Çok yakındık traducir español
408 traducción paralela
Biz çok yakındık, hayatım. Hep beraber vakit geçirirdik.
Fuimos íntimas en la época que estuvimos juntas.
Duygu aynıydı, bu benim kıtamdı ve çok yakındık.
La esencia era la misma, era mi continente, estábamos muy cerca.
Bilirsin, gerçekten güçlü... ve biz çok yakındık, o ve ben.
Era un hombre maravilloso. Era muy fuerte... y nos queríamos mucho, él y yo.
Mayının bulunduğu yere çok yakındık... tren çarptığındaysa, metal parçaları havai fişek gösterilerindeki gibi... üzerimize düştü.
Estábamos demasiado cerca de donde estaba la mina. Cuando el tren le dio, los pedazos de metal cayeron como una lluvia de fuegos artificiales.
Hayır, hayır. Hornsby ile birbirimize çok yakındık.
Horsby y yo hemos convivido demasiado.
Sen ve ben bir zamanlar çok yakındık Miles.
Tú y yo fuimos éramos muy unidos, Miles.
Yıllardır birbirimize çok yakındık.
Nosotros estuvimos tan juntos todos estos años.
Şimdi anlıyorsunuz değil mi, hepimiz birbirimize çok yakındık.
Era algo muy familiar.
Açıklaması zor bir şekilde birbirimize çok yakındık.
Hemos sido muy unidos. Es muy difícil de explicar.
Ama eskiden çok yakındık, liseden sonra da öyleydi.
Pero fuimos muy amigos, incluso después del Liceo.
Yakındık, yani çok yakındık.
Éramos... unidas, muy unidas.
Danny ve ben gerçekten çok yakındık, ama ilişkimiz olağandı.
Danny... Danny y yo éramos novios, pero no había magia, ¿ entiendes?
Elimi yavaşça yanağına koydum ve o an gerçekten çok yakındık.
Entonces, levante la mano y le toque la mejilla. Por primera vez en mi vida me sentí completamente unida a ella.
Biz onunla çok yakındık.
Éramos tan unidas.
Acil bir işimiz yoktu, ayrıca buraya çok yakındık.
No teníamos nada entre manos, y estábamos cerca.
Çok yakındık.
Estábamos demasiado unidos.
Çok, çok yakındık.
Muy unida.
Ben ve Colin çok yakındık.
Éramos íntimos.
Çok yakındık, gerçekten. Ta ki...
Estábamos unidos, muy unidos, hasta que...
kız kardeşim ve ben çok yakındık.
Mi hermana y yo éramos muy unidas.
Çok yakındık.
Bastante buenos.
Çok yakındık.
Eramos muy amigos.
Baban ve ben çok yakındık.
Tu padre y yo éramos muy amigos.
- Biz hep çok yakındık, değil mi?
- Siempre hemos sido íntimos, ¿ verdad?
Eskiden çok yakındık, ama onu yıllardır görmedim. Ve işte annem.
Solíamos ser tan cercanas, pero no la he visto en años.
- Biz çok yakındık.
- Eramos tan unidas.
Biz küçükken seninle çok yakındık.
Eramos tan unidos cuando éramos jóvenes.
Söylemeliyim, yıllar önce çok yakındık, ama ben... Bence şimdi çok farklıyız.
Estábamos muy unidos hace años, pero creo que ahora somos muy diferentes.
Biliyorsun, çok yakındık.
Ya sabes, muy cercanos.
Beraber büyürken... Laura'yla çok yakındık ve bu korkutucuydu.
Cuando estábamos creciendo Laura y yo estábamos tan unidas que daba miedo.
Hepimiz çok yakındık birbirimize.
Estábamos muy unidos.
Çok yakındık!
¡ Tan cerca!
- Biz çok yakındık!
- ¡ Eramos íntimos!
Annem ve ben çok yakındık.
Mi madre y yo éramos muy cercanas.
Çok yakındık.
Fue muy cercano.
Çok yakındık.
Estábamos unidas,...
Gerçekten çok yakındık!
¡ estábamos muy unidas!
Dün gece kazanmaya çok yakındık.
Estuvimos tan cerca de ganar anoche.
Lanet olsun, çok yakındık.
Joder, con lo cerca que estábamos.
Yabancı değil. Onlarla tüm gün prova yaptık ve çok cana yakındılar.
He ensayado con los músicos toda la tarde, y están encantados.
Birbirimize çok yakındık ve bana "Buradan gidelim mi?" dedi.
Hablábamos de cosas que no había hablado con nadie.
Şunu bilmelisin ki benim çok sevgili Katerina Matveyevnam artık insanlar arasındaki sınıf çatışmaları genel olarak sona ermiş durumdadır ve ezik halkların kurtuluşları çok yakındır.
Deberías de saber, mi querida Katerina Matveyevna, que hasta la fecha, la lucha de clases se ha establecido en todas partes, y el día de la liberación mundial se acerca.
O zamanlar çok yakındık, sende adresi yok mu?
Éramos muy amigas, ¿ no tienes su dirección?
Üç yaş küçük olan kız kardeşine çok yakındı.
Estaba muy apegado a su hermana, tres años menor que él.
Ah, Iris. Çok yakındık!
Iris. ¡ Estábamos tan cerca!
Evimize, buradan kurtulmaya o kadar yakındık ki... Ve bunun için artık çok geç!
Lo suficientemente cerca de casa como para olerla, y ahora se ha ido.
Çok yakındık çünkü küçük yaşta yetim kalmıştık.
Estábamos muy unidos desde que nos quedamos huérfanos.
Bazen seni kıskandığımı itiraf etmekte bir sakınca görmüyorum. Frank mektuplarından çok zevk alırdı. Yazdığın bazı şeyler onun espri anlayışına çok yakındı.
A veces, no me importa decirle, me sentía muy celosa de usted Frank disfrutaba tanto sus cartas y ellas, o algunas, eran parecidas a su sentido del humor.
Sessizce yaklaştı, artık çok yakındı.
En silencio ella se vuelve.
Kızların lisesi Cranmer meydanında bulunur,... ve bir çok sporun yapıIdığı, oyun alanlarının yer aldığı Hagley parkına yakındır.
La escuela de las chicas, ubicada en la plaza Cranmer. Y no lejos de allí, las grandes extensiones de Hagley Park Con sus campos de juego, para varios deportes.
Artık sonu çok yakındı ve o da bunu hissediyordu.
El fin se acercaba. Ella lo sabía.
çok yazık 499
çok yorgunum 419
çok yakışıklısın 42
çok yoruldum 142
çok yaşa 236
çok yakında 217
çok yakışıklı 83
çok yalnızım 50
çok yakıştı 22
çok yaşlı 53
çok yorgunum 419
çok yakışıklısın 42
çok yoruldum 142
çok yaşa 236
çok yakında 217
çok yakışıklı 83
çok yalnızım 50
çok yakıştı 22
çok yaşlı 53