Anlamaya çalışın translate Russian
419 parallel translation
Durun beyler, lütfen benim durumumu anlamaya çalışın.
Прошу вас, господа! Вы меня тоже поймите.
Ciddiyetimi bağışlayın ve anlamaya çalışın...
Простите мою серьезность и постарайтесь понять.
Anlamaya çalışın, insanlar soruyor.
Ведь вы поймите, люди просят.
Hiçbir şey reddettiğim yok, ama lütfen anlamaya çalışın.
Я ни от чего не отказываюсь, но, прошу, поймите меня.
- Oh, fakat nasıl olur, Prens! Lütfen, anlamaya çalışın. Ben eski yönetici sınıfın bir üyesiyim.
Я представитель старого класса, безнадежно испорченного прошлым режимом, и связанный с ним если не любовью, то происхождением.
Zor olduğunu biliyorum Bayan Doolittle, ama anlamaya çalışın.
Я знаю, что вам тяжело, мисс Дулиттл, но вы должны понять...
Hayır! Anlamaya çalışın!
- В чемоданчике вашей служанки?
Biz sorun çıkartmak istemiyoruz, anlamaya çalışın!
Послушайте, мы не хотим создавать никаких проблем.
Lütfen anlamaya çalışın.
Пожалуйста, попытайтесь понять.
Albay, lütfen sakinleşin ve Neo Tokyo'yu daha fazla sizin... sağduyulu pencelerinize bırakamayacağımızı anlamaya çalışın.
Как вы смеете так говорить? Полковник, мы не можем больше доверять мир Нео Токио под ваше усмотрение.
Bayan Geller lütfen beni anlamaya çalışın.
Пожалуйста, попытайтесь меня понять.
Onu da anlamaya çalışın.
Попытайтесь её понять.
Biz yaşlıların nasıl hissettiğini anlamaya çalışın.
Почему вы не думаете о чувствах стариков?
Şunu anlamaya çalışın : Onun organları başkalarının yaşamını kurtarabilir.
Органы вашего сына могут спасти жизни других.
Beni anlamaya çalışın. "İstemek," "gereken" ile aynı şey. " Dili yanlış anlıyorsunuz.
Имел в виду - то же самое, что и должен был.
- Bunu söylemeyi kes! - Anlamaya çalışın.
Прекратите говорить "порно"!
Çocuğunuzun davranışlarını anlamaya çalışın. "
Пресечение поведенческих вызовов ребенка ".
Anlamaya çalışmalısın.
Вы должны постараться меня понять.
Neden benimle gelmediğini anlamaya çalıştım sebep siz olmalısınız.
Я пыталась понять почему он не хочет уехать со мной, и похоже что из-за вас.
Satıcının karısına neler olduğunu anlamaya çalışıyorum.
Я просто хочу выяснить, что случилось с женой коммивояжёра.
Biliyorum canım, ona hayrandın, ama lütfen anlamaya çalış, nereye gidersem gideyim, gözleriyle beni takip ediyor, her hareketimi izliyor.
Я знаю, дорогой, что ты обожал её... Но, пожалуйста, постарайся понять - куда бы я не пошла, её глаза как будто смотрят на меня, следят за мной.
Barbara'nın öyle bir şeyi neden yaptığını, anlamaya çalışmalısın.
Ты должно поверить в то что сделала Барбара, попробовать понять, моя дорогая, и почему она это сделала!
Babamın ne istediğini anlamaya çalış Govert.
Пойми, чего хотел мой отец. Говерт.
- Durumumu anlamaya çalışın.
Месье Барнье, постарайтесь понять меня.
Sana nasıl hayatta kaldığımızı söylersem, birbirimiz için ve buradaki hayat için ne hissettiğimizi anlamaya çalışır mısın?
Если я расскажу, как мы выжили, вы попытаетесь понять, что мы чувствуем, живя здесь? Друг к другу?
Nereye pusu kurduklarını anlamaya çalışıyoruz Bay Garris.
Мистер Гаррис, мы пытаемся обнаружить засаду.
Onu gördün mü? Anlamaya çalış, Chris, ben çılgın değilim.
Крис, знай, это не безумие.
Şunu iyi anlamaya çalışın.
- Я республиканец.
İlişkimizin parçalarını zihnimde yerleştirmeye... ve ilk kopuşun nerede başladığını anlamaya çalışıyorum.
Я пытаюсь анализировать наши отношения.. исследуя мою жизнь и пытаюсь постичь как это произошло.
Dünya'lı elçilerin birçok ulustan insanların eski nehir yataklarında gezdiklerini Dünya benzeri bir gezegenin nasıl olup da kalıcı buz çağına girdiğini anlamaya çalıştıklarını ve nehir kıyısında hayat kalıntılarına dair izler aradıklarını hayal ediyorum.
При высоком разрешении Я представляю себе посланцев с Земли, все сходства с лицом исчезают. представителей разных народов, которые ходят по древней речной долине на Марсе и пытаются понять, как такой похожий на Землю мир был ввергнут в постоянный ледниковый период, и ищут признаки древней жизни на берегах рек.
