Yalnız değilsin translate Russian
662 parallel translation
- En azından yalnız değilsin. - Rahatına bak evlat.
- По крайне мере, у тебя будет компания.
Yalnız değilsin.
Ты не одна.
- Yalnız değilsin.
- Ты не один.
- Artık yalnız değilsin.
Ты будешь жить среди людей. Ты больше не один.
Yalnız değilsin.
Ты не одна. Ты привела это с собой.
Yalnız değilsin?
Перестань Валери!
Yalnız değilsin Paul, ben buradayım.
Ты не одинок, Поль. Я с тобой.
Bu dediklerin güzel şeyler de yalnız değilsin, bir ailen var.
Это все очень красиво сказано но у тебя есть еще близкие и родные, ты не один.
Yalnız değilsin, değil mi?
Ты не одна? .. Тут кто-то есть?
Bud. Yalnız değilsin.
Ты не одинок, Бад!
Yalnız değilsin, tamam mı?
Ты не одна, окей.
Biliyorum yalnız değilsin.
Я знаю, ты не один.
Yalnız değilsin öyleyse.
Ох, но уверяю тебя, что ты не один.
- Yalnız değilsin.
- Ты не одна.
İhtiyacın olan şey burada. Yalnız değilsin.
В этот час горя ты не один.
Yalnız değilsin, Verad.
Ты не один, Верад.
- Yalnız değilsin.
- Вы не одиноки.
Yalnız değilsin.
Ты не одинока.
Söylediklerimden ve kaltaklık yaptığımdan ötürü üzgünüm ama şunu söylemeliyim ki yalnız değilsin.
Прости за всё, что я сказала, за то, что была такой стервой, но я должна тебе сказать : Ты не одинока.
Sanırım yalnız değilsin?
Надеюсь, вы здесь не одна?
Ama yalnız değilsin Roz.
Но, Роз, ты не одна.
Yalnız değilsin.
Да, майор.
Yalnız değilsin, Kathryn.
Ты не одинока, Кэтрин.
Seni tekrar Borg yapamam ama yalnız değilsin.
Я не могу вернуть вас к боргам, но вы не одиноки.
Yalnız değilsin.
Ты не одинок.
Yalnız değilsin.
Я верю тебе, ты не один.
Lewis, şu anda yalnız değilsin! Ben buradayım.
Я вижу тебя!
Buradayım. Yalnız değilsin, Lewis.
Я тебя вижу, Льюис!
Bana baktı ve "unutma, yalnız değilsin" dedi.
ќна посмотрела на мен € и сказала : "ѕомни, ты не один".
Fakat endişelenme, yalnız değilsin.
Но не волнуйся, ты не одна.
Yani yalnız değilsin.
Значит, ты не одна.
Yalnız değilsin.
Не тебе одной.
Ne yazık ki, yalnız değilsin.
К сожалению, вы не одни.
- Hem yalnız değilsin. Ben varım.
К тому же ты не один.
- Yalnız değilsin.
Ой, да не тебе одному.
Bu işte yalnız değilsin.
И ты не один.
Zaten yalnız değilsin.
Ты не одинок.
May, yalnız değilsin.
Ты не одна.
Böylesine yalnız bir insana bu kadar kaba olmak zorunda değilsin.
Нельзя быть таким жестоким с беззащитным существом.
Sandığın yalnız kurt değilsin.
Что ты не такой одинокий волк, как думал.
Yalnız başına güvende değilsin.
Ты теперь в опасности.
Galiba artık eskisi gibi yalnız uyumaya alışık değilsin.
Думаю, ты больше не можешь спать в одиночестве.
Yalnız gitmek zorunda değilsin.
Вы не должны идти одна.
Yalnız değilsin, Lewis!
Ты не один, Льюис!
Yalnız değilsin, Lewis. Bana bak, yalnız değilsin.
Ты не один, Льюис!
Yalnız değilsin.
Ты не один!
Yalnız değilsin, Lewis.
Я здесь! Ты не один!
Voyager da yalnız başına olsaydın olabilirdi, ama değilsin.
"Вояджер" здесь, может быть, и одинок, но вы - нет.
Ama yalnız yapmak zorunda değilsin.
Но ты не обязана делать это одна.
Yalnız seyahat edecek durumda değilsin.
Ты не должна путешествовать одна.
Roz'la yalnız kalmak için hiç hevesli değilsin.
- Ты о чем? О том, что ты, кажется, не горишь желанием остаться наедине с Роз.
yalnız değilsiniz 18
değilsin 303
değilsiniz 26
yalnız 545
yalnızlık 55
yalnızım 166
yalnız mısın 235
yalnızca 183
yalnız yaşıyorum 22
yalnızdım 64
değilsin 303
değilsiniz 26
yalnız 545
yalnızlık 55
yalnızım 166
yalnız mısın 235
yalnızca 183
yalnız yaşıyorum 22
yalnızdım 64
yalnız mısınız 41
yalnızsın 42
yalnızız 36
yalnız mı yaşıyorsun 33
yalnız değilim 65
yalnız kalmak istiyorum 88
yalnızdı 24
yalnız bırak beni 49
yalnız değil 26
yalnız mı 151
yalnızsın 42
yalnızız 36
yalnız mı yaşıyorsun 33
yalnız değilim 65
yalnız kalmak istiyorum 88
yalnızdı 24
yalnız bırak beni 49
yalnız değil 26
yalnız mı 151