English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ Y ] / Ya sen

Ya sen translate Russian

10,953 parallel translation
Peki ya sen Scully?
Ладно. Что насчёт тебя, Скалли?
Ya sen?
А как же ты?
Ya sen?
А вы?
Peki ya sen?
Что насчёт тебя?
Peki ya sen?
Ну, а что насчет тебя?
Bruce, hadi ondan bu tür davranışları beklerdim de peki ya sen?
- Вы бы слышали, что он рассказывал.
Peki ya sen? Sana iyi bakıyorlar mı?
Как они здесь заботятся о вас?
Peki ya sen?
А что с вами случилось?
- Ama onu reddettiğine sevindim, ya sen?
Но я рада, что она ему отказала. - А ты?
Ya sen?
А что насчет тебя самого?
Peki ya sen nasılsın?
А ты как?
Ya sen?
А ты?
Hayır, sanırım korkmuyorum, ya sen?
Нет, с чего бы... а вам?
Ya sen?
А Вы?
Ya sen cekete uyarsın ya da ceket sana uyar.
Или вы подходите пиджаку, или пиджак идет вам.
Burada bir hortum olduğunu hatırlamıyorum, ya sen?
- Не припоминаю, чтобы здесь лежал шланг.
Ya sen öldürülemezsin dostum ya da çoktan ölmüşsün.
Или ты бессмертен, или ты здесь задержался.
- Ben çok beğendim, ya sen?
- Мне понравилось, а тебе?
Manyak mısın sen ya? - Gizmo'yla yatmayacağım.
Ага, ну я не трахну Гизмо.
- Scully, sen bir şeyi tahmin etme ya.
– Скалли, не гадай.
Yani şimdi sen bizim tek seçeneğimizin FBI'ya dalıp dosyaları çalmak olduğunu mu söylüyorsun?
Значит вы говорите, наш единственный вариант, это проникнуть в ФБР и выкрасть файл.
Sen Maura'ya gitmeyeceksin, biz onu sana getirteceğiz.
Вместо того, чтобы подбираться к Море, заставим её саму подойти к тебе.
Çünkü neye benzediğini tam olarak bilmiyorsun... ya da koku veya öyle gibi hissetmek... sen yapana kadar.
Их запах или прикосновения... пока не занимаешься этим.
Ciddi misin sen ya?
- Ты это серьезно?
Taylor, sen genç ve güzel bir hanımefendisin ama üzerinde çalıştığın bu şey var ya, at bokundan farksız.
Тейлор, ты прекрасная умница-красавица, но это твое произведение – просто срань.
Ya sen?
Так ведь?
- Bensiz git sen ya.
Знаешь... иди вперед, а я попозже.
Pişmanlık nedir bilirim daha fazlasını yapabilmiş olmayı düşünürsün ya da ölenin sen olman gerektiğini.
Я знаю, что такое вина. Чувство, будто ты мог сделать что-то ещё, что это должен был быть ты.
Peki ya sen, olağanüstü müsün?
Ты вундеркинд?
- Aşağıya in sen.
- Идите вниз!
- Ciddi misin sen ya?
Ты серьёзно?
Hani sen de gitar çalıyordun ya?
Да, да. Как ты с гитарой.
Peki ya sen ve Davis Main?
А как же "Дэвис и Мэйн"?
Peki ya sen?
А вы?
Peki, 17'si Salı gününü Çarşamba'ya bağlayan gece 18'i Çarşamba gününün ilk saatleri sen burada mıydın?
Ладно... С ночи вторника, 17-го, и до раннего утра среды, 18-го. А вы были здесь в это время?
Maureen, sen Bill Ponderosa'nın kız kardeşisin ve sizin düğününüzde Liam saldırıya uğradı, değil mi?
Марин, вы сестра Билла Пандеросы и ваша свадьба стала местом нападения на Лиама?
Bana söylendiğine göre sen ve cevherler Havana'ya vardığınızda İspanya'ya olan borcum kapanacak.
Мне сказано, что, как только вас доставят в Гавану, мы с испанцами будем квиты.
Sen ve ben haklıysak, Vali'nin konvoyunda bir şeyler ters gittiyse korkarım ki daha rahatsız edici bir durumla karşı karşıya kalacağız.
- Если мы были правы, и повозку губернатора кто-то перехватил, то, боюсь, нам придется иметь дело кое с чем похуже.
Sanırım o rafta sen ya da ben de olabilirdik ama senin seçimin ilhâm vericiydi.
Полагаю, на этом месте могли быть ты или я, но твой выбор восхищает.
Tabii sen istemiyorsan, Meksika'ya gidip güvenli bir şekilde aldırabilirim.
Если ты этого не хочешь, я могу поехать в Мексику, и всё безопасно сделают.
Ya da sen üzerine bir kalıp peynir koyabilirsin.
Или можешь положить сверху этот кусок сыра...
Ya elime sen geçersen?
- А если я узнаю, что это ты?
- Peki ya sen?
А ты что?
- Ya da tek sen.
– А может соло...
Sen geçen gece saldırıya uğrayan memur değil misin?
А вы не тот сотрудник, на которого напали той ночью?
Sen ne zamandır Tanrı'ya inanıyorsun Mulder?
С каких это пор ты веришь в Бога, Малдер?
Sen almıştın ya, hatırlasana.
Ты сама ее для нас купила.
Ben seninle gelirim ya da sen oraya yerleştikten sonra oraya gelirim.
Я поеду с тобой или я... Я приеду, когда ты освоишься.
Sen onun s.kinde bile değilsin ya bu hissi seviyorum.
Мне нравится насколько ему похуй на тебя.
"Sen bu şekilde doğmadın" dedin ya?
"Каждый сам выбирает судьбу".
Sen uyur ya da içerken veya pazartesi sabahı çok zorunlu gördüğün şeyi yaparken Phil Larson aradı.
Пока вы пили или спали, или чем вы там занимаетесь в понедельник утром, звонил Фил Ларсон.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]