Yeteri kadar translate Portuguese
4,418 parallel translation
Merak etme, bende yeteri kadar odun var.
Não te preocupes, eu tenho toda a madeira que precisamos.
Ama yeteri kadar kendimde kaldım. Dediğin şeyleri hatırlamak için beynimi zorladım.
Mas resisti o suficiente esforçando-me para me lembrar tudo o que disseste.
Biliyor musun? Yeteri kadar konuşmuyoruz.
Sabe, nós não conversamos muito.
Yüzyıllar boyunca sözünü yeteri kadar geri aldın zaten. Babamız bizi burada bulduğu zaman da bana aynı şeyi söylemiştin.
Tu chamas-te muitas vezes vira costas durante séculos, e ainda assim o nosso pai encontrou-nos e perseguiu-nos desta mesma cidade...
Zaten yeteri kadar inceledim.
Nós já verificámos...
- Zaten yeteri kadar var.
- Já passei por isso.
Birisini ajan olarak göstermenin yolu yeteri kadar ikna edici, ama aynı zamanda yakalanacak kadar kötü olan casusluk metotlarının arasındaki dengeyi tutturmaktan geçer.
O truque para fazer com que alguém pareça um espião é acertar na medida entre a habilidade, suficiente para ser convincente, mas que possa ser detectada.
- Bu boku yeteri kadar yedin.
Mal passado. - Não comes mais essa porcaria.
- Yeteri kadar kuvvetli değil.
- Não é suficientemente forte.
- Yeteri kadar koydun mu?
- Puseste o suficiente?
- Kamera açısı yeteri kadar iyi değil.
O ângulo não está bom o suficiente.
Onu ölünceye taşlamalıydım ama bana yeteri kadar vakit vermedin.
Devia tê-la apedrejado até à morte, mas... não me deste tempo suficiente.
İş yerinde yeteri kadar yüksekteyim zaten.
Já tenho alturas que chegem no meu trabalho.
Yeteri kadar kuytu bir yer değil.
- Não é isolado o suficiente.
Ailesi zamanında yeteri kadar üzerine düşmemiş.
- Os pais não lhe deram muita atenção.
Yeteri kadar para ve doğru motivasyonla her şey başarılabilir.
Com dinheiro e motivações suficientes, qualquer coisa pode ser feita.
Söylediğim gibi "yeteri kadar para ve doğru motivasyon".
Como eu disse, dinheiro e motivação.
Dediğim gibi, yeteri kadar para ve doğru motivasyonla...
Com eu disse, com dinheiro e motivação...
Bu aile için yeteri kadar şey yaptın.
Já fizeste demais por esta família.
Büyük ihtimalle senin için yeteri kadar zeki olmadığını hissettirdin kıza.
Provavelmente, fizeste-a sentir que não seria inteligente o suficiente para ti.
İlk yarıştığım motorumla bir noktaya kadar geldim, ancak motorun mu beni kısıtladığını yoksa benim mi motoru yeteri kadar zorlayamadığımı bilemedim. Böylece farklı motosikletler denemeye başladım, ve biraz daha hızlı gidebildiğimizi gördüm, ama... Yani atladım ve gaz kolunu çevirdim.
Num momento, durante a primeira vez que corri não sabia se era a mota que estava a atrasar-me ou eu a atrasar a mota assim que começamos a trocar de motas eu pude ir mais rápido assim suponho que... funcionou, e bati o recorde de velocidade na terra nas duas primeiras voltas.
Bak Katrina, zaten yükselmek isteyen yardımcılar tarafından yeteri kadar kullanıldım onun için ofisimden defolmanı ve kendine yeni bir balina bulmanı tavsiye ederim.
Katrina, estou farto de ser usado por assistentes a quererem subir na vida. Sugiro que te ponhas a andar do meu escritório e encontres outra baleia.
Robert, yeteri kadar patates yedin. Şu gurme saçmalıklarından yedirmeye çalışıyor.
Ela está a tentar obrigar-me a comer aquela treta foodie.
Yeteri kadar süreyle sabit kalırsa götünü bize kaptıracak.
Quando parar para descansar, estaremos lá para o apanhar!
Direkt yok, hayır. Ama yeteri kadar gerekçesi varsa.
Não directamente, mas se estiver motivado, claro.
Eşimi onlar boyadı kırmızıya çünkü yeteri kadar kırmızı değildi..
Eles pintaram-no de vermelho porque ele não era vermelho o bastante.
.. çünkü yeteri kadar Kızılderili değildi, çünkü zenci bir kadın seçmişti.
Porque não era índio suficiente, porque ele escolheu uma negra.