Nesnel gerçeği ifade etmek ve işçi sınıfının otantik protestolarını provoke eden her şeyi anlamaya çalıştık.
мы старались передать объективные факты и правду... а также понять все то, что стало причиной настоящего протеста рабочего класса.
Başkalarının çektiklerini biraz anlamaya çalış.
Хоть бы раз о других подумал.
Lütfen anlamaya çalışın.
Мне oчень жаль, нo я ничем не мoгу вам пoмoчь. пoстаpайтесь пoнять.
Söylediklerinde samimi olup olmadığını anlamaya çalışıyorum.
пoчему ты на меня так смoтpишь? пытаюсь пoнять, искpенен ли ты.
Buna karşın, ben objektiflerin arkasından bakıyor, not tutuyor, form dolduruyor ve günlüğümün sayfaları arasından kurtları anlamaya çalışıyorum.
А я сижу за стеклянными линзами, заполняя дневники и бланки форм, пытаясь вместить волка на страницах моего журнала.
Bunun nasıl çalıştığını anlamaya çalışıyorum.
Я пытаюсь понять одну вещь.
Yerinde olsam şifreyi çözmeye ve E suçunun nerede olacağını anlamaya çalışırdım.
На вашем месте, я бы сосредоточился на расшифровке кода и установил, где будет совершено преступление "Е".
Arabamız olup olmadığını mı anlamaya çalışıyorsun?
Тебя интересует, есть ли у кого машина?
Bilim adamları yaratıkların özelliklerini anlamaya çalışıyor.
Учёное сообщество вызвалось найти объяснение... трансовому состоянию, наблюдаемому у агрессоров.
Hala ne kullandıklarını anlamaya çalışıyoruz.
Мы по-прежнему пытаемся выяснить, что же они такое использовали...
Duygularınızı anlamaya çalışıyorum, ama siz canımı sıkıyorsunuz.
Я пытаюсь быть с тобой любезной, но ты действительно невыносим.
Buradan kimlerin karıştığını anlamaya çalışıyorum.
Я только пытаюсь понять, что за игроки вовлечены в игру.
Ben adamın niye öyle dediğini anlamaya çalışırken... Nicky ona vurmuştu.
Пока я пытался выяснить почему этот парень говорил то... что он говорил, Никки просто его ударил.
Bunların gövdene nasıl bağlı olduğunu anlamaya çalışıyoruz.
Мы бы хотели посмотреть как они приделаны.
Ben hala Rom'un bu sisteme yaptıklarını anlamaya çalışıyorum.
Я все еще пытаюсь понять, что Ром сделал и этими системами.
Diğer ikisi, bize ne yapacaklarını anlamaya çalışıyor.
Другие два, кажется, размышляют, что с нами сделать.
Yalancı mısın yoksa kelepçe seni delirtti mi.. işte bunu anlamaya çalışıyorum.
Пытаюсь понять, лжешь ли ты... или эта клемма уже свела тебя с ума.
Biz onun davranışını, ruhsal durumunu anlamaya çalışıyoruz. Olayın ahlaki boyutunu açıklamanız gerekmiyor.
Мы пытаемся узнать об ее поведении, ее эмоциональном состоянии.
Bak, Lyta, anlamaya çalış Vorlonlara yakındın ve şu sıralar pek popüler oldukları söylenemez.
Послушайте, Лита, вы должны понять....... вы были близки к Ворлонам, а они не очень популярны сейчас.
Maçın ortasında neden mağazaya gittiğini anlamaya çalışıyorum.
Я всё ещё пытаюсь понять, зачем ты одела коньки и скользила в бейсболе.
Anlamaya çalışmalısın Eric annen uzun zaman önce öldü.
Пойми, Эрик. Твоя мать умерла много лет назад.
çalışın 67
anlamadım 1209
anlamıyorum 2163
anlamı 137
anlamadın 43
anlamıyorsun 843
anlamında 18
anlamıyor musun 942
anlamıştım 59
anlamı nedir 18
anlamadım 1209
anlamıyorum 2163
anlamı 137
anlamadın 43
anlamıyorsun 843
anlamında 18
anlamıyor musun 942
anlamıştım 59
anlamı nedir 18
anlamı ne 66
anlamsız 76
anlamak istiyorum 20
anlamıyor 38
anlamazsın 32
anlamı yok 36
anlamadım efendim 18
anlamına gelir 38
anlamıyormusun 20
anlamına geliyor 59
anlamsız 76
anlamak istiyorum 20
anlamıyor 38
anlamazsın 32
anlamı yok 36
anlamadım efendim 18
anlamına gelir 38
anlamıyormusun 20
anlamına geliyor 59
anlamalısınız 22
anlamıyorlar 19
anlamadınız 26
anlamıyorsunuz 352
anlamadın mı 132
anlamalısın 63
anlamışsın 24
anlamıyorsun değil mi 22
anlamıyor musunuz 206
anlamaya çalış 103
anlamıyorlar 19
anlamadınız 26
anlamıyorsunuz 352
anlamadın mı 132
anlamalısın 63
anlamışsın 24
anlamıyorsun değil mi 22
anlamıyor musunuz 206
anlamaya çalış 103