English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ S ] / Silahı vardı

Silahı vardı translate Russian

511 parallel translation
Silahı vardı.
У него был пистолет.
Benim hatam değil, silahı vardı... Yalnızca ismin!
- Я не виновата, он приставил пистолет.
New York'ta silah sahibi olamazsın. Burada herkesin bir silahı vardır.
В Нью-Йорке с оружием не походишь, а здесь оно есть у каждого.
Bülbül. Bir silahı vardı.
Она хранила в столе пистолет.
- Silahı vardı.
- У него был пистолет.
Küçük bir silahı vardı.
И с маленьким пистолетом.
Onun silahı vardı. Ve bana yaptırdı.
У него был пистолет... и у него получилось.
Belki de bir silahı vardır.
Она попросила тебя нести гроб.
Bu herifin bir silahı vardı...
У этого "прокурора" оказался ствол...
Valerio'nun kayınbiraderiydi o! Silahı vardı.
А ведь он, блядь, зять Валерио!
Silahı vardıysa hiç şansın olmazdı.
- Если у него было оружие - у вас не было шансов.
Silahı vardı.
У него был пистолет. Надо позвонить в полицию.
Bir kaplanın saldırısına uğrayan bir silah taşıyıcım vardı.
У меня был оруженосец, которого однажды поранил тигр.
Bir levyeyle içeri girip, arkaya saklandı, silahı da vardı.
Он открыл отмычкой дверь с заднего хода, у него был пистолет.
Sonra onunla ve ablasıyla konuştum, akabinde de yaşı gelene kadar başka hiçbir silah almayacağına dair aramızda anlaşmaya vardık.
Потом я поговорил с ним и его сестрой, и мы договорились... что у него не будет оружия, пока он не достигнет совершеннолетия.
Bu çantanın içinde silahım vardı.
Здесь был пистолет.
Ağızdan ağıza dolaşan bir tek parola vardı : "Silah ve Ordu" General, Sicilyalıların bir işe şaka olsun diye..
Генерал сразу понял, что если сицилийцы берутся за дело, то это серьезно.
Siz neden Garibaldi'cisiniz? " Garibaldi'yi silah arkadaşınız olmaya layık bulursanız,..... onun tek dileği vardır :
Если вы уважаете Гарибальди как брата по оружию, то у него лишь одно желание :
Her silahın kendine has nağmesi vardır.
Любое оружие звучит по-своему.
Bu dünyada iki tür insan vardır, arkadaşım. Silahı dolu olanlar ve kazmaya mahkûm olanlar.
Видишь ли, в этом мире, есть два типа людей, друг мой... те, у кого заряжены пистолеты... и те, кто копают.
Biri odaya daldı, çılgınca "Eller Yukarı!" dedi. Silahım vardı, ateş ettim.
Кто-то ворвался в комнату и закричал - руки вверх, а у меня пистолет под подушкой, я выстрелил, а это Сережка Лукашевич.
Kemerinde bir kılıf vardı. Silah onun olmalı.
Скорее всего, убитый держал его на поясе.
- Yolcular arandı, efendim. Sadece Bayan Rosalie Otterbourne'un el çantasında küçük bir silah vardı. - Evet?
- Всех пассажиров обыскали, сэр.
Silah sesi ve benzin kokusu vardı.
Пальба и запах бензина.
Yanında silah olarak bir tek bu vardı.
Он был вооружен только этим.
Fikrinizi ne değiştirdi? Ypsilon'u gördükten sonra farkına vardım. Bir silah olarak doğduğu için tek başına devam etmesinin daha doğru olabileceğini düşünüyorum.
Ты больше так не считаешь? то лучше ему только оружием и оставаться.
Neden dolabında bir silah vardı?
— Зачем тебе пушка?
"İntihar" dediğim, odasında yalnızdı, ve elinde bir silah vardı. Ve vurulduğu anda odaya kimse girip çıkmadı.
Когда я говорю самоубийство - он был один в комнате, его нашли с оружием в руке, никто не входил и не выходил из комнаты в момент выстрела.
Manyağın tekinde acayip bir silah vardı, M-16 gibi bir şey.
У сучонка в руках была такая жуткая крутая штука, типа М-16.
Sence de biraz fazla ileri gitmedi mi? Çocuğun silahı vardı, Tanrı aşkına.
- Но у мальчишки был пистолет, он должен был защищаться.
Silahım vardı.
Оружие у меня было.
Silah ve patlayıcılarda kimyasal maddeler harketli parçalar vardır.
В бомбе должна быть взрывчатка.
Sadece birinde silah vardı ve kılıfındaydı.
У одного было оружие, но оно было в кобуре.
Silahın vardı!
У тебя же была пушка.
Silahım vardı ama vuramadım. Vuramadım çünkü seni gördüm.
У меня был пистолет и я не смог выстрелить.
Orda durdun aşağı baktın bir silah vardı.
Вы стоите здесь, смотрите вниз видите пистолет.
Her silahın bir kullanma kılavuzu vardır..
Каждое оружие имеет инструкцию. Я уверен, это тоже имеет.
Elektrikler geldiğinde ; Masada tüten bir silah vardı.
огда свет вновь зажЄгс € дым € щийс € пистолет лежал на столе.
Önceki denetlemelerinizde itaat ettim çünkü daha üstün silah gücün vardı, ama savaş gemilerinizden birisini çevrede göremiyorum.
Я соглашалась на ваши предыдущие проверки, потому что вы превосходили силой, но сейчас я что-то не вижу ни одного вашего боевого корабля.
Kavga etmiyorduysanız, neden silahın vardı?
Тогда откуда у тебя пистолет?
Çorabının içinde otomatik bir silah vardı.
А в чулке у вас пистолет.
Deden yakalandığında üzerinde bu silah vardı, üzerinde hiç iz var mıydı?
Нет ничего об оружии, которое было у вашего деда.
- Silahı vardı.
- Он был вооружен.
- Elbette silahı vardı.
- Разумеется.
Dolu bir silahın cebinde ne işi vardı kahrolası?
Нахрена ты держал заряженный пистолет в штанах? Чёрт побери! Я его не трогал!
Bunun için silah arkadaşlarına ihtiyacımız vardı.
Но такая грандиозная операция требует братьев по оружию.
- Silahınız var mı Bay Bartholomew? - Her zaman vardır Bayan Lambert.
- Вы вооружены, мистер Бартоломью?
Yatan ölü bir adamla, elinde dumanı tüten bir silah vardı.
Наш парень остался лежать там с дымящимся стволом в руках.
Koltukta silah ve kadın elbisesi vardı.
На сиденье было оружие, патроны, женская одежда.
Senin elinde silah vardı. Sen Olayı bildirmedin ve senin davetsiz misafirin iz bırakmadan gitti.
У тебя был пистолет, а ты не доложил об этом, а твой так называемый киллер не оставил улик
Serserilerde silah vardı ama ateş edemiyorlardı.
У бандитов было оружие, но не все умели стрелять.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]