Bu aile yeteri kadar çekmedi mi, Walt?
A família já não sofreu o bastante, Walt.
Seni yeteri kadar uzun zamandır tanıyorum, Danny seni susturmanın tek yolunun konuşmana izin vermek olduğunu bilecek kadar.
Conheço-te há bastante tempo, Danny, para saber que a única forma de conseguir que te cales é deixando-te falar. Sabes que mais? Então, sabes que mais?
Vicdansız olması için yeteri kadar zayıf ve paniklemişti.
Ele é magro e nervoso o suficiente para fugir.
Cesetleri neden ben buluyorum bilmiyorum ama belki bununla mücadele etmeyi bırakırsam olay gerçekleşmeden önce bulurum. Belki o zaman senin gibi birinin bir şeyler yapması için yeteri kadar zamanı olur.
Não sei porque sou eu que continua a achar os corpos, mas talvez se eu parasse de tentar combater isso, encontrava-os antes de ter acontecido, talvez com tempo suficiente para que alguém como tu fazer algo a respeito disso.
Daha sistematik bir şekilde geliştirebilirdim, ama... denesem bile önemi yok, tuval ile aynayı karşılaştırarak yeteri kadar zaman geçirsem bile boya etrafa bulaşıyor, ve sonunda bir fotoğrafa benziyor.
Talvez venha a fazer isto de forma mais sistemática, mas... Tente o que tentar, se passar tempo suficiente a comparar o espelho com a tela e a alterar a pintura, ela acabará a parecer uma foto.
Bailey, yeteri kadar ventriküler taşikardi geçirdi.
Bailey, ele teve muita taquicardia.
Emin misin? Mer'in ilgilenmesi gereken yeteri kadar şey var zaten.
A Mer já tem muita gente.
Hayatlarımız moda riski almadan da yeteri kadar tehlikeli zaten.
As nossas vidas já são perigosas demais sem termos riscos com a moda.
Eminim Bayan Shaw bugunluk yeteri kadar Chardonnay ve Nabokov almistir.
A Srtª. Shaw já deve ter bebido Chardonnay e Nabokov suficientes.
Sanırım yeteri kadar yırtıcı hayvan yersen onlardan biri oluyorsun.
Acho que se tu comeres predadores suficientes, tu começas a te tornar um.
Güvenilir ve yeteri kadar stoku olan bir tedarikçi misiniz?
É um fornecedor de confiança e com stock suficiente?
Yeteri kadar para ve doğru bağlantılarla sen de bayağı iş yapabilirsin burada.
Com dinheiro suficiente e os conhecimentos certos, pode fazer-se qualquer coisa por aqui.
Sonra beni bir deliğe tıktılar, işimde yeteri kadar iyi olmadığımı söylediler.
Então, colocaram-me num buraco, porque já não era bom no meu trabalho.
Başkanın yeteri kadar taş.. klı mıymış, Cy?
Que tal esta minha atitude de Presidente, Cy?
Kablosuz erişim elde etmek için bir bilgisayara yeteri kadar yaklaşırsan yeşile döner.
Fica verde se estiveres perto de um computador para adquirir acesso via wireless.
- Yeteri kadar silah gücümüz yok.
Não houve tiroteio.
Asla yeteri kadar çantan olmaz.
Não se pode ter bolsas demais.
Yeteri kadar güzel değilsin hatta buraya ait bile değilsin. " Kapayın be çenenizi.
"tu não és boa o suficiente. tu não pertences aqui". É, sabes, bem, cala-te.
Yeteri kadar hizmet ettim.
Eu já tinha feito o suficiente.
Yeteri kadar yakından bakarsan bir sonraki uçuş grubunu görebilirsin.
Se vires mais de perto, poderás ver o grupo que irá embarcar no próximo voo.
Yeteri kadar.
O suficiente.
Mesele şu ki, eğer okuldan sonra gizliden gizliye... ormanda bira içtiğimizi öğrenselerdi... başımıza yeteri kadar bela olurdu.
A questão é que não teríamos muitos problemas se tivessem descoberto que fomos à floresta para beber cerveja após a escola.
Yeteri kadar temizlediğini sanıyordur.
Talvez tenha pensado que limpou o suficiente.
Phil yeteri kadar acı çekmişti zaten.
Foi ideia sua?
kadar 19
yeter 2697
yeterli 197
yeter ki 28
yeter artık 870
yeterince 87
yeterince iyi 39
yeterli mi 69
yetersiz 30
yeter ama 52
yeter 2697
yeterli 197
yeter ki 28
yeter artık 870
yeterince 87
yeterince iyi 39
yeterli mi 69
yetersiz 30
yeter ama 52