rahat bırakır.
Laissez-le tranquille, et ils nous laisseront tranquilles.
Kapa çeneni, rahat bırak onları.
Tais-toi, laisse-les tranquilles.
Siz askerlerinize bakın ve adamlarımı rahat bırakın, onlar kendileri de halledebilir.
Et dites à vos soldats d'agir sans se soucier de mes propres hommes.
Beğenmediyseniz kusura bakmayın ama sorunlarım var... eğer onları çözmeme yardım etmeyecekseniz bari beni rahat bırakın.
Désolé si vous n'appréciez pas, mais j'ai des problèmes. Et si vous n'avez pas la solution, arrêtez de m'embêter!
Ve biz iş peşinde koşarken onlar rahat çünkü biz birbirimizle didişip, onları rahat bırakıyoruz.
On rivalise et on les laisse tranquilles.
Rahat bırak onları, baba.
Laissez-les travailler, papa.
Ben de. Hadi çocuklar, rahat bırakın onları. Bu gün Sevgililer Günü.
Il faut faire un petit tipi de brindilles, dans une hutte de bûches.
Ben bazı işleri ayarlıyorum onlar da beni rahat bırakıyorlar.
Je rends des services à l'hôpital, et ils me foutent la paix.
- Onları rahat bırak.
Laissez-le!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]