English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Portuguese / [ O ] / Onu bırak

Onu bırak translate Portuguese

11,105 parallel translation
- Onu bırak.
- Preciso que pouses isso.
Onu bırak.
Deixa-a aqui.
Onu bırakıp gitmiştik.
Deixámo-lo para trás.
Louis, duvarları dinlemek onun davasına dahil olmak demek ve Harvey bunu öğrenirse onu bırakır.
Não sabia. Escutar atrás da parede não é ficar de fora do caso. Se o Harvey descobre, deixa-a.
Bırak onu.
Solte-a.
Bırakın onu.
Deixe-a em paz.
Onu rahat bırak!
Deixa-a em paz!
Bırak onu.
Então, deixa-a ir.
- Bırak onu, Theo!
- Solta-a, Theo! - Porque havia de fazer isso?
Sana bir daha evlilik sözleşmesi bırakırsam onu çikolatadan yaptırırım.
Da próxima que te deixar um acordo assinado, será de chocolate.
Ama mesele bu iş olunca hepsi onu geride bırakır.
Mas todos, quando se apresentam para este trabalho, deixam tudo lá fora. Todos.
Onu yere bırak.
Põe isso no chão.
- Hayır, onu yalnız bırak.
- Deixa-o em paz.
Onu rahat bırak.
Deixa-a em paz.
Onu hastaneye bırakır gideriz. Alternatif bir hareket tarzı buluruz.
Podemos deixá-lo no hospital, criamos um curso alternativo de acção.
Onu serbest bırakıyorum.
Vou libertá-lo.
David Whele'yi baştan çıkarmak için onu serbest bırakırsak, onun David'i öldüreceğini nereden biliyoruz, daha kötüsü bizi öldürmeyeceğini?
Se a soltarmos para seduzir o David Whele, como é que sabemos que ela não o mata, ou pior, nos mata a nós?
- Bırak onu.
Larga-a.
Onu bırak gitsin.
Larga-a.
Yavaşça bırak onu.
Pousem a esfera. Devagar.
- Onu kimse takip ediyor muydu? - Bırak onu.
- Alguém estava a segui-lo?
Bırak onu Haas.
Largue-o Haas.
Bırak onu!
Larga-o.
Bırak onu dedim!
Larga-o, caralho.
- Bırak onu! - Bırak!
Largue isso!
Bırak onu!
Mete-os no chão!
Bırak onu!
Larga-os!
- Onu rahat bırak!
Deixa-a em paz!
Onu rahat bırak!
Afasta-te dela!
Bırak onu yerine.
Larga isso.
- Sadece kız kardeşini kurtar ve onu koruma işini bize bırak, tamam mı?
Apanha só a tua irmã, e depois, vamos mantê-la a salvo, está bem? OK.
Bırak onu.
Larga-o.
Bırak onu çıkartayım.
Deixa-me libertá-lo.
Bırak onu.
Solta-o.
- Bırak onu.
Solta-o.
Onu yalnız bırak.
Deixa-o ir.
- Bırak onu canım!
- Deixa-o ir!
- Hemen bırak onu! - Yardımcı olmuyor.
- Deixa-o, agora!
Bırak onu.
Larga-a!
Onu rahat bırak!
Deixa-a em paz.
Onu rahat bırak, Kay! Annesi onu terk etmeden önce kafasının üzerine düşürmüş olmalı o yüzden şimdi öksüz kral olduğunu düşünüyor.
A sua mãe deve tê-lo deixado cair de cabeça antes de o abandonar, e agora pensa que é o rei órfão.
Onu rahat bırak!
Deixa-o!
- Onu serbest bırak.
- Liberte-a!
Bırak beni. Onu öldürecek!
- Deixa-me ir!
Niklaus, bırak onu.
Niklaus, liberta-o.
Bırak onu, Elijah.
Deixa-a, Elijah.
Bırak onu!
Deixe-a ir.
Onu seviyorsanız, yalnız bırakın.
Se gostam dele, deviam ir-se embora.
- Morty, bırak onu.
Morty, pousa isso.
- Ne yapıyorsun be? - Bırak onu.
- Que raio estás tu a fazer?
Bırak onu.
Põe-ma no chão.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]