Yeterince dinledim translate Portuguese
175 parallel translation
Yeterince dinledim.
Acho que já ouvi o suficiente.
- Seni yeterince dinledim.
- Já estou farto de te ouvir.
- Kesin şunu. Yeterince dinledim!
- Não agüento mais essamúsica!
Yeterince dinledim.
- Já ouvi bastante!
Yeterince dinledim, biraz daha uyuyacağım.
Eu ouvi, mas vou dormir um pouco mais.
Yeterince dinledim.
Já ouvi o bastante.
- Yeterince dinledim.
- Acabo de ouvir.
Yeterince dinledim.
Já ouvi o suficiente.
10 yıldır bu saçmalığı yeterince dinledim ve artık kusmak istiyorum.
Tenho andado a engolir tretas por aqui há 10 anos, e estou a ficar sufocado.
Yeterince dinledim, seni lanet gavat. - Yalan söylemiyorum.
Estou farto de ti, monte de merda.
Kristen'dan yeterince dinledim, kes artık.
Já ouvi tudo que tinha que ouvir da Kris, por isso pára!
- Aman tanrım, yeterince dinledim!
Meu Deus, já ouvi o suficiente!
Yeterince dinledim.
Já ouvi o suficiente!
- Yeterince dinledim seni, lütfen artik.
- Por favor...
Yeterince dinledim.
Basta.
Suçlamalarınızı yeterince dinledim!
Já ouvi muitas acusações!
Yeterince dinledim!
Já ouvi o suficiente.
Yeterince dinledim, madam.
Foi perfeitamente clara.
Yeterince dinledim, yeterince dinledim.
Já ouvi o suficiente, Já ouvi o suficiente!
Yalanlarını yeterince dinledim, evlat. - Duvar mı?
Essa é mais uma das muitas mentiras, meu filho.
Yeterince dinledim.
Para mim basta.
Yeterince dinledim!
Eu já ouvi isso!
Yeterince dinledim Mac!
Eu ouço até bem demais, Mac!
Yeterince dinledim.
- Quieto! Já estou farto.
- Seni yeterince dinledim.
- Já ouvi o suficiente.
Yeterince dinledim.
Já ouvi o que queria. Queimem-na!
Kes sesini. Yeterince dinledim.
- Cale-se, já ouvi o suficiente.
Yeterince dinledim.
Já chega.
Yeterince dinledim. Daha ne istiyorsunuz?
Já ouvi o suficiente.
Onur kırıcı suçlamalarınızı yeterince dinledim, şimdi gidiyorum.
E já suportei insultos e acusações suficientes vindas de um amigo!
Yeterince dinledim. Tamam.
Já ouvi o suficiente.
- Yeterince dinledim.
- Já ouvi o suficiente.
- Hayır, yeterince dinledim seni.
- Já ouvi o suficiente!
Seanslarımız sırasında bu dili yeterince dinledim.
Tenho o contacto suficiente com esse tipo de linguagem nas nossas sessões.
- Yeterince dinledim.
Já ouvi o suficiente.
- Yeterince dinledim.
- Já ouvi que chegasse.
- Seni yeterince dinledim.
- Escutei suficiente.
Seni yeterince dinledim.
Tu já disseste o que tinhas a dizer.
- Tamam, sizi yeterince dinledim.
E ficou pior ao envelhecer.
Onu yeterince dinledim, artık tek başıma bir adamım!
- Nem pensar, Reverendo. A partir de agora, sou dono de mim mesmo.
Tamam, yeterince dinledim.
Basta, já ouvi o suficiente.
- Bu lafları yeterince dinledim!
- Já ouvi que chegue.
Seni yeterince dinledim zaten!
Já te ouvi demais.
Yeterince mazeret dinledim.
Já ouvi desculpas que cheguem.
Yeterince saçmalık dinledim. Artık buna bir son ver.
Já aturei muita coisa vinda de ti, agora vai acabar.
- Teşekkür ederim, fakat sanırım yeterince yalan dinledim.
Obrigada, mas já ouvi mentiras que cheguem.
Yeterince muhteşem Zefram Cochrone'u dinledim.
Já ouvi o suficiente sobre o grande Zefram Cochrane.
- Yeterince bahane dinledim.
- Conheço as desculpas.
Sanırım yeterince dinledim.
Acho que já ouvi que chegue.
Buna sözüm yok. Tamam, yeterince dinledim.
Já me decidi.
Lütfen, Teal'c. Abay O'Neill'dan yeterince "Savaşçının Yolu" saçmalığı dinledim.
Por favor, Teal'c, nao me venhas com essa conversa de guerreiro.
dinledim 33
yeter 2697
yeterli 197
yeter ki 28
yeter artık 870
yeterince 87
yeterince iyi 39
yeterli mi 69
yetersiz 30
yeter ama 52
yeter 2697
yeterli 197
yeter ki 28
yeter artık 870
yeterince 87
yeterince iyi 39
yeterli mi 69
yetersiz 30
yeter ama 52