English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turkish → Russian / [ Ç ] / Çıkarın onu

Çıkarın onu translate Russian

747 parallel translation
Çıkın! Çıkarın onu.
На что ты смотришь?
- Çıkarın onu buradan.
- Уведите его! - Пошли...
- Çıkarın onu buradan!
- "берите еЄ отсюда!" берите еЄ отсюда.
Çıkarın onu buradan.
" видите его отсюда.
Çıkarın onu.
Выведите его.
Çıkarın onu. Çıkarın onu buradan!
Выведите ее отсюда!
- Çıkarın onu buradan.
Уведите его отсюда.
Çıkarın onu.
Доставай его оттуда.
Çıkarın onu buradan!
Отклонить его!
- Çıkarın onu.
Уберите его, уберите!
Çıkarın onu. Götürün onu. Şarap.
Mириам, вина!
- Çıkarın onu buradan! - Hadi ama, dergiyi geri ver.
- Выведи его отсюда!
Haydi, çıkarın onu!
Давай, поднимай его!
Haydi çıkarın onu!
Выведите его!
Çıkarın onu. Kamerayı çekin. Joe, bana yardım et.
Хорошо, снято, вытащите его оттуда.
Raymond, çıkarın onu arabadan dışarı
Вытащи его из машины, Рэймонд!
Birazdan, onu gizlice dışarı çıkarın.
Тихо выскользните с ней.
Çıkarın onu!
- Тащите ее наружу!
Bazı söylentiler çıkarın. Dük Red karşıtı bir hava yaratın, onu tutuklayalım.
Всех настройте против герцога Реда и потом мы его арестуем.
- Çıkarın onu.
Выведите ее.
- Onu oradan çıkarın!
- Уберите его!
Onu buradan çıkarın.
Уведите этих типов!
- Onu bebek odasından dışarı çıkarın hemen!
Выведите её через детскую, быстро!
Sabah bakkal alışverişini yapmak üzere evden çıkarım ve o da kimse onu bulmasın diye saklanmak için bahçeye kaçar.
Я ухожу на рынок, он сидит в саду. Иногда он прячется от всех.
Şu kocaman, güçlü kollarınla beni sıkarak onu içimden çıkarırsın.
Ты выдавишь это из меня своими сильными ручищами.
Yine de sanki... Bunun kararını belki de Bay Gerard'a bırakmalıyız, sayın yargıç... Onu anlamak için üzerimizdeki rütbeleri çıkarıp, öyle takip etmeliyiz.
Если бы мы вынуждены были допустить, что сеньора Хирард права, мы должны были бы всё бросить, вы - свою тогу, я - свой халат и последовать за ней.
Onu alırken seni görür, planın ortaya çıkar.
Холлидей увидит, как вы его возьмете, и всё представление насмарку.
Onu benim yatak odamdan çıkarın.
Пусть выйдет из моей спальни.
Onu aklınızdan çıkarın. Tanrı aşkına, bu sadece bir kazaydı.
Выбросьте это из головы, ради Христа, это было случайностью!
Bir adam için müziğin doğuştan gelen bir istek olduğunu hiç bir zaman anlamadı... Tıpkı kalp atışı gibi. Onu öldürmeden çıkarıp, atamazsın.
Поймет ли он когда-нибудь, что музыка является частью человека... как биение сердца, и ты не можешь отнять ее, не убив самого человека.
Bazıları onu öldürüldüğü palavrasını atsa da o mutlaka ortaya çıkar beyaz, heybetli ve gizlice.
Некоторые утверждали, что его больше нет.
Kızın yaşadığı o çöplüğe gir, döküntülerini topla, nezarete git, onu çıkar ve başka isimle bir otele yerleştir.
Ты ворвешься в то болото, в котором она живет, соберешь весь ее хлам, пойдешь в тюрьму, вытащишь ее оттуда и поселишь в отеле под вымышленным именем.
Onu dışarı çıkarın hanımefendi.
Пусть он уйдет, сеньорита.
Çıkarın onu buradan!
Уберите его отсюда.
Onu yukarı çıkarın!
Отведите ее наверх. Но что с ней будет?
Onu dışarı çıkarın.
Секретарь, вы всё записали?
- Onu çıkarın.
- Выведите ее.
Sadece onu çıkarın.
Просто выведите ее отсюда!
Önce onu buradan çıkarın. Şunun içine sarın. Köşede minibüsüm var.
Сперва избавимся от трупа.
Onu dışarı çıkarın. Burada yatamaz.
Увезите его, чтобы он не тух здесь.
Elbiselerini çıkarın ve bana getirin. Onu şimdi istiyorum.
Разденьте и приведите ко мне.
Karın senin yerine burada olsaydı ve sende o kadar parayla Paris'te olsaydın onu buradan çıkarmak için ne kadar verirdin?
Если бы она была здесь, а ты со всеми деньгами - в Париже сколько бы ты заплатил, чтобы её вернуть?
Elinizden geleni yapıp yine de onu anlamayı başaramıyorsanız, o zaman aslında hatalı olanın ben olduğum gerçeği ortaya çıkar.
огда это происходит, но вы не можете до нее достучатьс €, как ни стараетесь, тогда приходитс € признать, что это мо € ошибка.
Onu buradan çıkarın!
паяте том апо ды!
Çıkarın onu. - Ne?
Что?
Onu buradan çıkarın.
Выведите его отсюда.
Şekeri buraya koyarsın... ve ucunu yükselttiğinde şeker çıkar ve onu yiyebilirsin.
Кладешь леденец сюда... потом поднимаешь голову, и можешь съесть леденец.
- Çıkarın onu buradan.
- Увести его отсюда.
Hiç onun tarafını tutmayıp her konuda onu suçlayan ebeveyni... Yahudi karşıtlarından yana çıkar.
Родители, никогда не входившие в его положение... и обвинявшие его во всем, вставали на сторону антисемитов.
Soluk olduğunu farkettim, onu dışarı çıkarın!
Я заметил, он был бледен.Вынесите его.
İmkansız gibi geliyor, ama onu yanan arabadan... kadını çıkarırken gördüğünü söyleyenler var.
Это звучит невероятно, но свидетели утверждают, что он вынес её из огня с места аварии.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]