Söylemek zorunda değilsin translate Russian
327 parallel translation
Hoşlanmadığın bir şeyi söylemek zorunda değilsin...
Ты не должен рассказывать мне то, что не хочешь...
Evet, etti, ama bunu söylemek zorunda değilsin.
Ой, да, делал, но необязательно об этом рассказывать.
Hiçbir şey söylemek zorunda değilsin.
Ничего ты не должна!
Bir şey söylemek zorunda değilsin.
Тебе не надо ничего говорить.
Söylemek zorunda değilsin.
Нет нужды даже говорить об этом.
Tommy, hiçbir şey söylemek zorunda değilsin.
Tомми, не надо ничего говорить.
Birşeyler söylemek zorunda değilsin.
Тебе не нужно ничего говорить.
- Hiçbir şey söylemek zorunda değilsin.
Я хочу, чтобы ты... - Не нужно ничего говорить.
- Söylemek zorunda değilsin. Benimki sadece...
- Ты не должна мне рассказывать, если ты не...
Fakat ona faydalı olmak ve çoğalmanız için herşeyi söylemek zorunda değilsin.
Но я не буду желать вам плодиться и размножаться.
- Bana güzel şeyler söylemek zorunda değilsin.
Мне твои подачки не нужны.
Yani söylemek zorunda değilsin. Ne?
"ы конечно не об € зан мне говорить." ак что?
Güzel şeyler söylemek zorunda değilsin.
Нет, я к тому, что необязательно говорить мне приятные вещи.
Bana söylemek zorunda değilsin.
Знаешь, тебе необязательно говорить мне.
Yalan söylemek zorunda değilsin, sadece yeni bir bilgi vermek isteme yeter.
Тебе не придется лгать. Просто не раскрывай никакой новой информации.
Hayatım, hiçbir şey söylemek zorunda değilsin.
Миленькая... Не любо - не говори.
Haklısın, bana bir bok söylemek zorunda değilsin!
Верно, вы не должны рассказывать мне чепуху!
Bana söylemek zorunda değilsin, sadece...
Так что не говори мне. Я просто...
İstemiyorsan, söylemek zorunda değilsin.
Не надо было мне говорить, если ты не хотела.
Bunları bana söylemek zorunda değilsin.
Не хватало, чтобы и ты мне это говорила!
- Hiçbir şey söylemek zorunda değilsin.
- Ты ничего не должен говорить.
- Bunu söylemek zorunda değilsin, Marie.
- Ты не должна говорить так, Мэри.
Bana iki kere söylemek zorunda değilsin.
Не надо мне два раза повторять
Bana neden verdiğini ve ne anlama geldiğini söylemek zorunda değilsin.
Ты ни разу не говорил мне, почему подарил его и что он означает.
Her zaman doğruyu söylemek zorunda değilsin.
Всегда говорить правду совсем необязательно.
Evet, ama doğruyu söylemek zorunda değilsin.
- Зрителям надо объяснить. Мы не можем сказать им правду.
Phoebe böyle söylemek zorunda değilsin.
Ты не обязана это говорить.
Rahatsız olduysan bir şey söylemek zorunda değilsin.
Тебе не обязательно говорить, если не хочешь.
Peki, beni sevdiğini söylemek zorunda değilsin. Sorun değil.
Ну ладно, не нужно говорить, что ты меня любишь.
- Ben de. - Yalan söylemek zorunda değilsin.
- Тебе не обязательно.
Bana bir şey söylemek zorunda değilsin, Steven.
Стивен, тебе не нужно ничего говорить.
Söylemek zorunda değilsin.
Можешь мне не рассказывать.
Bir şey söylemek zorunda değilsin- -
Тебе не надо оправдываться.
Yalan söylemek zorunda değilsin.
Мне лгать не стоит.
Bir şey söylemek zorunda değilsin.
Тебе не нужно ничего говорить.
Bana bunları söylemek zorunda değilsin. Onun meziyetlerinde birini kaçırmayız.
Даже говорить не нужно, по ней сразу видно.
Bir şey söylemek zorunda değilsin.
Ты не должна ничего говорить.
Hiçbir şey söylemek zorunda değilsin. Sen sadece bir hizmetçisin.
Вы всего лишь горничная!
- Hiçbir şey söylemek zorunda değilsin.
- Тебе не надо ничего говорить.
- Önemli değil. Söylemek zorunda değilsin.
- Ладно, можешь не говорить.
- Ve hiç bir şey söylemek zorunda değilsin.
Тебе не нужно ничего говорить.
Bana söylemek zorunda değilsin.
Ты можешь мне не говорить.
Yalan söylemek zorunda değilsin.
Не надо лгать.
Birşey söylemek zorunda değilsin.
Ты ничего не должен говорить.
Şarkı söylemek zorunda değilsin.
Петь не обязательно.
Bir şey söylemek, bir şey yapmak zorunda değilsin.
Тебе не обязательно что-то говорить или что-то делать.
Söylemek istediğim, istemiyorsan gitmek zorunda değilsin David.
Ты можешь не идти туда, если не хочешь.
Peki, Bart. Söylemek zorunda değilsin,
Хорошо, Барт.
Kimden olduğunu söylemek zorunda değilsin.
Ты не обязана...
Teşekkürler. Bu gece söylemek zorunda bile değilsin. Davet açık.
Тебе не обязательно делать это сегодня вечером.
Eh o halde, bir şey söylemek zorunda değilsin.
" то ж, тогд € не говоои.
söylemek zorundayım 27
değilsin 303
değilsiniz 26
söyle 2270
şöyle 191
söyledim 318
söyledi 132
söyledin 99
söylemiştim 315
söylemiştin 61
değilsin 303
değilsiniz 26
söyle 2270
şöyle 191
söyledim 318
söyledi 132
söyledin 99
söylemiştim 315
söylemiştin 61
söyleme 186
söyle bana 1105
söylemeyeceğim 91
söyleyeceğim 241
söylemem 123
söylemedim 113
söylesene 1323
söylemek istediğim 130
söylemedin 49
söylerim 244
söyle bana 1105
söylemeyeceğim 91
söyleyeceğim 241
söylemem 123
söylemedim 113
söylesene 1323
söylemek istediğim 130
söylemedin 49
söylerim 244
söyleyeyim 186
söylemeyecek misin 32
söylemiyorum 60
söyle ona 443
söylediğim gibi 241
söylediler 23
söylemem gerek 33
söyle bakalım 455
söylemedi 153
söyleyin bana 123
söylemeyecek misin 32
söylemiyorum 60
söyle ona 443
söylediğim gibi 241
söylediler 23
söylemem gerek 33
söyle bakalım 455
söylemedi 153
söyleyin bana 123